Siyasetçilerin çokça kullandığı söz var ya, 'sözün bittiği yerdeyiz'. Ha! İşte ondan. Ama bu sözü ben, siyasetçiler için kullanıyorum. Söz çoktan bitti. Artık sözü bırakın. Milletin duygularıyla oynamayın.
Dile kolay tam 21 yıl oldu. Ne demek bu biliyor musunuz? Erdoğan, iktidara geldiğinde doğanlar şimdi şehit oluyor.
İktidara geldikten sonra ülkemizi, 'eski ve yeni Türkiye' diye ikiye ayırarak ha bire geçmişi karaladılar, kötülediler, suçladılar.
Ne değişti? Ne değiştirdiler? Terörle mücadele ediyorlarmış! Hani nerede?
Dünden bugüne sayı olarak çokça şehit verdiğimizde Sayın Erdoğan'ın önüne hep aynı metin konuluyor, o da malum hitabet yeteneğiyle dillendirir. Sonra? Sonrası yok! Kızabilirsiniz ama gerçek bu.
Son şehitlerimizden sonra Sayın Erdoğan ne dedi?
"Türkiye, ne pahasına olursa olsun Irak'ın veya Suriye'nin kuzeyinde bir terör yapılanmasına müsaade etmeyecektir. Emperyalistlere taşeronluk yapan kiralık katil sürüleriyle mücadelemizden kesinlikle geri adım atmayacağız. Hem eli kanlı caniler hem de bölücü örgüte destek verenler bölgemizin geleceğinde teröre yer olmadığını er ya da geç anlayacaklardır."
Açın arşivleri bakın. Hep aynı metin.
Düşünsenize! Sayın Erdoğan, terör örgütlerinin taşeron olduğunu ifade ediyor. Doğru mu? Doğru.
Aynı Erdoğan bu taşeron örgütlerin sahiplerini de defalarca açıkladı mı? Açıkladı. Kim? ABD ve Avrupa ülkeleri.
Hatta bizzat BM kurulunda ABD'nin, terör örgütlerine her türlü desteği sağladığını ifade etti.
Mademki 'Daha Adil Bir Dünya Mümkün' (Erdoğan'ın kitabının ismi) ordumuzun, istihbaratımızın, emniyetin elinde bu teröristlerin sahiplerini kanıtlayan milyonlarca belge var.
Peki, Sayın Erdoğan ve iktidarı başta ABD olmak üzere bu terör örgütlerini destekleyen devletleri, eldeki belgelerle uluslararası mahkemelere şikayet etti mi? Etmedi.
Tam aksine, 'ABD ile çözemeyeceğimiz hiçbir sorunumuz yok, Yunanistan ile dostuz, AB nihai hedefinden vazgeçmeyeceğiz' siyaseti izledi, izlemeye devam ediyor.
Yahu! Finlandiya'nın NATO üyeliğini onayladı. İsveç hakkında ettiği sözlerin tamamını unuttu, Kuran'ın defalarca yakılmasını unuttu ve ABD'ye, 'siz F-16 verin bende, İsveç'in üyeliğini onaylatayım' dedi.
Şimdi emperyalistleri suçluyorlar. Bırakın bari acımızı yaşayalım.
Irak ve Suriye'nin kuzeyinde kurulacak terör yuvalarını veya taşeron devletlerin planları yüz yıl önce yapılmış.
Her şeyi çok iyi bildikleri halde Irak'ın kuzeyinde Barzani ile dost oldular. Devlet protokolü sağladılar. Yandaş şirketler, kuzey Irak'ı yeniden imar etti.
Aynı şekilde Suriye'nin kuzeyinde gözümüzün önünde taşeron devlet kuruldu. Nasıl? Kardeş Esad katil Eset ilan edildiği için.
Şimdi diyorlar ki; 'Türkiye, ne pahasına olursa olsun Irak'ın veya Suriye'nin kuzeyinde bir terör yapılanmasına müsaade etmeyecektir'.
Bir kere bahsedilen terör yapılanmaları artık gayri resmi devletçik oldu.
İkincisi 'o pahayı' sahada Mehmetçiğimiz, vatanda da insanımız yıllardır ödüyor. Bedel ödemeyen sadece milleti temsil makamlarındakilerdir.
Bile bile düşmana dost oldular
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız yıllarca dış politikada yapılan yanlışları anlattı, hükümetlerin dost-düşman ayırımına dikkat çekerek, bu topraklar üzerinden hedefleri olanlarla kurulan ilişkilere (teslimiyete) dikkat çekerek bu topraklar üzerinde hedefleri olmayanlarla iyi ilişkiler kurma gereğini vurgulamıştı.
Saddam öldüğünde nereye defnedildi? Müslüman mezarlığına.
Ya Kaddafi? Müslüman mezarlığına.
Esad öldüğünde nereye defnedilecek? Müslüman mezarlığına.
Erdoğan, Bahçeli, Akşener, Özgür Özel, Davutoğlu, Babacan, Abdullah Gül öldüğünde nereye defnedilecek? Müslüman mezarlığına.
Bush, Obama, Marcon, Merkel, Trump, Biden, Miçotakis öldüklerinde nereye gömülecekler? Hristiyan mezarlığına.
Peki, Müslüman mezarlığına defnedileceklerin, Hristiyan mezarlığına defnedileceklerle bu samimiyetinin, dostluklarının ve hala onlarla bir ve beraber olmalarının sebebi ne olabilir?
ABD, bize düşman. AB, bize düşman. İsrail, bize düşman. NATO, bize düşman.
Saray ve Meclis'tekilerin bu gerçeği görmeleri için illa Polatlı'ya kadar gelmeleri mi lazım?
Ya insanımız! Tam bağımsız Türkiye demek için daha ne kadar bedel ödeyeceğiz?
- TBMM’deki rezalet BOP’un parçasıdır / 23.06.2025
- Çay, buğday derken sıra zeytinde / 22.06.2025
- 10 kez fullemek için önce bir araba lazım / 21.06.2025
- Allah'ın dininde renkten renge girip kaypaklık etmeyin / 20.06.2025
- Bizim ünlülerin vicdanı yok mu? / 19.06.2025
- MOSSAD’ın Afganlı ajanları ve Türkiye / 18.06.2025
- İran, İsrail ve biz / 16.06.2025
- Bugün İslam Dini ‘kemale’ erdi / 15.06.2025
- İran uyanacak ve uyandıracak mı? / 14.06.2025