Geçtiğimiz haftalarda, İmralı’dan Kandil’e BDP’li aracılarla gönderilen mektupta, terör örgütünün sözde çekilmesinin teknik detaylarına yer verilmişti.
Bu detaylar içinde, Ankara’dan TBMM’de sürecin takibi için bir komisyonun kurulması, çekilme koşullarının iyileştirilmesi gibi şartların talep edildiği, ancak bunlar gerçekleşirse çekilme gerçekleşeceği belirtilmişti.
Aradan çok kısa bir zaman geçti ve önceki gün teröristbaşının “komisyon” şartı Meclis tarafından kabul edildi.
TBMM’de, terörle müzakere sürecini takip etmek üzere araştırma komisyonu kuruldu.
Hem de öyle bir kuruldu ki ana muhalefetin pasıyla…
Bu konuda CHP daha önce bir önerge vermişti ama imzalarını geri çekmişti, AKP bu önergeye imza verdi, CHP’nin bu önergesiyle AKP’nin önergesi birleştirildi, oylamaya sunuldu ve AKP ve BDP’nin oylarıyla kabul edildi.
Ana muhalefet CHP, daha önceden AKP’nin terörle müzakere sürecine “kredi babından” desteğini ilan etmişti, şimdi ise bu konuda AKP’nin elini güçlendirecek stratejik perde arkası pasları vermeye devam ediyor.
Perde arkası, çünkü görünüşte CHP tribünlerine yönelik olarak sanki bunu istemiyormuş gibi bir tavır sergiliyor. Ama öyle ya da böyle iş işten geçti, AKP, teröristbaşının isteğini CHP’nin önergesiyle yerine getirmiş oldu.
“İstemeden oldu” demek, sonradan itirazlar etmek hiçbir şeyi değiştirmiyor. Önerge sizin önergeniz, önemli olan neticedir. Bir siyaset adamı, eğer gerçekten istememekte samimiyse rakibine böyle kaleye yakın paslar atmaz.
İsteyerek attıysa “ulusalcılık” davasında samimi değildir, istemeden attıysa siyaset adamı değildir. Neticede birileri rahatlıkla bunu gole çevirebiliyor.
CHP’nin destekleri elbette ki bununla da sınırlı kalmıyor. AKP-BDP-APO koalisyonunun başlattığı sözde barış projesine, milletvekillerini doğu ve güneydoğu illerine göndererek de CHP, AKP’ye payanda olmaya devam ediyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, “Biz Toplumsal Mutabakat Komisyonu’nu andıran bir tarzda komisyon kurulabilirse elbette bunun içinde oluruz” demişti.
Ve CHP her şeyiyle bu sürecin içinde…
Burada bir noktaya daha dikkat çekmek istiyorum.
TBMM’ye milletvekilleri tarafından bir önerge veriliyor, başlangıçta kabul görmüyor. Fakat Öcalan sürecin devamı için komisyonu şart tutuyor, birkaç hafta içinde komisyon kurma kararı çıkıyor.
Benim anlamakta zorluk çektiğim nokta şu: Terörün temsilcisi APO, milletin temsilcilerinden çok daha mı sözü dinlenir oldu?
Esasen bu size çok garip de gelmesin.
Milletin ve devletin korunması ve işlerliği için var olan anayasa eğer bugüne kadar devleti ve milleti terörle vuran bir teröristbaşının yol haritasına göre şekilleniyorsa; bu kadar garabet bir noktaya düştüysek, milletvekillerinin önergesinin APO’nun talimatından sonra kabul edilmesi çok da garip olmasa gerek. Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete…
Bizi milli projelerle kalkındıracak, dünyanın 120’yi aşkın ülkesinde kısmen de olsa uygulanıp fayda görülen Milli Ekonomi Modeli’ne sahip Prof. Dr. Haydar Baş’ın tavsiyelerine uymaz, Bağımsız Türkiye Partisi’ni tek başına iktidara taşımazsak, bundan çok daha felaketlerini millet olarak yaşayacağız.
Bizden uyarması…
Bu detaylar içinde, Ankara’dan TBMM’de sürecin takibi için bir komisyonun kurulması, çekilme koşullarının iyileştirilmesi gibi şartların talep edildiği, ancak bunlar gerçekleşirse çekilme gerçekleşeceği belirtilmişti.
Aradan çok kısa bir zaman geçti ve önceki gün teröristbaşının “komisyon” şartı Meclis tarafından kabul edildi.
TBMM’de, terörle müzakere sürecini takip etmek üzere araştırma komisyonu kuruldu.
