Türkiye'ye saldırgan politikalar izleyen ve gerilimi sürekli tırmandıran ülke hep ön planda Yunanistan olarak görünüyor ama yaşanan gelişmeler Yunanistan'ın sadece bir kukla olduğunu gösteriyor. Batılı ülkeler, milli güvenlik stratejisinde Türkiye'yi tek düşman devlet olarak kabul eden Yunanistan'ı silahlandırmaya devam ediyor. Son dönemlerde sadece silahlandırmakla da kalmadılar, Yunanistan'ın birçok bölgesinde askeri üsler de kurdular.
ABD'nin, bilindiği kadarıyla şu anda Yunanistan'da 9 askeri üssü bulunuyor. Bunlardan bir tanesi de, Lozan Antlaşması'na göre silahsızlandırılmış olan, sınırımıza 40 kilometre mesafede bulunan Dedeağaç'ta…
İçinde Yunanistan'ın da bulunduğu 11 ülkenin imzasını taşıyan Lozan Antlaşması'na ABD imza atmadığı için taraf ülke olmamış olabilir ama neticede bu bölgedeki sınırları ve kuralları belirleyen bu uluslararası anlaşmaya uymak zorunda…
Daha da ötesi Yunanistan taraf ülke olarak Dedeağaç'ta böyle bir askeri üssün kurulmasına asla onay verme yetkisi yok.
AKP hükümetinin yetkilileri, Yunanistan'a yönelik açıklamalar yapmadan önce, en başta Lozan ile elde ettiğimiz uluslararası hakları korumak için güçlü bir hukuki mücadele yürütmesi gerekiyor.
Dedeağaç'ta sessiz kal, Lozan'a göre bize ait olan 20 ada ve 2 kayalığa Yunan'ın sessiz sedasız işgal edip silahlandırmasını görmezden gel, sonra Yunanistan'a yönelik beylik laflar et; sadece söylem boyutunda kalan bu açıklamalardan kim çekinir? "Hemen savaşalım" demiyoruz ama hukuki haklarımızı sonuna kadar savunmak zorundayız.
Yunanistan, Lozan'ı delen birçok hamleler yaptığı halde, Türkiye siyasetinin sessizliği, Yunan'a ve arkasındaki iradelere daha fazla cesaret vermektedir.
İşte size güncel bir örnek… Yunanistan ile iş birliği yapan ABD merkezli çokuluslu petrol ve doğalgaz şirketi ExxonMobil'in, Girit açıklarında sondaj çalışmalarına hız verdiği ortaya çıktı. Burada Türkiye'yi ilgilendiren kısım şu; arama ve sondaj yapılacak olan bölge, Türkiye ile Libya arasında 2019'da imzalanan mutabakatla kesişiyor; yani bizim münhasır alanımızda bu faaliyeti yapacaklar.
Haber, Yunanistan'ın önde gelen gazetelerinden Kathimerini'de yayımlandı.
Haberde ExxonMobil'in Yunan hükümetine, "Türkiye ile yaşanan enerji hakları geriliminden endişe etmiyoruz" açıklaması yaptığı belirtildi. ExxonMobil'in Yunan HELLENiQ Energy isimli şirket ile Ege'deki Girit adasının batısında ve güneybatısında doğal gaz ve petrol aramak için iş birliği yaptığı kaydedildi.
Yunan medyasındaki haberde, "ABD'li şirket Türkiye'nin Yunanistan'a karşı saldırgan ifadelerinden endişelenmediğini ve ayrıca bölgedeki sondaj ve arama çalışmalarının takvimini hızlandırarak bir yıl önceye çekeceğini öğrendik" denildi.
Yunan medyasındaki haberde ayrıca, "ExxonMobil'in 40 bin kilometrekarelik alanda yapılacak inceleme sondaj çalışmalarının daha önce planlandığı gibi 2025-2026'da değil 2024-2025 arasında yapacağı öğrenildi. Şirket ayrıca Norveç merkezli sismik araştırma şirketi PGS ile de anlaştı. Gemi Kasım ayında Girit açıklarında 2 boyutlu sismik veriler toplayacak ve Şubat ayının başında da bunu bitirecek. Eğer gerek duyulursa üç boyutlu veri de toplanacak" denildi. Sondaj çalışmasının buradan gelecek sonuca göre gelecek yıl başlayacağı öne sürüldü.
Gördüğünüz gibi, "ABD ile stratejik müttefiklik ve AB'ye üyelik" hayaliyle yıllarca ülkemizi Batılı ülkelere bağımlı hale getiren siyaset anlayışı, ülkemizin tüm caydırıcılık gücünü ortadan kaldırmış oldu. Bu uğurda taviz verdiğimiz adalarımızın işgali süreci, yeni yeni işgalleri doğurdu, şimdi de hukuken bize ait olan kaynakları ele geçiriyorlar. Hem de kendi ifadeleriyle, hiçbir endişe duymadan!
"Gafleti çok olanın devleti yok olur" der atalarımız; sen uluslararası hakların konusunda gaflet içinde olursan, topraklarını ve kaynaklarını koruyamazsan, yarın asla geleceğin olmaz.
Bu gaflet politikası en haklı davamız olan Kıbrıs politikamızı da etkiliyor.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ile Kıbrıs Rum kesiminin sözde dışişleri bakanı Yoannis Kasulidis, Berlin'de görüşme gerçekleştirdiler. Görüşmede, Kıbrıs konusunun ele alındığını aktaran Baerbock, "Almanya, sıkı bir şekilde sizin tarafınızda duruyor. Kıbrıs'ta iki devletli çözüm söz konusu olamaz" ifadesini kullandı.
Kıbrıs'ta iki devletli bir çözümden başka bir çözümün olamayacağını artık sağır sultan biliyor. Türkiye'nin siyaseti, KKTC'nin tanıtımı konusunda güçlü bir irade ortaya koymadıkça, en haklı davasını en güçlü şekilde savunmadıkça bu tür "haksız", "hadsiz" ve "hukuksuz" açıklamalar duymaya devam edeceğiz.
"Ne AB, ne ABD tek çözüm bağımsız Türkiye" demediğimiz müddetçe, bu duruşu destekleyen milli politikalar üretmediğimiz sürece dış politikamızdaki bu zafiyetin önüne geçilemez.
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025
- Komisyon, ‘cambaza bak’ oyunu mu? / 30.08.2025
- 81 ilde sığınak dün değil niye bugün? / 28.08.2025
- Komisyon kesmedi, çıtayı yükseltme peşindeler / 27.08.2025
- Ağustos ayı Türk milletinin zaferleriyle dolu / 26.08.2025