25 Eylül referandumundan sonra bölgede önemli gelişmeler yaşanıyor.
Türkiye, Irak sınırına yoğun bir şekilde askeri sevkıyat yapıyor. Habur'da Türk ordusu, Irak ordusunun da katılımıyla iki haftadır tatbikat yapıyor. Bunda amacın; tüm uyarılara rağmen referandum yapan Barzani'ye gözdağı vermek ve Suriye'de yapılan Fırat Kalkanı Harekatı benzeri bir harekatı Irak'ın kuzeyinde de gerçekleştirmek olduğu söyleniyor.
Irak Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, peşmerge yönetiminin kontrolünde bulunan sınır kapılarının Türkiye ve İran'ın işbirliği ile ele geçirileceğini belirtti. Hatta kapıları teslim almak için Irak hükümeti tarafından 3 askeri konvoyun kuzeye gönderildiği duyuruldu.
Peşmerge yönetimi ise hiçbir sınır kapısını Bağdat yönetimine teslim etmeyeceğini açıkladı. Görünen o ki, Irak sınırımız sıcak gelişmelere hazırlanıyor.
Referandum sonrası bazı yaptırımlar da devreye sokuldu.
Bağdat yönetiminin talebi üzerine Erbil ve Süleymaniye kentlerine yapılan tüm uluslar arası uçuşlar, "insani, askeri ve diplomatik uçuşlar hariç" tamamen durduruldu.
İran önce hava ve kara sınırlarını kapattı, sonra da dün itibarıyla İranlı şirketlerin Irak peşmerge yönetiminden çift yönlü petrol ürünü sevkiyatını geçici olarak yasakladı.
Erdoğan ve Putin Ankara'da gerçekleştirilen zirvede Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğü konusunda hemfikir olduklarını açıkladılar.
Rus Enerji Şirketi Gazprom, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne bağlı Halepçe'de petrol kuyusu açma projesinden vazgeçtiklerini duyurdu.
ABD ise her zaman olduğu gibi çift taraflı oynuyor.
ABD yönetimi, Dışişleri Bakanı Tillerson'un yaptığı açıklamayla Peşmerge yönetiminin tek taraflı referandumunu tanımadığını ve bu referandumun meşruiyetinin olmadığını ilan ederken, diğer taraftan başka yetkililerin açıklamalarıyla Barzani yönetimiyle ilişkilerin artarak devam edeceğini de vurgulamaktan geri durmuyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, ülkesinin Erbil konsolosluğunun kapatılmayacağını açıkladı. ABD'nin Barzani yönetimiyle ilişkisinin değişmeyeceğini vurgulayan Nauert, Irak'a komşu ülkelere de şiddete neden olacak eylemlerden kaçınma çağrısı yaptı. Ayrıca tartışmalı bağımsızlık referandumunun ardından Erbil ve Bağdat arasında diyalog kurulması için aracı olabileceğini belirtti.
ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyonun sözcüsü Albay Ryan Dillon ise Irak'ta peşmerge ile yürütülen ortak operasyonların bağımsızlık referandumundan etkilenmediğini söyledi.
Dahası ABD, referandum sonrası gerilimi bir fırsata dönüştürmeyi amaçlayarak, her zaman olduğu gibi IŞİD'le mücadele bahanesini de kullanarak bölgede üslerini artırmaya çalışıyor. Musul'u IŞİD'den kurtarma bahanesiyle Mart 2016'da kurduğu Kayyara Askeri Üssü'nün bir bölümünü Erbil yakınlarındaki Mahmur ilçesine taşıyarak burada yeni bir askeri üs kurdu. Buraya çok sayıda ağır silah, top ve insansız hava araçları sevketti.
Bu bilgi, Peşmerge yönetiminin genelkurmay başkanı olarak ifade edilen Cemal Eminki'nin AA muhaberine yaptığı açıklamadan?