Hem de öyle bir kuruldu ki ana muhalefetin pasıyla…
Bu konuda CHP daha önce bir önerge vermişti ama imzalarını geri çekmişti, AKP bu önergeye imza verdi, CHP’nin bu önergesiyle AKP’nin önergesi birleştirildi, oylamaya sunuldu ve AKP ve BDP’nin oylarıyla kabul edildi.
Ana muhalefet CHP, daha önceden AKP’nin terörle müzakere sürecine “kredi babından” desteğini ilan etmişti, şimdi ise bu konuda AKP’nin elini güçlendirecek stratejik perde arkası pasları vermeye devam ediyor.
Perde arkası, çünkü görünüşte CHP tribünlerine yönelik olarak sanki bunu istemiyormuş gibi bir tavır sergiliyor. Ama öyle ya da böyle iş işten geçti, AKP, teröristbaşının isteğini CHP’nin önergesiyle yerine getirmiş oldu.
“İstemeden oldu” demek, sonradan itirazlar etmek hiçbir şeyi değiştirmiyor. Önerge sizin önergeniz, önemli olan neticedir. Bir siyaset adamı, eğer gerçekten istememekte samimiyse rakibine böyle kaleye yakın paslar atmaz.
İsteyerek attıysa “ulusalcılık” davasında samimi değildir, istemeden attıysa siyaset adamı değildir. Neticede birileri rahatlıkla bunu gole çevirebiliyor.
CHP’nin destekleri elbette ki bununla da sınırlı kalmıyor. AKP-BDP-APO koalisyonunun başlattığı sözde barış projesine, milletvekillerini doğu ve güneydoğu illerine göndererek de CHP, AKP’ye payanda olmaya devam ediyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, “Biz Toplumsal Mutabakat Komisyonu’nu andıran bir tarzda komisyon kurulabilirse elbette bunun içinde oluruz” demişti.
Ve CHP her şeyiyle bu sürecin içinde…
Burada bir noktaya daha dikkat çekmek istiyorum.
TBMM’ye milletvekilleri tarafından bir önerge veriliyor, başlangıçta kabul görmüyor. Fakat Öcalan sürecin devamı için komisyonu şart tutuyor, birkaç hafta içinde komisyon kurma kararı çıkıyor.
Benim anlamakta zorluk çektiğim nokta şu: Terörün temsilcisi APO, milletin temsilcilerinden çok daha mı sözü dinlenir oldu?
Esasen bu size çok garip de gelmesin.
Milletin ve devletin korunması ve işlerliği için var olan anayasa eğer bugüne kadar devleti ve milleti terörle vuran bir teröristbaşının yol haritasına göre şekilleniyorsa; bu kadar garabet bir noktaya düştüysek, milletvekillerinin önergesinin APO’nun talimatından sonra kabul edilmesi çok da garip olmasa gerek. Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete…
Bizi milli projelerle kalkındıracak, dünyanın 120’yi aşkın ülkesinde kısmen de olsa uygulanıp fayda görülen Milli Ekonomi Modeli’ne sahip Prof. Dr. Haydar Baş’ın tavsiyelerine uymaz, Bağımsız Türkiye Partisi’ni tek başına iktidara taşımazsak, bundan çok daha felaketlerini millet olarak yaşayacağız.
Bizden uyarması…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Politika faizi %46: Enflasyon %35 olabilir mi? / 04.07.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025
- Tel Aviv’de Abraham Anlaşmaları’na ilişkin bir garip pano / 28.06.2025
- 30 Haziran yaklaştıkça ‘mutlak butlan’ tartışması alevleniyor / 27.06.2025
- İsrail-İran savaşında UAEA’nın rolü! / 26.06.2025
- ABD, İsrail ve İran arasında ‘ilginç’ bir ateşkes / 25.06.2025
- ABD, İran’la müzakere mi istiyor, mütareke mi? / 24.06.2025
- İran, Hürmüz Boğazı kartını kullanır mı? / 21.06.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025
- Tel Aviv’de Abraham Anlaşmaları’na ilişkin bir garip pano / 28.06.2025
- 30 Haziran yaklaştıkça ‘mutlak butlan’ tartışması alevleniyor / 27.06.2025
- İsrail-İran savaşında UAEA’nın rolü! / 26.06.2025
- ABD, İsrail ve İran arasında ‘ilginç’ bir ateşkes / 25.06.2025
- ABD, İran’la müzakere mi istiyor, mütareke mi? / 24.06.2025
- İran, Hürmüz Boğazı kartını kullanır mı? / 21.06.2025