Hepinizin malumu, yerel seçimler 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilecek. Şimdiden vatana, millete hayırlı olmasını diliyorum. Fakat şu gerçeği de unutmamalıyız; hayırlı bir sonuca ancak doğru bir tercihle ulaşabiliriz.
Eğer bugün millet olarak yaşadığımız birçok ekonomik, siyasi, toplumsal, hukuki, askeri, ahlaki, kültürel sorundan şikayetçiysek o zaman tercihlerimizde daha önce yaptığımız hataları tekrar etmememiz lazım. Aynı kişileri seçerek, aynı yanlışları tekrar tekrar yaparak doğru bir sonuca ulaşmak asla mümkün değildir.
Ülkemizde maalesef önceliği millete hizmet olmayan bir iktidar, önceliği milletin sesi olmayan, her seçimde iktidarın değirmenine su taşıyan bir ana muhalefet var.
Meclis'te vekili bulunan diğer muhalefet partileri ise ya iktidara koltuk değnekliği yapıyorlar, ya da kaosla, karmaşayla örtülü bir şekilde yine iktidara hizmet ediyorlar.
AKP iktidarının, her türlü başarısızlığa rağmen en büyük şansı, böyle etkisiz bir muhalefete sahip olmasıdır.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, katıldığı her programda iktidarın ve muhalefetin bu halini çeşitli örneklerle anlatmaya devam ediyor ve muhalefet değişmeden iktidarın asla değişmeyeceğini de vurguluyor.
En son Ankara'da katıldığı partisinin il başkanları toplantısında bu konuda dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.
Tüm seçim bölgelerinde tek başına seçime gireceklerini ifade eden Hüseyin Baş, Türkiye'de konsept bir yerel yönetim mantığını ortaya koyacaklarını ifade etti.
BTP liderinin yaptığı tespitlerden bazı başlıklar şöyle:
"Genel seçimde kurdukları tezgâhı yine kurmanın peşindeler; ya AKP'nin adayı, ya CHP'nin adayı. Siz bunların kurduğu tezgâha tekme atmak istiyorsanız bu partilerin hiçbirine oy vermeyeceksiniz."
"BTP, nezaketle bir başkaldırıdır. Biz yerel seçime değil, biz bu sisteme başkaldırdığımızı gösterdiğimiz bir seçime giriyoruz."
"Biz hiç kimseden yol yapmak için, su vermek için, elektrik altyapısı yapmak için belediye istemiyoruz. Bunlar zaten belediyenin görevi. Vatandaşlarımız, ne kadar kandırıldıklarını, ne kadar soyulduklarını görmek istiyorlarsa BTP'yi desteklesinler. Hırsızlık, yolsuzluk bitsin istiyorlarsa BTP'yi desteklesinler.
"X belediyesine bakıyorsun 50 bin tane çalışanı var. Ne yapacaksın 50 bin adamı? Küçücük bir ilçe belediyesinde 500 tane personel istihdam ediliyor. Hiçbiri sabah 9'dan akşam 5'e kadar orada çalışmıyor."
"Belediyeleri rant kapısına çevirdiler, menfaat kapısına çevirdiler. Biz, 'Belediyelerin rant kapısı olmaktan çıkarıldığı bir Türkiye istiyorsanız bize oy verebilirsiniz' diyoruz."
"Belediye başkanı yerelde halka hizmet eder. Ben dünyanın yarısından fazlasını gezdim, bir tane belediye başkanının ne resmini gördüm, ne ismini okudum. Bizde ise nereye gitsen adamın ismi yazıyor."
"Bunlar belediye başkanlığı yapmak istemiyor ki, bunlar belediyede hizmet etmek de istemiyor. Bunlar sizi sömürmek istiyor, toplumu sömürmek istiyor. Oradan menfaat, rant üretmek istiyor."
Evet, BTP liderinin yaptığı bu tespitler oldukça kıymetli.
Bugün Türkiye'nin illerinde, ilçelerinde, beldelerinde yaşanan en büyük sorun belediyelerin bir hizmet aracından ziyade, rant aracına dönüştürülmesi.
Rant belediyeciliğine son verip, hizmet belediyeciliğine dönmediğimiz müddetçe toplumun sömürülmesi artarak devam edecektir.
Belediyelerin devletten aldıkları bütçe vardır, belediyelerin topladığı vergiler vardır, ayrıca belediyeler ticari bir takım oluşumlar oluşturarak bütçeye katkı sağlayan yeni gelir kapıları üretebilirler. Ama senaryo, bütün bu gelirleri birilerine aktarma üzerine kurulursa, bu gelirler de yetmez, belediyenin borçları da katlanarak artar. İşte ülkemizdeki belediyecilik anlayışı budur.
BTP lideri Hüseyin Baş'ın ifade ettiği gibi, bu yerel seçimlerde asıl ihtiyaç duyduğumuz şey, işte bu kadar gelirin olduğu bir atmosferde bu gelirin nerelere aktarıldığının şeffaf bir şekilde açığa çıkartılmasıdır.
Zaten bu büyük hortumlamalar kesilirse, birçok sorun da kendiliğinden çözülecektir. Bu rant trafiğinin açığa çıkması için tüm milletimize "Bu sefer BTP" demeye çağırıyorum.
Sayın Baş'ın daha önce de dediği gibi, asıl problem ülkemizdeki kaynak eksikliği değil, adaletsizliktir. Bu adaletsizliğin sona ermesi için de millete ait olan gelirin adaletsiz bir şekilde paylaşım trafiğinin açığa çıkması lazım.
- İran, Hürmüz Boğazı kartını kullanır mı? / 21.06.2025
- İsrailli sunucu: “Finalde Türkiye var” / 19.06.2025
- Geçmiş olsun Sayın Ümit Özdağ / 18.06.2025
- İsrail için sadece Tahran değil, Ankara yolu da açıldı! / 17.06.2025
- İsrail zulmünü genişletiyor: Türkiye de hedefte / 14.06.2025
- Ortadoğu yeni bir savaşa mı hazırlanıyor? / 13.06.2025
- Ekonomik sıkıntılar nüfus krizini tetikliyor / 12.06.2025
- Atatürk’ün Müslümanlığı hepinize nal toplatır / 11.06.2025
- Suçlar, 10. Yargı Paketi ile önlenebilir mi? / 05.06.2025