Yeni bir yılın ilk günündeyiz. Değişen nedir? Rakamlar dışında hiç bir şey. Peki, hem birey olarak, hem millet olarak, hem de ümmet olarak değişikliğe ihtiyacımız var mı? Var. Hem de çok acil.
O zaman ne yapacağız? Kurtuluş ipine sarılacağız, hiçbir afetin batıramayacağı gemiye bineceğiz ve o iki emanete sahip çıkacağız.
O ip, Ehl-i Beyt'tir. O gemi, Ehl-i Beyt'tir. O iki emanet, Kuran ve Ehl-i Beyt'tir.
Ben şu mezheptenim, şu meşreptenim, şu milletenim vs. gibi kavramlara takılmayın. Allah'ın selamı üzerine olsun) Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız ne demişti? 'Tevhidin (İslam inancının) merkezi Ehl-i Beyt'tir'.
Bu hakikati Haydar Hocamız tespit etmiş değildi. Kuran ile Hz. Peygamber ile sabit bir gerçekti.
Bu gerçekten böylesine uzaklara savrulmamız planlı bir oyundu ve yüz yıllar süren bu oyunu Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız yıktı, attı.
Örneğin, 'Ehl-i sünnet ve-l cemaat' kavramı. Birileri bu kavram dışında kalanları (haşa) tekfir boyutuna kadar götürdü işi.
Ama öğrendik ki, bu kavram Peygamberimizin (s.a.a.v) rıhletinden 80 yıl sonra ortaya çıkmış bir kavram.
Dahası bu kavrama ayak yapılan mezhep imamlarının tamamı, Ehl-i Beyt İmamlarına talebe olmuş, Ehl-i Beyt'i ve 12 İmamın kutsiyetine inanmış, yaşamış ve anlatmış büyük insanlar.
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın, "Ehl-i Beyt hakkında Kur'an-ı Kerim'de onlarca ayet var. Bana, Sünnilik hakkında tek bir ayet göstersinler" diye yıllarca açık çağrıda bulundu. Tek cevap veren oldu mu? Hayır. Neden? Çünkü yok.
Şiilik ve Şiiler üzerinden yürümek istediler. Şura Suresi 23, Azhap suresi 33 ve Ali İmran 61. Ayeti karşılarında buldular.
Ebu Hanife Hazretlerinin, İmam Bakır ve İmam Cafer'in (a.s) öğrencisi olduğunu, onlar uğruna her şeyi feda ettiğini, ek kritik dönemlerde bile sultanlara karşı Ehl-i Beyt'i savunduğunu ve bu yolda şehit edildiğini gördüler.
Halife Mansur, Ebu Hanife'yi kadılık teklif etti. Ebu Hanife bunu reddetti sebebi sorulduğunda: 'Şeriat hükümleri çok derin bir okyanustur' dedi.
'O okyanusu ilim gemisiyle yarıp geçersin" dediklerinde "O gemi, biz değil, Resûlullah'ın Ehl-i Beyt'idir. Ve o geminin kaptanı da Cafer-i Sadık'tır" demiştir.
Bu cevap yüzünden halife tarafından hapse atıldığı, sistematik işkenceye tabi tutulduğu ve şehit edildiği kaynaklarla sabittir.
Şafii mezhebinin kurucusu İmam Şafii şöyle diyor: "Eğer Ehl-i Beyt'i sevmek Rafızilikse, ey kainat sen şahit ol en büyük Rafızi benim." (Nebrast, s.492; İbn-i Asakir, Tarih-u Medinet-i Demesk, c.5, s.235).
Bir başka sözü ise şöyledir: "Ey Rasulullâh'ın Ehl-i Beyt'i! Sizi sevmek, Allah tarafından Kur'ân'da farz kılınmıştır. Size bu kadar büyüklük ve fazilet yeter ki; size salavat göndermeyenin namazı batıldır."
İmam Ahmed b. Hanbel, İmam Ali (a.s) hakkında şöyle diyor: "Hz. Ali'nin fazilet ve üstünlüğü hakkında söylenen hadisler, hiçbir sahabe hakkında söylenmemiştir." (Sevahidu't-Tenzil, c.1, s.26; Benau'l-Makale el-Fatimiyye, s.341).
Maliki mezhebinin kurucusu Malik b. Enes el-Medeni de üç yıl boyunca İmam Cafer'in derslerine devam etmiştir:
İbn Nedim, "el-Fihrist" adlı eserde şunu yazar:
"Onu, Medine valisine ihbar ettiler. Ve 'size biat edilmesine inanmıyor' dediler. Bunun üzerine vali, onu çağırdı, elbisesini çıkardı. Yere yatırıp omuzlarını soyarak kırbaçlamaya başladı."
İbn Hallikan da, "Malik'in, İmam Cafer'den ilim öğrenmesi bilinen ve meşhur bir olaydır" diye bu konuda bilgi verir.
Süfyan-ı Sevri de, İmam Cafer'in talebelerindendir. Süfyan-ı Sevri anlatıyor: "İmam'ın huzurunda iken, 'Bana tavsiyede bulun' dedi ve İmam Cafer de ona:
"Tavsiyemi tutacak mısın ey Süfyan" dedi. Ben: "Evet ey Allah'ın Resulünün evladı" dedim.
Buyurdu ki: "Ey Süfyan! Durmadan yalan söyleyenin kişiliği olmaz, kıskanç kimse rahat yüzü görmez, çabuk bıkan, usanan kimsenin kardeşliği olmaz. Cimri insanla dostluk kurulmaz. Ahlaksız insanın da şerefi olmaz."
İmam Gazali hilafetle ilgili olarak: "Fakat hilafet hususunda delil bütün açıklığı ile ortaya çıktı ve konu aydınlandı. Cumhur (Müslümanların tamamına yakın çoğunluğu) Gadir-i Hum Hutbesi'ndeki hadisin metninde şeksiz şüphesiz tam icma ve ittifak ettiler.
Orada Resulullah şöyle buyuruyor: 'Ben, kimin idarecisi isem Ali de, onun idarecisi ve velisidir.' Dolayısıyla icmaya ve icma ile sabit naslara aykırı olarak teviller üretmek batıldır.
Eğer onun hilafetini (Hz. Ebubekir) kurtarmak için 'icma hasıl olmuştu' derseniz, şüphesiz bu da doğru değildir. Çünkü onun hilafetinde icma yoktur.
Nasıl olsun ki?
Hz. Abbas ve evlatları, Hz. Ali ve zevcesi Hz. Fatıma ile evlatlarının hiç birisi biat halkasında bulunmadılar. Dahası Sakife'de bulunanların bile birçoğu muhalefet ederek oradan ayrıldılar." (İmam Gazali, Sırr'ul Alemeyn ve Keşfi Ma fi'd Dareyn, sayfa 16-18)
Özetle Sünni ve Şii dünya diye bilinçli bir şekilde Hz. Peygamber'den yıllar sonra ayrılan İslam dünyası için tek yol ve mezhep Ehl-i Beyt'tir. Bunun için Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız hayatı boyunca, tevhid için Ehl-i Beyt gerçeğini ifade etti.
Henüz nefes alıyorken, "Ehl-i Beyt, Nuh'un gemisidir Ona binen kurtulur" Hadisi Şerifinin gereğini yerine getirelim.
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024