logo
26 NİSAN 2024

Atatürk olmasaydı, Çanakkale ‘zafer’ ile sonuçlanmazdı

18.03.2022 00:00:00

Çanakkale Zaferi'nin 107'inci yıldönümü tüm milletimiz için kutlu olsun. 

Eşi ve benzeri görülmemiş bu zafer, kendi canlarını vatanı, milleti ve imanı için feda eden bir neslin zaferidir.

Prof. Dr. Haydar Baş, Çanakkale Zaferi'ni örnek göstererek, "İman gücü ile, birlik ve beraberlik ile üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sıkıntı olamaz" demiştir.

Yani yaşadığımız ve yaşayacağımız tüm sorunların çözümü Çanakkale örneğinde olduğu gibi iman gücünde, birlik ve beraberliktedir.

Topun, tüfeğin, merminin, yemeğin, ilacın olmadığı bir atmosferde, tedbirin en büyüğünün "Allah'a el açmak" olduğunun ispatlandığı yerdir Çanakkale…

Cenab-ı Hak, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Çanakkale'yi destanlaştıran tüm şehitlerimize rahmet eylesin, şefaatlerinden bizleri mahrum eylemesin.

Prof. Dr. Baş, "Çanakkale'nin muzaffer paşası" olan Gazi Mustafa Kemal için şunları söylemektedir:

"Son derece ağır şartlar altında kazanılan zaferin mimarı elbette onların önünde cephede yer alan Ehl-i Beyt soyundan gelen komutan Mustafa Kemal'dir. Yedi yaşında Kuran-ı Kerim'i hatmeden, 8 yaşında hafız olan Mustafa Kemal. Kurtuluş savaşı sonrasında kuracağı devletin temellerini Hacı Bektaş dergâhında atacak kadar şuurlu bir dindar kimlik."

O'nun, cephenin önünde mermilere göğüs gerecek kadar güçlü imanı olmasaydı, düşmanı darmadağın eden daha sonra "taarruzî savunma" olarak ifade edilen dâhiyane askeri stratejileri olmasaydı, azmi ve kararlığı olmasaydı, üzerinde dedeleri Hz. Peygamber'in ve İmam Ali'nin eli olmasaydı elbette ki Çanakkale zafer değil, hezimet olacaktı.

Neticede 1915 yılında, üzerinde Ehl-i Beyt'in nefesi olan Mustafa Kemal'in Çanakkale'de durdurduğu, geri püskürttüğü düşman; Ehl-i Beyt'e sırtını dönmüşlerin eliyle 1918 yılında İstanbul'a demir atmıştı.

Prof. Dr. Baş'ın Hoş Geldin Atatürk eserinde belgeleriyle ortaya koyduğu gibi hem anne hem de baba tarafından Ehl-i Beyt torunu olan Mustafa Kemal, İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'na toplarını çevirmiş olan İngiliz donanmasını görünce, Hz. Peygamber'ce, İmam Ali'ce, İmam Hüseyin'ce bir duruşla "Geldikleri gibi giderler" demiştir.

Ehl-i Beyt'e sırt dönenlerin razı olduğu esarete, Ehl-i Beyt torunu Mustafa Kemal asla razı olmamıştır.

Çünkü bağımsızlık O'nun karakteridir, O'nun pak soyunun özelliğidir.

Gazi Mustafa Kemal'in başarısını bakın Winston Churchill nasıl anlatıyor:

"Şu anda mağlubiyeti bütün damarlarımda hissetmekteyim. Çok üzgünüm. Oldukça mutluydum, umutluydum. Daha düne kadar 'Çanakkale bizimdir' diyordum. Çünkü bu savaşı kazanmak için, askeri, parayı, cephaneyi, her şeyi hesaplamıştım. Hepsinde çok üstündük. Mutlaka yenecektik. Yalnız bir şeyi hesaba katmamışız. Mustafa Kemal'i... Bağrımda İngiliz gururu olmasa, Türkleri alnından öpmek, onları ayakta alkışlamak isterdim."