ABD'nin vatan projesi, Büyük İsrail Devleti projesi hedefi için herkese mavi boncuk dağıtma, ama bildiğini okuma politikası?
Türkiye ise, referandum öncesi, referandumun tamamen iptalini istedi ve iptal edilmediği takdirde askeri seçenek de dahil her şeyin masada olduğunu açıkladı.
Referandum sonrası Türk ordusunun peşmerge güçlerine verdiği askeri eğitim sonlandırıldı. Cuma saat 18.00 itibarıyla tüm uçuşlar durduruldu. Erbil ve Süleymaniye'de çalışan işçiler tahliye edildi. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi, Irak ordusuyla sınırda tatbikata devam edildi. Sınır kapılarının Irak hükümetine devri için İran'la beraber Irak'a destek verileceği açıklandı. Referandumun gayrimeşru olduğu ilan edilip, bundan sonra her konuda muhatabın Irak hükümeti olduğu vurgulandı. Barzani yönetimine Türkiye üzerinden yapılan nakit ödemeler kesildi.
Şimdilik özetle durum bu? Peki, bütün bu gelişmeler ne anlama geliyor ve bölge ülkelerinin aldığı bu önlemler sorunu çözebilecek mi? Elbette ki hayır?
Unutmayalım ki, Ortadoğu eksenli bütün hamlelerde ABD, Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllardır ifade ettiği gibi, bu coğrafyayı kendisine vatan yapmayı amaçlamaktadır.
Suriye'de görüldüğü gibi, nasıl IŞİD'le mücadele bahanesiyle PYD'yi bir kılıf olarak kullanarak üslerini kurdu, askerlerini yerleştirdi, binlerce tır ağır silah yığdı ve buralarda ABD bayraklarını dalgalandırdıysa, şimdi aynı süreci Irak'ta gerçekleştirecek.
Daha şimdiden yeni üsler kurmaya başladı; yakında gerilimi ve terörü bahane ederek Irak'ta da hem asker, hem üs hem de silah yığınağını katlanarak artıracak.
Çünkü ABD'nin asıl maksadı bu coğrafyaya "bahanelerle" yerleşmek.
Prof. Dr. Baş'ın gördüğü bu amacı, gerçek anlamda anlayamadığımız müddetçe asla bu coğrafyadaki problemleri çözemeyiz.
Sayın Baş, gerçekleri doğru gördüğü için; çözüm adına birlik ve berberlik diyor, üniter yapı, Şii-Sünni, Alevi-Sünni, Türk-Kürt kardeşliği diyor, Milli Ekonomi Modeli, vatandaşlık maaşı, ev hanımı maaşı, gelir adaleti diyor, güçlü ve baba devlet, güçlü millet, güçlü asker diyor, dindar Atatürk, "Atatürk vatandır" diyor?
Bunlar hayata geçirilmezse ne yaparsanız yapın sağlıklı bir netice alamazsınız; bir şey yapayım derken, diğerini yıkarsınız, bir hamle yapayım derken, kendiniz zarar görürsünüz.
Çözümün formülü Prof. Dr. Haydar Baş'tadır, Bağımsız Türkiye Partisi'ndedir.
Türkiye, Irak sınırına yoğun bir şekilde askeri sevkıyat yapıyor. Habur'da Türk ordusu, Irak ordusunun da katılımıyla iki haftadır tatbikat yapıyor. Bunda amacın; tüm uyarılara rağmen referandum yapan Barzani'ye gözdağı vermek ve Suriye'de yapılan Fırat Kalkanı Harekatı benzeri bir harekatı Irak'ın kuzeyinde de gerçekleştirmek olduğu söyleniyor.
Irak Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, peşmerge yönetiminin kontrolünde bulunan sınır kapılarının Türkiye ve İran'ın işbirliği ile ele geçirileceğini belirtti. Hatta kapıları teslim almak için Irak hükümeti tarafından 3 askeri konvoyun kuzeye gönderildiği duyuruldu.
