"Belde-i emin" Şam ve Fil Vakası

"Görmedin mi Rabbin fil sahiplerine ne yaptı? Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? Üstlerine sürü sürü kuşlar gönderdi. Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atıyorlardı. Nihâyet onları yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı." (Fil Suresi, 105/1-5).Kur'an-ı Kerim'in yukarıdaki ayetlerinde Cenab-ı Hak ibretlik bir olayı anlatmaktadır.Ne hikmetse, namazlarımızda sürekli okuduğumuz bu ayetleri okur ve geçeriz hiç ibret almayız.Fil Suresi, Cenab-ı Hakk'ın koruma altına aldığı kutsal bir mekanı, Beytullah'ı, oraya saldıranlardan ve onu yıkmak isteyenlerden nasıl koruduğunu açıkça göstermektedir.Buraya gelmişken dilerseniz Fil vakasından kısaca bahsedelim. Ebrehe denilen zalim bir hükümdar, MS 570 ya da 571 yıllarında Kabe'yi yıkmak gayesiyle 60 bin kişilik bir ordu ve 10 fille Yemen'den yola çıkıyor. Önüne gelen orduyu mağlup ediyor. Sonunda Mekke yakınlarına geliyor ve Mekkelilere ait develeri yağmalıyor.O sıralar Mekke'nin başında Peygamber Efendimizin dedesi Abdulmuttalib var. Abdulmuttalib'in de 200 kadar devesini ele geçiriyorlar.Abdülmuttalib, "Biz onunla savaşmak istemiyoruz, buna gücümüz de yetmez. Orası Beytullah'tır, eğer korursa O (Allah) Harem'i korur" dedi; develerini görüşmek üzere Ebrehe'nin yanına vardı. Abdülmuttalib'e iyi davranan ve önce onu takdirle karşılayan Ebrehe, Abdülmuttalib develerini isteyince şöyle dedi: "Seni ilk gördüğümde gözüme büyük bir şahsiyet olarak görünmüştün. Ama sen Kâbe'nin korunmasını isteyeceğin yerde develerinin peşine düşünce gözümden düştün." Abdülmuttalib, "Ben develerin sahibiyim. Kâbe'nin de sahibi var, O onu korur" dedi.Sabaha karşı Ebrehe, Mekke'ye ilerledi. Mamud denilen büyük fil, şehre yaklâşınca yere çöküverdi; kalkması için çok uğraştıkları halde kalkmadı. Öteki fillerin de, Kâbe yönünde sürüldüklerinde yere çöktükleri, başka bir yöne yöneltildiklerinde koşarak kaçmaya çalıştıkları görüldü.Ebrehe ordusu Mekke'ye girerken deniz tarafından, daha önce o bölgede hiç görülmemiş, kırlangıca benzer kuş sürüleri -Ebabil kuşları- bir anda ortaya çıkarak Ebrehe ordusuna saldırdılar. Gaga ve pençelerinde taşıdıkları taşları ve çamurdan balçıkları askerlerin üzerine bıraktıklarında onlar, kurumuş, paramparça olmuş ağaç yaprakları gibi dağıldılar. Ebrehe, bu saldırıda etleri parçalanmış, çürümüş halde San'aya dönerken, Hasm kabilesinin yaşadığı bölgede göğsü ikiye yarılarak acıklı şekilde öldü. İşte tarihe "Fil vakası" olarak geçen ve Kur'an-ı Kerim'de Fil Suresi'nde anlatılan bu ibretlik hadise, belde-i emin olan mekanlara saldıranların başlarına neler geldiğini gösterir.Şimdi gelelim konunun günümüzle alakasına?Malum, gerek ABD gerekse İsrail şu sıralar Türkiye'yi, Suriye'ye ve Şam'a askeri müdahale için kışkırtıyorlar. Müslüman'ın Müslüman'a Haçlı adına kurşun sıkmasını istiyorlar.Türk siyasiler ve Türk milleti Şam diyarının bizzat Peygamber Efendimizin ifadesiyle "Belde-i Emin" olduğunu, yani aynen Kabe gibi Cenab-ı Hak tarafından korunduğunu unutmamalıdır. Kabe'yi yıkmak isteyen Ebrehe gibi olmayalım ve böyle kutsal bir beldeye Haçlı hatırı için saldırarak Ebrehe'nin ve askerlerinin kaderini yaşamayalım.Ve unutmayalım ki, bir Müslüman diğer bir Müslüman'a haçlı adına kurşun sıkarsa, bırakın bazı cübbelilerin iddia ettiği gibi şehit olmayı, Müslümanlığı kalmaz, kalbindeki iman okun yaydan çıktığı gibi çıkar gider.Allah cümlemizi muhafaza etsin.