İngilizler Mustafa Kemal'i Çanakkale'de hesap edemedikleri gibi İstiklal Mücadelesi'nde de hesap edemediler. Ehl-i Beyt'in tokadını Çanakkale'de yedikleri gibi Anadolu'da da yediler.

Prof. Dr. Baş, Hoş Geldin Atatürk eserinin 187'inci sayfasında, "Çanakkale savaşında yaşanan olağanüstü haller, tüm güçlüklere karşın kazanılan zafer dikkate alındığında, Ehl-i Beyt soyundan gelen bir liderin iman gücüyle verdiği mücadele fark edilir. Denilebilir ki bu savaş, O'nu Allah'a daha da yakınlaştırmıştır" demektedir.

Mustafa Kemal, 28 Eylül 1915'te Çanakkale'ye gittikten sonra Salih Bozok'a şu mektubu gönderir: 

"Bilirsin ki bizim maksudumuz vatana büyük bir mikyasta arz-ı hizmet etmektir. Bir aralık canım sıkıldı. Emekli olup bir kenara çekilmeyi de düşündüm, olmadı. Şimdilik Cenab-ı Hakk'ın azametine sığınarak çalışıyorum." (Hoş Geldin Atatürk, Prof. Dr. Haydar Baş, s.188)

Mücadeleyi kazanmak için yapılması gereken her şeyi yapan, her türlü stratejiyi geliştiren ama her daim Allah'ın azametine sığınarak tevekkül halinde olan bir komutan.

Prof. Dr. Baş'ın Ehl-i Beyt Külliyatı'nı okuduğunuzda gayet açık olarak göreceksiniz ki, Ehl-i Beyt'in hayatında mücadele ve tevekkül iç içedir.

Atatürk'ün 57 yıllık hayatının her safhasında bu hali görürsünüz. Atatürk, Çanakkale Zaferi'ni 34 yaşında kazandı. Trablusgarp Savaşı'nda ise 30 yaşındaydı.

İstiklal Mücadelesi'ne ise 38 yaşında başladı. Gencecik bir insan ama kimsenin yapamadıklarını yapıyor, aynen dedesi İmam Ali gibi.

Bu kadar kısacık bir ömre bu kadar başarıyı sığdırmak ancak büyük bir seçilmişliğin ifadesidir. Bu seçilmişliği en güzel anlatanlardan birisi de Libya kahramanı olan Seyyid ve Şerif Ahmet Sunusi hazretleridir.

Bir gece rüyasında Hz. Peygamber'i (s.a.v.) gören Şeyh Sunusi, Peygamberimizin elini öpmek ister. Hz. Peygamber ona sol elini uzatır. Şeyh, Peygamber'e hitaben, "Ya Resulallah, niçin sağ elinizi vermediniz?" diye sorar. Hz. Peygamber, "Sağ elimi Ankara'da Mustafa Kemal'e uzattım" buyurur. (Hoş Geldin Atatürk, Prof. Dr. Baş, s.503)

Dün nasıl Çanakkale'de, İstiklal Mücadelesi'nde ceddimize zaferler kazandıran bu Ehl-i Beyt ruhu ise, bugün de bizleri yaşadığımız badirelerden kurtaracak olan aynı ruhtur. Zaten yaşadığımız bela ve musibetler, o ruhtan uzak olduğumuzdan dolayı değil midir?

Bir an önce ayıkalım, Allah Resulü'nün ve Ehl-i Beyt'inin ellerinin üstünde olduğu seçilmişlerle beraber olalım ki, dünyamız da ahiretimiz de mamur olsun.

 
Murat Çabas / diğer yazıları
İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu?
Ekonomiyi soğutmaya devam
IMF'siz IMF programı uygulanacak
Beyaz Saray'dan Erdoğan ziyareti sorusuna yanıt
'Takvime alınmış bir program yok'
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu?
Ekonomiyi soğutmaya devam
IMF'siz IMF programı uygulanacak
Beyaz Saray'dan Erdoğan ziyareti sorusuna yanıt
'Takvime alınmış bir program yok'
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.