"Bel'am" diye birisi-I

Devir Hz. Musa aleyhisselam devri.

İnsanlar peygamberin yanında yer alanlar ve karşısında örgütlenenler diye ikiye ayırmışlar. Hz. Musa aleyhisselama inananlar, onun getirdiği vahye "başüstüne" diyenler, hem inandıkları ilkeleri hayatlarına giçermeye çalışıyorlar hem de gönül verdikleri peygamberin tebliğ vazifesini ifa etmesine yardımcı oluyorlar.

Şirk ve küfür bataklığında debenenenler, ahlaksızlığı, vurgunculuğu, soygunculuğu hayatın vazgeçilmezleri arasında sayanlar, her zaman ve her toplumda olduğu gibi peygamberden ve etrafındakilerden rahatsız oluyorlar. Karanlıkta debelenirken, günden güneşten söz edilmesi onları rahatsız ediyor. Böyle olunca, karanlıkta kalmakta ısrar edenlerle, onlara ışığı takdim etmek isteyenler arasında mücadele başlıyor.

İşte bu mücadele ortamında Hz. Musa peygamberin yanında, safında yer alıp sahip olduğu tüm imkanlarla ona destek verenlerden biride Bel'am b. Baüre... Toplumda çok saygın bir yeri var, ilim irfan sahibi. Bu ilmini ver irfanını peygamberin eğitimi ile de birleştirince saygınlığı ve toplum üzerindeki etkisi kat kat artıyor. Maddi ve manevi tüm donanımlarıyla peygamberin yanında ve emrine amade bir şekilde hayatını sürdürüyor.

Aylar, yıllar devridaim oldukça, peygamberin etrafındaki halka genişledikçe ve kuvvetlendikçe mücadelenin şiddetide günden güne artıyor. Kavli ve fiili mücadelenin yanısıra "adam satınalma" taktikleri de devreye giriyor.

Hz. Musa peygamberin karşısında yer alanlar Bel'am'ın nüfuzundan, bilgisinden istifade edip peygamber karşısında zafer kazanmayı planlıyorlar. Onu elde etmek kendi saflarına çekmek elbette kolay olmuyor ama, günün birinde bir zaafını keşfedip oradan kancayı takıyorlar.

"Bel'am B. Baüre, önceleri Hz. Musa'nın dinini kabul etmiş iyi ve duası makbul bir mü'min idi. Ancak Hz. Musa'nın kendilerini yenilgiye uğratmasından korkan kavminin ısrarına dayanamayıp Musa'nın aleyhine beddua etmiş, kavmine, onu yenebilmeleri için hileler öğretmiş, Fakat Allah onun bedduasını kavmine çevirmiş, kendisini de cezalandırmış, sahip olduğu manevi mertebe ve meziyetlerden mahrum bırakmıştır."

Önceleri, peygamberin sağ kolu durumunda, duaları da reddedilmeyen bir has kul iken, Kur'an ifadesiyle: "...dünyaya saplanıp hevesinin peşine düşmesinden" ötürü birden bire saf değiştiriyor, kavminin hatırını, Allah ve peygamberinin hatırından öne alıyor. Bununlada kalmıyor, peygamberini yenilgiye uğratsın diye Allah'tan yardım istiyor, peygamberin aleyhine dua ediyor. Demekki Allah ve peygamber davası ile bir milimlik, bir santimlik açı, büyüyor büyüyor, doğu ile batı arası kadar bir mesafeye ulaşıyor.

Bel'am b. Baüre, bu sapma ve sapıtması karşısında nasıl bir cezaya çarpılıyor, ayetler ışığnda yarın görelim inşallah.