Hacı Bektaş-ı Veli bugün sadece ülkemizin insanlarını ve onların dertlerini değil bütün ülkeleri ve bütün insanlığı kucaklayacak, aydınlatacak ve sonsuzluğa taşıyacak büyük bir insan. Onu bir kasabaya, bir vilayete veya bir bölgeye, istesenizde hapsedemezsiniz.
Çünkü o bir yıldız, o bir ay, o bir güneş... Ahmet Yasevi gibi, Mevlana gibi, Yunus gibi, Hacı Bayram-ı Veli gibi, Abdülkadir Geylani gibi...
Tarihimizin her satırı yüzlerce, binlerce, milyonlarca Hacı Bektaş-ı Veli'lerin irşadıyla, nefesiyle, ışığıyla yayılmış ve böylece bugün ve yarın insanlığın ulaşamayacağı büyük bir medeniyetin temelleri atılmış, harcı yoğrulmuştur.
Bugün arz semasını süsleyen, aydınlatan sayısız yıldızların ay ve güneşin varlığı ne ise; Hacı Bektaş-ı Veli ve emsali ağzı dualı ilim, irfan ve irşad ehli insanlar da insanlık seması için odur.
Yani bugün hangi mantıkla, hangi maksatla olursa olsun dünyamızı ve kainatı yıldızsız, aysız ve güneşsiz düşünemezsek aynı şekilde bugün insanlık alemini Hacı Bayram-ı Veli'siz, Mevlanasız, Yunussuz, Abdülkadiri Geylanisiz, düşünemeyiz.
Bugün doymaz uslanmaz, kavgacı, bölücü, parçalayıcı, sömürücü, gaddar, hilekar insan tipinde ve onun şekillendirdiği hayat anlayışında, yaşanan bütün bunalım ve buhranlarda Hacı Bayram-ı Veli ve onun ifade ettiği gerçekten kopmanın, ona ters düşmenin payı zannedildiğinden de çok büyüktür.
Dün onlarsız olamadık, bugün de onlarsız olamayız. Ne uzaklarda, ne yaban ellerde ve ne de hele batıda ve onun karanlık ve çıkmaz sokaklarında zaman kaybetmeye, kafayı duvarlara taşlara, çalmaya gerek yok...
Bugün partili, partisiz, köylü, kentli, sağcı, solcu, laz, çerkes, alevi sünni bütün insanımızı, topyekün halkımızı, milletimizi ve devletimizi kucaklayan, yücelten ve sonsuza dek yaşatacak olan bu örnek, bu rehber insanlara, onları anlamaya her zamankinden daha çok muhtacız.
Bugün hala anlamakta zorlandığımız, anlamak istemediğimiz ama bizden başka dünyanın kimi zaman gıpta ile, kimi zaman kıskançlıkla, kimi zaman merakla ve kimi zaman da çözüm aramak maksadıyla tanımaya çalıştığı Osmanlı gerçeği gibi bir değerimiz bir mazimiz var.
Ve biz bugün ne haldeyiz. Netice olarak, bugün birlik ve beraberliğe, madden ve manen kalkınmaya huzur ve güven ortamına kardeşliğe her zamankinden daha muhtacız.
Ve biz hala Hacı Bayram-ı Veli'den habersiz ve mahrum yaşıyoruz. Tıpkı "hazineler üzerindeki dilenci gibi..."
Çünkü o bir yıldız, o bir ay, o bir güneş... Ahmet Yasevi gibi, Mevlana gibi, Yunus gibi, Hacı Bayram-ı Veli gibi, Abdülkadir Geylani gibi...
Tarihimizin her satırı yüzlerce, binlerce, milyonlarca Hacı Bektaş-ı Veli'lerin irşadıyla, nefesiyle, ışığıyla yayılmış ve böylece bugün ve yarın insanlığın ulaşamayacağı büyük bir medeniyetin temelleri atılmış, harcı yoğrulmuştur.
Bugün arz semasını süsleyen, aydınlatan sayısız yıldızların ay ve güneşin varlığı ne ise; Hacı Bektaş-ı Veli ve emsali ağzı dualı ilim, irfan ve irşad ehli insanlar da insanlık seması için odur.
Yani bugün hangi mantıkla, hangi maksatla olursa olsun dünyamızı ve kainatı yıldızsız, aysız ve güneşsiz düşünemezsek aynı şekilde bugün insanlık alemini Hacı Bayram-ı Veli'siz, Mevlanasız, Yunussuz, Abdülkadiri Geylanisiz, düşünemeyiz.
Bugün doymaz uslanmaz, kavgacı, bölücü, parçalayıcı, sömürücü, gaddar, hilekar insan tipinde ve onun şekillendirdiği hayat anlayışında, yaşanan bütün bunalım ve buhranlarda Hacı Bayram-ı Veli ve onun ifade ettiği gerçekten kopmanın, ona ters düşmenin payı zannedildiğinden de çok büyüktür.
Dün onlarsız olamadık, bugün de onlarsız olamayız. Ne uzaklarda, ne yaban ellerde ve ne de hele batıda ve onun karanlık ve çıkmaz sokaklarında zaman kaybetmeye, kafayı duvarlara taşlara, çalmaya gerek yok...
Bugün partili, partisiz, köylü, kentli, sağcı, solcu, laz, çerkes, alevi sünni bütün insanımızı, topyekün halkımızı, milletimizi ve devletimizi kucaklayan, yücelten ve sonsuza dek yaşatacak olan bu örnek, bu rehber insanlara, onları anlamaya her zamankinden daha çok muhtacız.
Bugün hala anlamakta zorlandığımız, anlamak istemediğimiz ama bizden başka dünyanın kimi zaman gıpta ile, kimi zaman kıskançlıkla, kimi zaman merakla ve kimi zaman da çözüm aramak maksadıyla tanımaya çalıştığı Osmanlı gerçeği gibi bir değerimiz bir mazimiz var.
Ve biz bugün ne haldeyiz. Netice olarak, bugün birlik ve beraberliğe, madden ve manen kalkınmaya huzur ve güven ortamına kardeşliğe her zamankinden daha muhtacız.
Ve biz hala Hacı Bayram-ı Veli'den habersiz ve mahrum yaşıyoruz. Tıpkı "hazineler üzerindeki dilenci gibi..."
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010