25 Haziran sabahının gerçeği bu. Türkiye'nin 16 yıllık ekonomik, siyasal, sosyal, milli ve manevi gerçekleri pimi çekilmiş bir bomba haline geldiği gerçeğini iktidar da kabul etti.
Erdoğan ve AKP bu sorunları çözebileceklerine inansalardı 17 aylık bir süreleri varken baskın erken seçim yapma kararı almazlardı.
Efendim, sistem tıkanmış. Ne tıkanması! Emir eri gibi duran bir başbakan, Saray'ın açıklamalarını tefsir etmekle görevli bakanlar ve el kaldırıp, indirmekle milleti temsil (!) eden vekillerin olduğu bir ülkede neyin tıkanmasından bahsediyorsunuz.
AKP, iktidardan önce gaye edindikleri ve 16 yıldır bu noktaya gelmek için çalıştıkları ve 24 Haziran ile bu gayelerini gerçekleştirdikleri bir süreç yaşadık.
Neydi o gaye? Atatürk'ün kurduğu parlamenter sistemin devre dışı bırakılarak başkanlık sistemine geçiş yapıldı. Yani Türkiye'de rejim değişti. Cumhuriyeti, 'reklam arası' diye tabir edenler bayram yapıyor.
Rejimin değişmesi Türkiye gerçeklerinin değişmesi demek değildir. Türkiye'nin ekonomik, siyasal ve sosyal gerçekleri daha doğrusu çıkmazları ortadadır ve daha da büyüyecektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümetinin, başkan Erdoğan'a teslim ettiği pimi çekilmiş bombayı hatırlarsak!
454 milyar dolar dış borç ve 180 milyar doları bu yıl ödenecek.
550 milyar TL iç borç. Ödenemezse çarklar tamamen duracak?
Vatandaşın bankalara 575 milyar borcu var. Nasıl ödeyecek?
Dolar 4,6, euro 5,5 civarında. Nasıl aşağı çekilecek?
Dünyada en yüksek faiz oranlarına sahip 4. ülkeyiz. Nasıl düşecek.
Tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlılıktan kendi kendine yeten bir ülke haline gelebilecek mi?
Gelir dağılımındaki adaletsizlik giderilebilecek mi? Toplumun bir kesimi lüks yaşarken yoksulluk sınırı altında yaşayan milyonların gazı nasıl alınacak?
İşsizlik, enflasyon nasıl çözülecek? Eğitim ve sağlıktaki yetersizlik, kalitesizlik, parana göre eğitim, parana göre sağlık gerçeği nasıl eşitlik ilkesine göre düzeltilecek?
Türkiye'nin sıfır dostu var ve emperyalistlerin hedefi artık Türkiye. Tam bağımsızlığımızı koruyabilecek misiniz?
Ülke içinde ise Erdoğan'ı tam bir teslimiyetle, sorgulamadan bir kitle, diğer taraftan ise bizzat Erdoğan ve iktidar tarafından milli ve manevi olarak dışlanmış, hain, terörist, dinsiz vs. diye ilan edilmiş aynı büyüklükte bir kitle var. Kardeşlik nasıl sağlanacak?
Daha bunlar gibi birçok hayati başlık sıralayabiliriz. Bu tablo tam bir bombadır. Hem de pimi çekilmiş bir bombadır. İşte bu bombayı Sayın Erdoğan bilerek, isteyerek almak istedi. Millette verdi.
Yarın herhangi bir olumsuz durumda Sayın Erdoğan ve AKP'nin mazeret arayışı da geçerli değildir. Çünkü 16 yıl mazeretlerle ayakta kalan bir iktidar artık mazeret belirtme hakkını kaybetmiştir.
Nasıl mı? Bugüne kadar Türkiye'nin her gerçeğine bir kılıf buldular, bir suçlu gösterdiler. Hiçbir zaman mesuliyet altına girmediler. Ama şimdi durum değişti. Ustaların ustası ilan edildi. 'Devlet evimiz, Erdoğan babamız' denildi. Bu nedenle;
Artık FETÖ bizi aldattı, diyemeyecekler. Derin devlet, diyemeyecekler. Asker, paralel, dikey, yatay yapılar vs. diyemeyecekler.
Dolar ile euro ile bizi terbiye etmek istiyorlar, önümüzü kesmek istiyorlar, bizi kıskanıyorlar vs. diyemeyecekler.
Katil Esad, YPG diyemeyecekler. ABD, bizi sattı, AB, bizi oyalıyor vs. diyemeyecekler.
Hele Filistin ve İsrail vahşetini hiç kullanamayacaklar. Kıbrıs, Rum, Ege, Yunan, adalar, gaz, petrol vs. konularında direkt karar almak zorundalar.
Stokçularmış, perakendecilermiş, döviz kaçıranlarmış, faizmiş, merkez bankasıymış vs. mazeretlerinin arkasına sığınamayacaklar.
Çözümde bulamayacaklar. Haliyle ABD, AB ne derse o olacak. Borç alacaklar, ardından emirler gelecek.
Korkarım ki! O bomba halkın üzerine atılacak. Yani bedeli yine halka ödettirilecek. Tabi halk da seve seve ödeyecek. Çünkü seve seve talip oldu bedel ödemeye.