Peşmerge yönetimi ise hiçbir sınır kapısını Bağdat yönetimine teslim etmeyeceğini açıkladı. Görünen o ki, Irak sınırımız sıcak gelişmelere hazırlanıyor.
Referandum sonrası bazı yaptırımlar da devreye sokuldu.
Bağdat yönetiminin talebi üzerine Erbil ve Süleymaniye kentlerine yapılan tüm uluslar arası uçuşlar, "insani, askeri ve diplomatik uçuşlar hariç" tamamen durduruldu.
İran önce hava ve kara sınırlarını kapattı, sonra da dün itibarıyla İranlı şirketlerin Irak peşmerge yönetiminden çift yönlü petrol ürünü sevkiyatını geçici olarak yasakladı.
Erdoğan ve Putin Ankara'da gerçekleştirilen zirvede Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğü konusunda hemfikir olduklarını açıkladılar.
Rus Enerji Şirketi Gazprom, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne bağlı Halepçe'de petrol kuyusu açma projesinden vazgeçtiklerini duyurdu.
ABD ise her zaman olduğu gibi çift taraflı oynuyor.
ABD yönetimi, Dışişleri Bakanı Tillerson'un yaptığı açıklamayla Peşmerge yönetiminin tek taraflı referandumunu tanımadığını ve bu referandumun meşruiyetinin olmadığını ilan ederken, diğer taraftan başka yetkililerin açıklamalarıyla Barzani yönetimiyle ilişkilerin artarak devam edeceğini de vurgulamaktan geri durmuyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, ülkesinin Erbil konsolosluğunun kapatılmayacağını açıkladı. ABD'nin Barzani yönetimiyle ilişkisinin değişmeyeceğini vurgulayan Nauert, Irak'a komşu ülkelere de şiddete neden olacak eylemlerden kaçınma çağrısı yaptı. Ayrıca tartışmalı bağımsızlık referandumunun ardından Erbil ve Bağdat arasında diyalog kurulması için aracı olabileceğini belirtti.
ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyonun sözcüsü Albay Ryan Dillon ise Irak'ta peşmerge ile yürütülen ortak operasyonların bağımsızlık referandumundan etkilenmediğini söyledi.
Dahası ABD, referandum sonrası gerilimi bir fırsata dönüştürmeyi amaçlayarak, her zaman olduğu gibi IŞİD'le mücadele bahanesini de kullanarak bölgede üslerini artırmaya çalışıyor. Musul'u IŞİD'den kurtarma bahanesiyle Mart 2016'da kurduğu Kayyara Askeri Üssü'nün bir bölümünü Erbil yakınlarındaki Mahmur ilçesine taşıyarak burada yeni bir askeri üs kurdu. Buraya çok sayıda ağır silah, top ve insansız hava araçları sevketti.
Bu bilgi, Peşmerge yönetiminin genelkurmay başkanı olarak ifade edilen Cemal Eminki'nin AA muhaberine yaptığı açıklamadan?
ABD'nin vatan projesi, Büyük İsrail Devleti projesi hedefi için herkese mavi boncuk dağıtma, ama bildiğini okuma politikası?
Türkiye ise, referandum öncesi, referandumun tamamen iptalini istedi ve iptal edilmediği takdirde askeri seçenek de dahil her şeyin masada olduğunu açıkladı.
Referandum sonrası Türk ordusunun peşmerge güçlerine verdiği askeri eğitim sonlandırıldı. Cuma saat 18.00 itibarıyla tüm uçuşlar durduruldu. Erbil ve Süleymaniye'de çalışan işçiler tahliye edildi. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi, Irak ordusuyla sınırda tatbikata devam edildi. Sınır kapılarının Irak hükümetine devri için İran'la beraber Irak'a destek verileceği açıklandı. Referandumun gayrimeşru olduğu ilan edilip, bundan sonra her konuda muhatabın Irak hükümeti olduğu vurgulandı. Barzani yönetimine Türkiye üzerinden yapılan nakit ödemeler kesildi.
