Ülkemizdeki bütün siyasi, sosyal, akademik ve dini yapılardan, 'devletimiz ve milletimiz üzerine oyunlar oynanıyor' tespitini duyarsınız.
Eyvallah! Tespitiniz doğrudur. Ama! Bu tespitiniz bugüne mi dair yoksa bin yıllık bir gerçek midir? En önemlisi ise bahsettiğiniz oyunların neresindesiniz, sorusunun cevabıdır.
Devlet ve milletimize karşı kurulan oyunlar bugüne kadar hep ekonomik ve siyasi başlıklarda değerlendirildi.
Oysa asıl oyun, asıl hedef milletimizin kimliği idi, milletimizi millet yapan değerlerdi. Ülkemizdeki siyasi, sosyal, akademik ve dini yapılar ve söz sahipleri bu asli gerçeği görmedikleri için malum oyunun bir parçası oldular.
Neydi o plan?
Haçlı batı diğer adıyla emperyalistler, bizim Müslüman olan kimliğimizi, Türklüğümüzü elimizden almak için bin yıl önce başlattıkları Haçlı seferleriyle bu amaçlarına ulaşamadılar.
Bizleri savaş meydanlarında yenemeyen batı taktik değiştirdi. Türkleri güçlü kılan, bir ve beraber tutan güç nedir, sorusunun cevabını aradılar ve buldular.
Sonra bütün planlarını o gücü, o ruhu bu milleti millet yapan ana unsuru yok etmek için planlar yaptılar.
Neydi o güç? Ehl-i Beyt eliyle kazandığı iman gücü, İslam ruhu.
Bu çerçevede yaşadığımız şu günlere bir bakar mısınız? Sanki düşmanımız kalmamış, nefislerimizi terbiye ve tezkiye etmişiz gibi can sıkıntısından birbirimizi düşman haline getiriyoruz.
'Ben Sünni'yim' diye öne geçenler Peygamberimizden 80 yıl sonra ortaya çıkan 'Ehl-i Sünnet vel Cemaat' kavramı altında İslam'ı adeta dört mezhep içinde hapsetme gayretiyle diğer mezhep ve meşrepleri yok saymakta, batıl hatta küfür ehli olarak gösterip işi 'katli vaciptire' kadar götürecek zillete düşmektedirler.
Hele son günlerde 'hoca' lakaplı mahlukların, 'namaz kılmayan şöyle yapılır, oruç tutmayana böyle edilir' cümleleri Thomas Edward Lawrence'nin Anadolu'da da çalışma yaptığını bu zihniyetin büyük dedesi olduğunun göstergesidir.
Şii ve Caferilerin önüne geçenlere bakıyorsunuz bir İran taassubu var. Onlarda İslam'ı, İran'a endekslemişler gibi. Sistani-Papa görüşmesinde bile ağızlarını açamadılar.
Aleviler üzerine de hem de içerden büyük oyunlar oynanıyor. Bazı vakıf ve kuruluşlar sosyal medya aracılığı ile Alevi Dedelerini sorguluyor.
'Siz, Peygamber soyundan geldiğinizi söylüyorsunuz'. Evet, diyenlere, o zaman Türk değilsiniz, diyorlar.
Siz, Peygamberi, Ehl-i Beyt'i, 12 İmamı ölçü alıyorsunuz. Evet.
Ehl-i Beyt, 12 İmam 5 vakit namaz kılardır. Ramazan orucu tutardı. Allah'ın hükmü ile karar verilerdi. O zaman sizde şeriatçısınız, gibi daha nice kıyaslamalarla Aleviliğin İslam dışı bir anlayış olduğunu kabullendirmeye çalışıyorlar.
İslam'ı dört mezhebe hapsedenlerle, İran'ı kutsallaştıranlarla bu anlayışın hiçbir farkı yoktur. Hepsinin hedefi aynıdır: Türk Milletinin ruhunu ve kimliğini yok etmek.
BTP lideri Hüseyin Baş'ın şu cümlelerini bütün siyasilerimizin dikkate alıp ona göre duruş göstermeleri lazımdır diye düşünüyorum.
Sayın Baş şöyle diyordu: 'Bizi bugün bizlikten çıkarılan şey fıtratımızın bize unutturulması. Bize Türk olduğumuz unutturuldu…
Bizim kodlarımızda, mayamızda hiçbir problem yok ama bizi birbirimize kırdırmak istiyorlar. Bizi Alevi- Sünni diye, Kürt - Türk diye, sağcı-solcu diye vs. ayırmaya çalışıyorlar.
Şunu bilmeleri lazım; Bu millet tarihini hatırladığı anda Kara Fatmalar bitmez, Şerife Bacılar bitmez, Osman Paşalar bitmez, Atatürkler asla bitmez ve bitmeyecek, göreceksiniz.
Bir genç olarak bana idealin ne diye sorun; İşte idealim bu! Bize lazım olan bu' dedi.
İslam, Türk milletinin milli dinidir
BTP'nin Ebedi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş hayatı boyunca bu millet ve devlet üzerine kurgulanan oyunları deşifre ederek, bu oyunları nasıl bozacağımızı anlattı.
Milli kimlik üzerinden her mesajında Ehl-i Beyt vurgusu yapıp, Hacı Bektaşı Veli Hazretlerinin ve yarenlerinin, Anadolu'daki halkların gönüllerine nasıl indiğini ve o gönüllerde yeşeren ruh ile 72 milletin hep bir ağızdan, 'biz, Türk'üz' dediğini anlatarak şöyle derdi:
'Esasen İslam, Türk milletinin milli dinidir. O'nu, O'ndan kopardığınız zaman Türklüğü diye bir şeyi kalmaz.
Bu milleti bir arada tutan en büyük harç İslam'dır ve milletimizi Türk yapan unsurdur. O mayayı Muhammediyi atan Ehl–i Beyt'tir.
Biz, onların nefesiyle konuşuyoruz. Onların sözüdür bizim sözümüz, bize ait olan bir şey yok, yanlış anlamayın.
Şimdi adamlar sözüm ona İslam adına yola çıktılar en büyük savaşı buraya ilan ettiler. Bizi birbirine bağlayan unsurlarımız çok güçlüdür. Bu manevi unsurlar maddeye kültür olarak yansıdı. Buna Türk–İslam kültürü diyoruz."
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025
- Emek, alın teri eşittir kul hakkıdır / 30.04.2025
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025