Bugün (sözüm onlara) hala FETÖ ile sözde mücadeleyi konuşuyorsak bunun sebebi, dünden bugüne Fethullah Gülen hareketinin madde boyutuna takılıp kalmamızdan ötürüdür.
Oysa Fethullah Gülen hareketi, Gülen'den çok önce planlanmış bir projenin günümüzdeki adıdır ve bu proje halen devam etmektedir.
Eğer bu ülkede dindar, milliyetçi, ulusalcı geçinenler milletimize, Gülen hareketinin, dinler arası diyalogun manevi boyutunu ve tarihsel sürecini ve de hedeflerini anlatsalardı bugün böylesine kutuplaşmaz, kindarlaşmaz, bir bilek, bir yürek olarak milli ve manevi değerlerine sarılan bir millet olarak emperyalistlere karşı dünkü duruşumuzu gösterebilirdik.
Ne hazindir ki, Gülen hareketi medya yoluyla, siyaset yoluyla, bürokrasi yoluyla, eğitim ve akademik yollarla milletimizin inancına, İslam'a darbeye başladığında karşısına sadece Prof. Dr. Haydar Baş çıktı.
Merhum Baş Hocamız bütün siyasetçiklere, sosyal yapılara ve de ilahiyatçılara, 'gelin bu küfür hareketine karşı birleşelim. Bugün milletimizin maneviyatına kastedenler yarın devletimize kastedeceklerdir' diyordu.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'milli mücadele' diyebileceğimiz bu çağrısına bırak cevap vermeyi, çağırdığı bütün yapılar, Gülen hareketinin ya destekçisi, ya avukatı, ya fedaisi, ya alkışçısı, ya da finansörü oldu.
Prof. Dr. Haydar Baş daha ilk günde bu harekete, 'Deccal hareketi' dedi. Küfür hareketi, dedi. Milletimizi, Vatikan rıhtımına götürmek istiyorlar, dedi. İnanmadılar.
Oysa İslam'ın hükümleri açıktı. Bunların anlattıkları da netti. Yan yana koyduğunuzda bizzat Kuran, bunlara 'küfür, şirk, münafık, mürai, fasık' dediği görülecekti. Ama bakmadılar, bakmak işlerine gelmedi.
Birkaç örnek vereyim
KADİP'i yani 'Kültürler arası diyalog platformunu' duymuş muydunuz? Onursal başkanı Fethullah Gülen olan ve 1994 yılında kurulan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın desteğiyle farklı inanç mensuplarının bir araya gelerek kurdukları bir yapı.
Kültürlerarası Diyalog Platformu (KADİP) amaçlarını şöyle özetliyorlar:
"Geniş katılımlı toplantılarla diyalogu farklı din ve inanç gruplarının tabanına yaymak.
Dinler arasındaki ortak paydalardan hareketle tarafların birbirlerini ve konuları derinliğine anlaması için ortam hazırlamak.
Akademik araştırma ve çalışma birimleri kurarak, bir araya gelecek farklı din ve inanç mensubu akademisyen ve araştırmacıların, diyalog bağlamındaki tüm konular üzerinde yapacakları etütlerle kamuyu aydınlatmaktır.
Platform yazılı ve görsel yayınlar üretmek suretiyle de kamuoyunu aydınlatma görevini yerine getirir. Bu bağlamda kitle iletişim araçlarıyla temas kurarak diyalogla ilgili programlar, haberler, kitaplar hazırlanmasını planlar ve yayınlar."
Nedir dinler arası diyalog?
Cevabı 1991 yılında Papa II. Jean Paul yayınladığı "Redemptoris Missio" (Kurtarıcı Misyon) isimli genelgesinde bir kez daha açıkladı:
"Dinler arası diyalog, Kilise'nin bütün insanları Kilise'ye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır.
Bu misyon aslında Mesih'i ve İncil'i bilmeyenlere ve diğer dinlere mensup olanlara yöneliktir. Tanrı, Mesih vasıtasıyla bütün insanları kendine çağırmakta, vahyinin ve sevgisinin mükemmelliğini onlarla paylaşmak istemektedir...
Bu açıklamalar yapılırken, kurtuluşun Mesih'ten geldiği ve diyalogun evangelizasyon (misyon) dan ayrılmadığı gerçeği göz ardı edilmemiştir." (Jean Paul II. Redemptoris Missio Roma: 1991)
Şimdi soralım: İlahiyatçı hatta profesör olan Ali Erbaş manevi kurtuluşun nerede olduğunu, İslam'ı, Allah'ın (c.c) hükümlerini bilmiyor mu?
Neden bu soruyu sordum? Çünkü KADİP'in kurucularından birisi de Ali Erbaş ve bugüne kadar Ali Erbaş'ın bu yapılar hakkında, 'evet, yanlış yola girmişiz, tövbe ediyoruz' dediğini ben duymadım.
İşte bundan dolayı diyorum ki, Ben, Ali Erbaş'ın arkasında namaz kılmam.
Nedenlerim bitmedi. Yarın devam edecek.
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024