Erdoğan ve AKP bu sorunları çözebileceklerine inansalardı 17 aylık bir süreleri varken baskın erken seçim yapma kararı almazlardı.
Efendim, sistem tıkanmış. Ne tıkanması! Emir eri gibi duran bir başbakan, Saray'ın açıklamalarını tefsir etmekle görevli bakanlar ve el kaldırıp, indirmekle milleti temsil (!) eden vekillerin olduğu bir ülkede neyin tıkanmasından bahsediyorsunuz.
AKP, iktidardan önce gaye edindikleri ve 16 yıldır bu noktaya gelmek için çalıştıkları ve 24 Haziran ile bu gayelerini gerçekleştirdikleri bir süreç yaşadık.
Neydi o gaye? Atatürk'ün kurduğu parlamenter sistemin devre dışı bırakılarak başkanlık sistemine geçiş yapıldı. Yani Türkiye'de rejim değişti. Cumhuriyeti, 'reklam arası' diye tabir edenler bayram yapıyor.
Rejimin değişmesi Türkiye gerçeklerinin değişmesi demek değildir. Türkiye'nin ekonomik, siyasal ve sosyal gerçekleri daha doğrusu çıkmazları ortadadır ve daha da büyüyecektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümetinin, başkan Erdoğan'a teslim ettiği pimi çekilmiş bombayı hatırlarsak!
454 milyar dolar dış borç ve 180 milyar doları bu yıl ödenecek.
550 milyar TL iç borç. Ödenemezse çarklar tamamen duracak?
Vatandaşın bankalara 575 milyar borcu var. Nasıl ödeyecek?
Dolar 4,6, euro 5,5 civarında. Nasıl aşağı çekilecek?
Dünyada en yüksek faiz oranlarına sahip 4. ülkeyiz. Nasıl düşecek.
Tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlılıktan kendi kendine yeten bir ülke haline gelebilecek mi?
Gelir dağılımındaki adaletsizlik giderilebilecek mi? Toplumun bir kesimi lüks yaşarken yoksulluk sınırı altında yaşayan milyonların gazı nasıl alınacak?
İşsizlik, enflasyon nasıl çözülecek? Eğitim ve sağlıktaki yetersizlik, kalitesizlik, parana göre eğitim, parana göre sağlık gerçeği nasıl eşitlik ilkesine göre düzeltilecek?
Türkiye'nin sıfır dostu var ve emperyalistlerin hedefi artık Türkiye. Tam bağımsızlığımızı koruyabilecek misiniz?
Ülke içinde ise Erdoğan'ı tam bir teslimiyetle, sorgulamadan bir kitle, diğer taraftan ise bizzat Erdoğan ve iktidar tarafından milli ve manevi olarak dışlanmış, hain, terörist, dinsiz vs. diye ilan edilmiş aynı büyüklükte bir kitle var. Kardeşlik nasıl sağlanacak?
Daha bunlar gibi birçok hayati başlık sıralayabiliriz. Bu tablo tam bir bombadır. Hem de pimi çekilmiş bir bombadır. İşte bu bombayı Sayın Erdoğan bilerek, isteyerek almak istedi. Millette verdi.
Yarın herhangi bir olumsuz durumda Sayın Erdoğan ve AKP'nin mazeret arayışı da geçerli değildir. Çünkü 16 yıl mazeretlerle ayakta kalan bir iktidar artık mazeret belirtme hakkını kaybetmiştir.
Nasıl mı? Bugüne kadar Türkiye'nin her gerçeğine bir kılıf buldular, bir suçlu gösterdiler. Hiçbir zaman mesuliyet altına girmediler. Ama şimdi durum değişti. Ustaların ustası ilan edildi. 'Devlet evimiz, Erdoğan babamız' denildi. Bu nedenle;
Artık FETÖ bizi aldattı, diyemeyecekler. Derin devlet, diyemeyecekler. Asker, paralel, dikey, yatay yapılar vs. diyemeyecekler.
Dolar ile euro ile bizi terbiye etmek istiyorlar, önümüzü kesmek istiyorlar, bizi kıskanıyorlar vs. diyemeyecekler.
Katil Esad, YPG diyemeyecekler. ABD, bizi sattı, AB, bizi oyalıyor vs. diyemeyecekler.
Hele Filistin ve İsrail vahşetini hiç kullanamayacaklar. Kıbrıs, Rum, Ege, Yunan, adalar, gaz, petrol vs. konularında direkt karar almak zorundalar.
Stokçularmış, perakendecilermiş, döviz kaçıranlarmış, faizmiş, merkez bankasıymış vs. mazeretlerinin arkasına sığınamayacaklar.
Çözümde bulamayacaklar. Haliyle ABD, AB ne derse o olacak. Borç alacaklar, ardından emirler gelecek.
Korkarım ki! O bomba halkın üzerine atılacak. Yani bedeli yine halka ödettirilecek. Tabi halk da seve seve ödeyecek. Çünkü seve seve talip oldu bedel ödemeye.
Akın Aydın / diğer yazıları
- ‘Para milletin itibarıdır’ diyordu onu da kaybettirdi / 29.03.2024
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024