Bir yıl öncesine kadar ne diyordu yetkililerimiz? PYD/PKK terör örgütü hem bölge, hem de ülkemiz için tehdittir. Bu örgütü etkisiz kılmak, bölgede bir terör koridoru oluşturulmasını önlemek, bölgeyi terör unsurlarından temizleyip (Adana Mutabakatı) ülkemizdeki mültecileri bu bölgelere yerleştirmek ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne katkıda bulunmak için Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı harekatlarını gerçekleştirdik.
Haklıydık ve siyasi iktidarı bu başlıklarda her kesim destekliyordu. Bu haklı sebeplerimizin karşısına kim çıktı? ABD.
Malumunuz, ABD ile restleşmeye başladık. İktidar koz olarak masaya Rusya kartını koydu.
'Dostum Trump' söylemleri yerine, 'Dostum Putin' söylemleri sıklıkla vurgulanmaya başlandı.
İktidar, ABD'ye, Şanghay Beşlisine gireriz ha! BRICS-T neden olmasın, restini bile çekti.
Ardından S-400 anlaşması imzalandı. Prof. Dr. Haydar Baş'a ait olan "milli paralarla ticaret" tezi sık sık (tabi kendilerine aitmiş gibi) kullanılmaya, doların hegemonyasına son verilme gerekliliğine çağrılar başladı.
Hatta kamuoyunun baskısıyla İncirlik ve Kürecik'in gerekirse kapatılabileceği kısık sesle bile söylendi.
İhtimal vermesem de bir ara, "AKP gerçekten ABD çizgisinden çıkıyor mu?" diye düşünüyordum ki, malum mektup ve mektuba karşı sadece iç politikaya yönelik açıklamaları dinleyince, "yok, AKP'nin ABD'ye rağmen siyaset üretmesi mümkün değildir" dedim. Maalesef haklı çıktım. Nasıl mı?
Hatırlayın! O süreçte Biden ve heyeti geldi. Cumhurbaşkanı ile aynı hizada oturup kameralara poz verdi. Saatlerce görüşüldü ve malum mutabakat ile Türkiye haklı davasından vazgeçti. Çok küçük bir bölge hariç Fırat'ın doğusunu ABD emrindeki PYD-PKK'ya bıraktık.
Dikkat ediyorsunuzdur! Fırat'ın doğusu, PYD-PKK, Mazlum Kobani, on binlerce tır, petrol havzaları vs. iktidarın gündeminde değil, muhalefetin gündeminde de değil. Milletimiz ise unuttu zaten.
Siyasetin ve milletin gündeminde ne var? Eset ve İdlib. Sırtını Rusya'ya dayanan ve her türlü desteği alan Suriye, 'topraklarımı teröristlerden temizleyeceğim' diyerek İdlib'e harekata başladı.
Verdiğimiz şehitlerin acılarını hep beraber hissediyoruz. Diğer yandan yaşananları izliyor, söylenenleri dinliyorsunuzdur.
Gerçekten çok şaşırtıcı, akıl almaz bir mantık var sahada!
Haçlı ABD'nin Hıristiyan temsilcisi James Jeffrey geliyor ve "başımız sağ olsun" diyor. Hemen herkes memnun, mutlu.
Sonra Sayın Erdoğan şunları söyledi: "Jeffrey'in hakkımızı teslim etmesinden öte, Sayın Trump'ın hakkımızı teslim etmesi çok önemli. Sayın Trump da eğer bizim hakkımızı teslim edecekse onun bir anlamı olur."
Kim bu Jeffrey, kim bu Trump ki, bize başsağlığı diliyor? Biz ne ara bunların himmetine muhtaç edildik?
Vatandaş sosyal medyadan soruyor; "Eset katil, Eset zalim de, Trump evliya mı ki ondan yardım umuyorsunuz."
Şu işe bak! ABD'ye parasını öde F-35'leri vermesin. Rusya'ya milyarlarca dolar ver, S-400 al, kullanma. Şimdi de ABD'den Patriot siparişi et. NATO'yu göreve çağır. Bu mu denge politikası?
Türkiye sıkıştı.
İktidar her ne kadar yeniden dostum Trump, NATO göreve dese de Suriye yani Rusya İdlib'i teröristlerden temizlemeye kararlı.
Çünkü Türk ve Rus askerlerinin karşı karşıya gelmesini, 'en kötü senaryo' olarak tabir ediyorlar.
Artı Türkiye'nin İdlib'de destek için NATO'ya başvurup vurmayacağını iki kez düşünmesi gerektiğini söylüyorlar.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun yaptığı, "harekata silahlı kuvvetler karar verecek" açıklaması da Rusların bu kararlığının bir göstergesidir.
Diğer yandan Sayın Bakan'ın topu askere atması, olası başarısızlıkta sorumluluktan kaçmak anlamındadır. Çünkü oraya gidilirken askere sorulmadı. Git, denildi asker gitti. Şimdi neden asker karar versin?
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024