Cübbeli zevat, İsrail'e Lübnan'ı dar eden, Filistinlileri yok edilmekten kurtaran Nasrallah liderliğindeki Lübnan Hizbullah'ına laf ediyor ve diyor ki, "Lübnan'daki Şii olan Hizbullah var ya, zannedersin ki İsrail ile savaşıyor."Cahil laftan anlamaz ama milletimize diyorum ki, aldanmayın. İsrail, Lübnan'a girdi. Hizbullah bunları darmadağın etti ve çekilip, gittiler. BM kararı ile İsrail'e bir koruma kalkanı oluşturuldu ve AKP hükümeti bu kalkana asker gönderdi. Bu zevata sorun! Gazze'ye gideceğim, diye üç kez tarih veren dünya lideri (!) neden hala Gazze'ye gidemedi? İsrail ile ülkemizi en çok yakınlaştıran parti ve lider kimdir? Siyonizm'in kurucusunun mezarı başında, eşiyle beraber saygı duruşunda bulunan hangi liderdir? O meşhur madalya kimin boynuna asılmıştır? ADL, CFR ne iş! Bu ve daha binlerce sorulara cevap vermezler. Sormaya kalkarsanız hemen "fasık" veya "münafık" damgası vurup, milleti aleyhinize kışkırtırlar. Aynı zevat İran, İsrail örneği verdikten sonra Abdullah ibn-i Sebe kalesine sığınarak kendini muhafaza altına alıyor.Evet, dün sordum ya! Bunların asıl korkusu, derdi ne? Diye. Bunların asıl korkusu ve derdi kendileri, tahtları, unvanları, şöhretleridir. Neden mi?Çünkü bu ülkede bir Haydar Baş gerçeği var ve o gerçeği milletimiz görmeye, anlamaya başladı. Sayın Baş ve kadrosu milletimize imanı anlattı, İslam'ı anlattı, tarihi anlattı, içimizdeki dini ve milli ajanları deşifre etti.Bakın! Sayın Baş, Sünni, diye geçinenlerin her daim sığındığı "Abdullah ibn-i Sebe" kalesini yıktı. Tarihi belgelerle böyle bir kişinin yaşamadığı, sanal olarak ortaya atılıp Müslümanların aldatıldığı, Şia düşmanlığı için kullanıldığı ispat edildi.Başka! İslam'ın iki temel ölçüsünün olduğu, bunların Kuran ve Ehl-i Beyt olduğu gerçeği ayet ve hadislerle ortaya kondu. Sünnilik, diye bir yolun, Kuran ve Hadislerde geçmediği varsa böyle bir yolun ispat edilmesi gerektiği istendi. Bugün Ehl-i Sünnet mezhepleri olarak bildiğimiz mezheplerin tamamen Ehl-i Beyt çizgisinde oldukları, mezhep imamlarımızın ilimlerinin kaynağının Ehl-i Beyt olduğu, Ehl-i Beyt'i savundukları ve bu duruşlarından vazgeçmemelerinden ötürü Emevilerce şehit edildikleri, ispatlı olarak anlatıldı. Maide suresi 67. Ayet ve Gadr-i Hum gerçeği, imamet ve hilafetin İmam Ali'ye ait olduğu, İslam'daki ilk fitnenin Sakife'de yaşandığı gerçeği ortaya kondu.Tabi birilerinin paçaları tutuşmaya başladı. Çünkü dini kullanarak kurdukları saltanat sallanmaya başlanmıştı. Ne yaptılar? Sayın Baş'a maddi ve manevi saldırmaya başladılar.Sayın Baş'ın talimatıyla Mehmet Emin Koç ve Emre Polat Bey derin bir araştırmaya giriştiler. Çünkü Hak yolda olan birine iftira atıldığında Allah (c.c) anında tokadı indirir. Ve ortaya çıktı ki, bunlar İngiliz tarikatı. Milletimize bin yılın sahibi olarak yutturulan kişi, Hz. Fatıma'ya iftira atan, İslam'ın temel ölçülerini inkâr edip kendine göre bir inanç oluşturan ve buna İslam, diyen, akıl hastanesinde yatan bir zevat.Bu gerçek ortaya konulduğunda yine hazmedemediler. Ortadaki iddialara İslam ölçüleriyle cevap vermesi gerekeler yine şahsi iftiralara, karalamalara başladılar. Ama dedik ya! Allah (c.c) anında tokadı indiriyor. Silsilelerine bakıldı. İslam'da böyle bir silsile yok. Silsilenin başı Hz. Ebu Bekir? Ama Hz. Ebu Bekir'e velayet gibi bir görevi yok. İkinci sırada Hz. Selman-i Farisi. Hz. Selam, Ebu Bekir'e biat bile etmemiş. Nasıl silsilede olsun ki! Sonra silsileye İmam Cafer'i (a.s) koymuşlar. Allah! Allah! Ve bir havuz senaryosuyla "gizli zikir" diye bir yol ortaya atmışlar.Tabi bunlar ortaya çıkıncı Hakka uyacaklarına, saldırmaya devam ettiler. Tarih ispatladı ki, bu tarikatın başı zamanın sultanının cellâdıymış. İnkâr edemediler. "Ne var" bunda dediler. Çok şey var. İslam oyuncak değil. Kasabın şahitliğini bile kabul etmeme hassasiyetindeki bir dinde, cellâttan "mürşit mi" olur! Olmayacağını herkes bilir. Hülasa manen Prof. Dr. Haydar Baş karşısında tutunamayanlar, Esad ve birçok bahaneyle iktidar sahiplerine "duacıyız" diye yalakalık yapıyorlar. Neden? Hakkın adamına karşı korunabilecekleri bir güç arıyorlar. Ama Hakkın karşısında hiçbir güç duramaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Adalet varsa zulüm, zulüm varsa adalet yoktur / 06.06.2025
- Asıl kurban: Nefsin kurbanıdır / 05.06.2025
- İktidarın faizsiz ekonomi özlemi! / 04.06.2025
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Asıl kurban: Nefsin kurbanıdır / 05.06.2025
- İktidarın faizsiz ekonomi özlemi! / 04.06.2025
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025