'Biz, bize yeteriz' diyerek yola çıktılar, 'biz, ele yeteriz' durağında bekliyorlar.
Bildiğim kadarıyla şu ana kadar iki kez ABD olmak üzere 54 ülkeye uçaklar dolusu tıbbi yardımlar gönderildi.
Bir de her kalkan yardım uçağının ardından o ülkeye, veciz cümlelerin kurulduğu mektuplar gönderildi.
İsrail'e de yardım gönderdik ama sorun çıktı. Medyanın bir kesimi, 'İsrail yardımları kabul etmedi' haberi, yaparken diğer kesimi ise 'İsrail'e yardım götüren uçağın son anda Sayın Cumhurbaşkanı'nın emriyle geri döndüğünü' yazdı. Gitti, gitmedi bilmem!
Yardımlar devam ederken, Türkiye'den yardım alan Kuzey Irak yönetiminin, PKK'ya tanı kiti verdiği, aynı şekilde yardım gönderdiğimiz ABD'nin de, PKK-YPG militanlarına sağlık malzemeleri gönderdiği, medyaya yansıdı.
Cılız da olsa tepkiler yükseldi. AKP gurup başkan vekili Numan Kurtulmuş konu hakkında herkesin gördüğü tabloyu teyit etmek lazım, dedikten sonra mayınlı cümleler kurdu adeta:
"Ama şunu söyleyeyim; herkes kendi tıynetinde olanı ortaya koyar. Bizim tıynetimizde merhamet vardır, vefa vardır, yardımlaşma vardır. Biz, insanlık olarak yardım ettik. Eğer ABD hükümeti de bir şekilde terör gruplarına yardım yapıyorsa, onlar da tıynetinde olanları yapıyorlar."
Numan Beye; tıyneti bozuk olanlarla kim dostluk kurar, dostum der, gibi sorular sorulmadı!
Ha Unutmadan! Bu arada da dünya bankasından virüs ile mücadele için 100 milyon dolar faizli kredi aldık.
Peki, içerde durum nasıl?
Önce sen dağıtamazsın, ben dağıtırım şeklinde maske mücadelesine şahit olduk. Hükümet masaya elini vurarak, 'ben dağıtacağım' dedi. Ama nasıl dağıtacağına bir türlü karar veremedi!
Önce maskeler, uygun fiyata marketlerde satılacak, denildi. Sonra PTT sitesinden ücretsiz dağıtılacağı açıklandı. Olmadı!
E-Devletten müracaat edin, kodu bekleyin, eczaneden alın, denildi. Son karar ise Covid-19 uygulaması üzerinden dağıtılacağı açıklandı.
Tabi Hans, Corc, Emili Türk malı maskelerini takarken kod beklemekten ve maske kalmadı cevabından bıkan vatandaş kaçak maske satıcılarından parası ile maskesini aldı.
Tabi mücadele sadece maske ile sınırlı kalmadı. Ekmekten yardım kolilerine, çorba dağıtmaktan banka hesaplarına kadar uzandı.
Ayrıca vatandaşa IBAN verildi. Telefonlara yardım SMS gönderildi.
Sonra bir sokağa çıkma yasağı tartışması başladı. Hükümet bu yasağı isteyen ve savunanlara veriştirdikçe veriştirdi hatta 'bunlar darbe peşinde' diyenler bile oldu. Ve bir gece ansızın sokağa çıkma yasağı ilan ettiler.
Şimdi yakaladıklarına ceza kesiyorlar. Biraz daha sıkı tutarlarsa kesilen cezalar, IBAN'a yetişecek!
Tabi siyasetçiler ve bizler bu olayları tartışırken vaka sayısında dünyada ilk sekize girdik.
Vatandaşı mı soruyorsunuz?
3 yıldır gündemde olan af, virüs vesilesiyle çıkarıldı. Çıkanların bir kısmı hemen ertesi gün cinayet işleyerek geri döndüler. Sadece Nisan'da 40 kadın öldürüldü.
Ha! 1000 TL'lik bir, iki ve üçüncü parti yardım paketleri açıklandı. Bu yardımlardan faydalanabilmek için açıklanan şartlar ise ülkemizde bu şartlara haiz kimse var mı? Varsa ekonomimiz nasıl uçuyordu, sorularını sordurttu.
7 Şubat'ta Hatay Valiliği önünde bir yurttaş "Çocuklarım aç, iş istiyorum anlamıyor musunuz?" diyerek kendini yaktı.
12 Şubat'ta AKP grup toplantısında bir yurttaş açım, diye bağırdı. Anında torbalandı.
13 Şubat'ta Meclis'e giden bir vatandaş intihar girişiminde bulundu.
Son on gün içinde ise İstanbul Aksaray'da bir vatandaş üst geçitten kendini astı. Cesedin yanında şu not vardı; "Koronavirüs öldürmedi beni ama sahipsizlik, çaresizlik, umutsuzluk öldürdü."
Yine İstanbul Sultangazi'de nakliyecilik yapan ve ekonomik sıkıntı içinde olduğu ifade edilen bir vatandaş, kendini kamyonetin kasasına asarak yaşamına son verdi.
Denizli'nin, Pamukkale ilçesinde de 21 yaşında ve uzun süredir işsiz olan bir genç intihar etti.
Aksaray ilinde ise işi ve parası olmayan bir vatandaş, telefonunu rehin vererek aldığı benzin ile kendini yakıp, hayatına son verdi.
Yandaş medya; "Kara propagandalar bir bir çöküyor! 'Geçim sıkıntısı, işsizlik vs. yüzünden intihar etti' denilenlerin yalanları tek tek ortaya çıkıyor. Türk halkı mutlu" başlığıyla haber yaptılar.
Diyecek bir şey yok! Ama haberiniz olsun ki, bu sefer gerçekten aynı gemideyiz!
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024