Şimdilik özetle durum bu? Peki, bütün bu gelişmeler ne anlama geliyor ve bölge ülkelerinin aldığı bu önlemler sorunu çözebilecek mi? Elbette ki hayır?
Unutmayalım ki, Ortadoğu eksenli bütün hamlelerde ABD, Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllardır ifade ettiği gibi, bu coğrafyayı kendisine vatan yapmayı amaçlamaktadır.
Suriye'de görüldüğü gibi, nasıl IŞİD'le mücadele bahanesiyle PYD'yi bir kılıf olarak kullanarak üslerini kurdu, askerlerini yerleştirdi, binlerce tır ağır silah yığdı ve buralarda ABD bayraklarını dalgalandırdıysa, şimdi aynı süreci Irak'ta gerçekleştirecek.
Daha şimdiden yeni üsler kurmaya başladı; yakında gerilimi ve terörü bahane ederek Irak'ta da hem asker, hem üs hem de silah yığınağını katlanarak artıracak.
Çünkü ABD'nin asıl maksadı bu coğrafyaya "bahanelerle" yerleşmek.
Prof. Dr. Baş'ın gördüğü bu amacı, gerçek anlamda anlayamadığımız müddetçe asla bu coğrafyadaki problemleri çözemeyiz.
Sayın Baş, gerçekleri doğru gördüğü için; çözüm adına birlik ve berberlik diyor, üniter yapı, Şii-Sünni, Alevi-Sünni, Türk-Kürt kardeşliği diyor, Milli Ekonomi Modeli, vatandaşlık maaşı, ev hanımı maaşı, gelir adaleti diyor, güçlü ve baba devlet, güçlü millet, güçlü asker diyor, dindar Atatürk, "Atatürk vatandır" diyor?
Bunlar hayata geçirilmezse ne yaparsanız yapın sağlıklı bir netice alamazsınız; bir şey yapayım derken, diğerini yıkarsınız, bir hamle yapayım derken, kendiniz zarar görürsünüz.
Çözümün formülü Prof. Dr. Haydar Baş'tadır, Bağımsız Türkiye Partisi'ndedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Trump'ın planı: Gazze'de gölge İsrail kabinesi / 07.10.2025
- Enflasyonun sebebi ‘doğa’ değil, sizin politikalarınız / 04.10.2025
- Milleti aç bırakan "dezenflasyon" süreci / 02.10.2025
- Trump’ın planı barış planıysa, tehdit niye? / 01.10.2025
- Netanyahu yeni Trump planını gerçekten kabul etti mi? / 30.09.2025
- ABD, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını neden istiyor? / 27.09.2025
- Kamuda tasarruf emeklilerden mi yapılacak? / 25.09.2025
- Bahçeli, TRÇ önerisinde samimi mi? / 24.09.2025
- Gençlerimizi korumak geleceğimizi savunmaktır' / 23.09.2025
- Suriye’de ABD-İsrail ikilisinin dediği oluyor / 20.09.2025
- Enflasyonun sebebi ‘doğa’ değil, sizin politikalarınız / 04.10.2025
- Milleti aç bırakan "dezenflasyon" süreci / 02.10.2025
- Trump’ın planı barış planıysa, tehdit niye? / 01.10.2025
- Netanyahu yeni Trump planını gerçekten kabul etti mi? / 30.09.2025
- ABD, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını neden istiyor? / 27.09.2025
- Kamuda tasarruf emeklilerden mi yapılacak? / 25.09.2025
- Bahçeli, TRÇ önerisinde samimi mi? / 24.09.2025
- Gençlerimizi korumak geleceğimizi savunmaktır' / 23.09.2025
- Suriye’de ABD-İsrail ikilisinin dediği oluyor / 20.09.2025