"Onlar ortak, biz Pazar". Avrupa Birliği'nin eski isimlerinden olan Ortak Pazar'a Türkiye'nin üye olma girişimlerinin tartışıldığı o zamanlarda bu ifade sıkça kullanılırdı. Çünkü Avrupa'nın Türkiye'ye uyguladığı muamele, Türkiye'yi bir ortak olarak yanına olmak değil, bir pazar olarak sömürme mantığı üzerine kuruluydu. Bugün de değişen bir şey yok. Avrupa'da, Türkiye'nin üyeliğini destekleyen çevrelerin hemen tamamının kafalarındaki plan bunun üzerine kurulu. Şunu da belirtelim ki, Avrupa'daki bu çevrelerin "üyelikten" kasıtları kesinlikle bizim sandığımız manada "tam üyelik" değil. Avrupa Birliği, Türkiye ile arasındaki ilişkilerin şu an devam ettiği seyirde, yani "ucu açık" bir bulanıklıkta, "hazımsızlık" kıvamında ve Rum şımarıklığına bağlanmış sonu belirsiz bir yolda devam etmesini istiyor. Zaten 1995 Gümrük Birliği kazığı ile Türkiye'yi sömürmek için istediklerini almışlar ve 10 yıldır da Türkiye'yi istedikleri gibi sömürüyorlar. Sadece kendileri sömürse yine iyi, özel ikili anlaşma yaptıkları Japonya, Çin, Libya gibi onlarla ifade edebileceğimiz üçüncü ülkeler de aynı şekilde Türkiye'ye ticari olarak sömürge muamelesi yapmakta. Helsinki'den sonra başlayan sözde üyelik işlemleri ve son olarak başlayan müzakereler ile de Avrupa Birliği'nin sömürme zemini sadece ticari olmaktan da çıkmış, siyasi, sosyal ve kültürel zeminlere teşmil edilmiş.Türkiye bu siyasi duruş ve bu potansiyeliyle Avrupa için bulunmaz bir nimet. İşte Avrupa Birliği içindeki sözde "Türkiye yanlıları", Türkiye karşıtı ülkelere ısrarla bunu anlatmaya çalışıyor. Geçtiğimiz yıllarda Verheugen, Türkiye'nin bu özelliklerini ve yine yukarıda ifade ettiğimiz şekliyle anladıkları üyeliğin Avrupa'ya neler kazandıracağı yönünde dönemin Almanya Başbakanını ikna etmek için epey uğraştığını ifade etmişti. Verheugen gibi Türkiye'nin "pazar" yönüne vurgu yapıp, "peşimizde sürüklemeliyiz, sonuna kadar sömürmeliyiz" mantığıyla hareket eden AB yetkililerinin son yıllarda daha fazla mesai harcayıp sonuca ulaştıklarını maalesef müşahade etmekteyiz.Bu konuda önemli bir açıklama da İngiltere'nin yeni dışişleri Bakanı Margaret Beckett'ten geldi. Beckett, The Guardian gazetesinin Türkiye ekinde yazdığı başmakalede Türkiye'nin önemini anlata anlata bitiremiyor. Türkiye'nin son yıllarda "Avrupa'nın büyüyen en büyük pazarı" olduğunu ifade ederek söze başlayan Beckett, Türk ekonomisindeki reformlardan duyduğu memnuniyeti, ülkemizdeki İngiliz şirketlerinin ağırlığının artmasına bağlayarak, reformdan neyi kastettiğini de hissettiriyor. Beckett, Türk ekonomisinin ve pazar potansiyelinin büyümesinin Avrupa için büyük bir kazanç olduğunu vurguluyor. İşin ekonomik boyutunun yanı sıra, bir de siyasi-stratejik boyutuna değinen Beckett, Türkiye'nin Avrupa'nın petrol ve gaz kaynaklarına ulaşmasında önemli bir sıçrama taşı oluşturduğunu ifade etmekten de çekinmiyor. Beckett'in ifade ettiği bu gerçekler, Avrupa'nın içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıların ve pazar sıkıntısının ulaştığı boyutları da gösteriyor. Türkiye gibi 73 milyonluk dev bir pazarı sömürme fırsatını yakalayan Avrupa, Türkiye'nin bu kıvamını ve karakterden yoksun bu siyasi duruşunu elinden kaçırmak istemiyor. Çünkü Türkiye'nin bu hali Avrupa'ya haz veriyor ve onlar da bu lezzetten mahrum kalmak istemiyorlar!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025