Özellikle AKP iktidarı döneminde Türkiye'yi Ortadoğu politikalarında bir "köle", "taşeron", "piyon" pardon "ortak" olarak gören ABD'nin önemli yetkilileri Ankara'yı suyoluna çevirmiş durumda?Irak işgali öncesi ve işgali sırasında, Libya, Afganistan işgali öncesi ve işgali sırasında ve Suriye sürecinde bu ABD'li yetkililer durmadan ülkemize geldiler, gittiler.Yapılan ortak basın açıklamalarında sanki her yer gülük gülistanlık, her şey güzel, hiçbir stratejik konu görüşülmemiş gibi mesajlar verilse de neticede Irak'ın Afganistan'ın ve Libya'nın işgaliyle sonuçlandı ve Türkiye bu işgallerde önemli bir basamak olarak kullanıldı.Kurtuluş Savaşı'nda ve Kıbrıs Barış Harekatı'nda bizlere tüm desteğini sağlayan bu ülkeler Türkiye'nin siyasilerinin büyük desteğiyle işgale maruz bırakıldı.Türkiye'yi suyoluna çeviren yetkililerin başında ise elbette ki ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden geliyor. Biden deyip geçmeyin, şu an ABD'nin politikalarında Obama'dan daha fazla sözü geçiyor. Adeta Obama o ve onun gibilerin çizdiği rotada yürüyor da diyebiliriz.Irak başta olmak üzere İslam ülkelerinin işgallerinin en büyük destekçilerinden olan Biden, kendini "Yahudi olmayan bir Siyonist" olarak tanımlıyor ve Yahudi lobisine yakınlığıyla tanınıyor.Şimdi gelelim Ankara'daki temaslarına ve Biden'in son ziyaretinin perde arkasına?Gazetemiz yazarlarından Sinem Baş, önceki günkü yazısında, Ortadoğu'daki son gelişmeler ve Biden'in Ankara ziyaretiyle ilgili çok önemli tespitler ortaya koydu. Yazının özeti mahiyetindeki önemli gördüğüm bölümü sizlere aktarayım:"ABD'nin ve İsrail'in desteğiyle kurulan IŞİD, yine ABD'nin Ortadoğu'daki petrol ve yerleşim çıkarları için bir bahane. İsrail'in yayılmacı politikaları içinse bir örtü? Esad şu anda bizzat Obama'nın ifadesiyle, gitmesi düşünülen bir lider olmaktan çıkmışken, Ortadoğu'da terörle mücadele etmek yerine meşru bir hükümete namluyu doğrultma neyle izah edilebilir?"Sayın Baş, ABD ve diğer Batılı güçlerin Suriye ve Ukrayna politikalarında geri adım atmasını da, Milli Ekonomi Modeli ile tam bir bağımsız ekonomiye sahip olan Rusya'nın milli stratejiler, tam bağımsız politikalar üretmesine ve bu sebeple başarıdan başarıya koşmasına bağlıyor. Doğru olan da budur. Rusya, Batılı ülkelerin kendisine topyekun yaptırım uygulamaya kalkmasına rağmen, bu yaptırımlardan zarar görmeyi bırak Putin'in ifadesiyle fayda gören bir ülke durumunda? ABD ve Batılı ülkeler bu gerçeği gördükleri ve kabullendikleri için resmi politikalarında geri adım atmak durumunda kaldılar.Yalnız, burada bir noktayı kaçırmamak lazım... Bu ülkelerin resmi söylemlerinde farklılık olması, politikalarında ve hedeflerinde değişiklik olacağı anlamına gelmez.ABD, resmi yollardan yapamadıklarını illegal yolardan, perde arkasında koordine ederek yapmaya çalışan bir ülke? Bunun birçok örnekleri var. Örneğin IŞİD konusu? Tüm dünyanın bildiği gibi IŞİD'i planlayan, oluşturan, silah desteği veren ABD? Ve her şeyden önemlisi Türkiye'yi bu noktada geçiş güzergahı yapan da ABD? Ama şartlar aleyhte geliştiği için söylemde "Hedef IŞİD, Esad değil" diyebiliyor. AKP'li siyasilerin ve Erdoğan'ın "Esad" ısrarı ise ABD'nin onayını almadan mümkün değil?Görünen o ki, Rusya'nın gücünden ve haklılığından çekinen ABD görüntüde, resmiyette mesuliyetten kaçarak Rusya'yla karşı karşıya gelmekten kaçınmakta, sorumluluğu Türkiye'nin sırtına atmaya çalışmaktadır.Yine görüntüde sergilenen Türkiye'yi ve siyasilerimizi rezil eden polemiklerle de bu senaryonun işlerliğini ve bu şekilde kabulünü sağlamaya çalışmaktadır.Yoksa sadece ekrana yansıyan kadar bir görüşme için Biden gibi ABD ve İsrail için önemi belli olan bir şahsın Türkiye'de bulunduğunu söylemek mantık dışıdır.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Benim için Biden bitmiştir" dediği ABD Başkan Yardımcısının yarım saat planlanan ama 4 saat süren görüşmesinin perde arkası konuşulanları elbette ki yakın zamanda uygulama olarak karşımıza çıkacaktır; ama bu Türkiye'nin, Türk milletinin ve de AKP'li idarecilerin asla hayrına olmayacaktır.Bu perde arkası talimatlarla yürütülen politikalarla, Türkiye için Irak'ın, Türk milleti için Irak halkının, AKP'li siyasiler içinse Saddam'ın kaderi kaçınılmazdır.Önümüzde Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçirerek halkına ve beraber olduğu ülkelere insan haklarını, demokrasiyi doya doya yaşatan bir Rusya örneği vardır.Model'in Sahibi bizim içimizden biri? Rusya gibi O'nun Modelini uygulayarak, makus kaderimizi kainat devleti bir Türkiye olarak değiştirebiliriz. Unutmayalım ki, Cenab-ı Hak Kur'an'da "Siz kendinizi değiştirmedikçe ben sizi değiştirmem" buyurmaktadır.Önce içimizdeki nimetin kıymetini bileceğiz ki, Türkiye cennet bir vatan, Türk milleti ise dünyaya örnek bir millet haline gelsin.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024