Başbakan Erdoğan yaptığı her konuşmada Gezi Parkı eylemlerinin faiz lobisinin işi olduğunu söyleyip duruyor. Eğer Başbakan’ın dediği gibi bu gerçekten faiz lobisinin işiyse, Sayın Başbakan’ımıza bir tavsiyemiz var: Hemen eline bir Türk Bayrağı alınız ve Gezi Parkı eylemcilerine katılınız.Neden mi? Çünkü Gezi Parkı eylemcilerinin bu kadar zamandır eylem yapmalarının en önemli nedenlerinden birisi de faiz lobilerine hayır diyebilmek… Zaten olaylar, siyasi iradenin faiz lobileri menfaatine Gezi Parkı’nda AVM yapmak istemesinden dolayı çıkmadı mı?Mademki Sayın Erdoğan faiz lobilerine bu kadar tepkili, o halde İstanbul’daysa Taksim’e; Ankara’da ise Kızılay’a koşsun. Biraz biber gazının, polis copunun, gaz bombasının ve tazyikli suyun tadına baksın. Ama hepimiz de biliyoruz ki bunu yapamaz Sayın Başbakan…Çünkü 11 yıllık AKP iktidarında, AKP politikaları sayesinde en fazla önü açılanlar yerli ve yabancı faiz lobileri oldu. Dünkü gazetemizde AKP iktidarında halkımızın nasıl faiz lobilerinin kucağına atıldığı rakamlarla ifade edilmişti.Özetle, Başbakan Erdoğan başbakanlık koltuğuna oturduğu 14 Mart 2003 tarihinde vatandaşların bankalara olan borcu sadece 4 milyar lirayken, bugün bu rakam 280 milyar liraya yükseldi. Yani vatandaşların faiz lobisine olan borcu 11 yıllık AKP iktidarında tam 70 kat arttı. Bu sebeple vatandaşlar her yıl bankalara 40 milyar lira faiz ödemek zorunda kalıyorlar.Sen kalk, 11 yıl faiz lobisine hizmet et, bugün ise Gezi Parkı eylemlerini onlara atfederek yine kendini mağduriyet pozisyonuna sokmaya çalış.Bu, siyasilerimizin sürekli başvurduğu, sıkıştığında uyguladığı bir yöntem… İktidarken, güçlüyken, her türlü şiddeti uygularken, mağdur olabilme…Üstelik Gezi Parkı eylemlerinde, halk milli ekonomi, milli siyaset, sosyal adalet diye haykırıyor, yabancı sermayeye, faiz lobilerine karşı da tepkisini ortaya koyuyor. Dolayısıyla Başbakan’ın bu yakıştırması oldukça havada kalıyor.Başbakan’ın diğer yakıştırması ise, anayasal hakkını kullanarak eylem yapan halka “marjinal” demesi… Esasen marjinal olarak ifade ettiği kalabalıkların yanında Erdoğan ve yakın çevresi marjinal olarak kalıyor ama neyse…Nasıl marjinallikse, eylemciler bir taraftan kendi yaralılarını tedavi etmeye çalışırken, bir taraftan da yaralanan polisleri tedavi ediyorlar. Ve bu yardımı yaparlarken, “sen bana biber gazı, tazyikli su sıktın, gaz bombası, plastik mermi attın, arkadaşlarımın gözünü çıkardın” modunda değiller. Eylemciler de gayet iyi biliyorlar ki polis de bu halkın bir ferdi ve onlar siyasi iradenin sert müdahale emrinden dolayı isteksiz bir şekilde müdahale ediyor.İşte polis memuruna gönülden ilk yardım yapmalarının altında yatan gerçek bu…Polisler eylemcilerin halinden etkilenmiş olacaklar ki onlar da Türk bayrağı asarak “Vatan sana canım feda”, “Her şey vatan için” şeklinde slogan atmaya başladılar. Halk da, vatan için, tam bağımsızlık için, faiz lobilerinden kurtulmak için, ülkemizi yabancıların talanına açan siyasilerden kurtulmak için eylem yapıyor, slogan atıyor; polis de vatan için, bayrak için slogan atıyor. Sloganlardaki ve niyetlerdeki ortak payda aynı…Bu arada, siyasi iradenin provokatörleri bahane ederek, halkın hukuki haklarına mani olması doğru bir yaklaşım değildir. Halk eylemleri başladığı günlerde 6 binin üzerinde vatandaş gözaltına alınmıştı ama özellikle Başbakan’ın Afrika dönüşü devreye giren provokatörlerin hiçbirisi gözaltına alınmadı. Bu provokatörlerin, eylemcilerin masum eylemlerini gölgelemek niyetinde oldukları kesin ve bu asla halkın menfaatine değil.Bunda sert müdahaleyi haklı hale getirmek isteyen siyasi iradenin parmağı yok mudur, sizce? Öyle ya, eylemciler bu provokatörleri içlerine almıyor, bunlar sürekli taşkınlık çıkartıp polisi kışkırtıyor ve ilginçtir adliyede eylem yapan avukatlar bile karga tulumba götürülürken bunlar gözaltına alınmıyorlar. İster istemez akla birçok soru geliyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Batıla karşı Hüseyni duruş evrenseldir / 05.07.2025
- Politika faizi %46: Enflasyon %35 olabilir mi? / 04.07.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025
- Tel Aviv’de Abraham Anlaşmaları’na ilişkin bir garip pano / 28.06.2025
- 30 Haziran yaklaştıkça ‘mutlak butlan’ tartışması alevleniyor / 27.06.2025
- İsrail-İran savaşında UAEA’nın rolü! / 26.06.2025
- ABD, İsrail ve İran arasında ‘ilginç’ bir ateşkes / 25.06.2025
- ABD, İran’la müzakere mi istiyor, mütareke mi? / 24.06.2025
- Politika faizi %46: Enflasyon %35 olabilir mi? / 04.07.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025
- Tel Aviv’de Abraham Anlaşmaları’na ilişkin bir garip pano / 28.06.2025
- 30 Haziran yaklaştıkça ‘mutlak butlan’ tartışması alevleniyor / 27.06.2025
- İsrail-İran savaşında UAEA’nın rolü! / 26.06.2025
- ABD, İsrail ve İran arasında ‘ilginç’ bir ateşkes / 25.06.2025
- ABD, İran’la müzakere mi istiyor, mütareke mi? / 24.06.2025