Tay kabilesi, Yemen tarafında cömertliği ile meşhur bir kabile idi. Kabilenin reisi Adiy b. Hakem'di. Peygamberimiz (s.a.v) bu bölgeyi de putlardan temizleme için İmam Ali'yi (a.s) görevlendirdi. Kabile reisi Adiyy bin Hatem, henüz Hz. Ali gelmeden durumu haber almış ve Suriye tarafına kaçmıştı. Bu sebeple de ele geçirilememişti
Adiyy b. Hakem'im bacısı esir düşmüş, Resûlullah onu azat etmiş, o da İslam'ı kabullenmişti. Akabinde kardeşini arayıp, Şam civarlarında bularak, Müslüman olması için ikna etmişti.
Gerisini Adiyy b. Hatem'den dinleyelim:
Geri (Medine'ye) geldim. Mescitte Rasûlullah'ın etrafındaki sahabelere; "Onlar, Allah'tan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler" (Tövbe 31) ayetini okurken gördüm ve boynumda gümüşten bir haç olduğu halde yanına geldim ve;
"Ey Allah'ın Resulü! Ben eskiden Hıristiyan'dım ve Hıristiyanlığı iyi bilirim. Biz hiç bir zaman âlimleri, rahipleri rab edinmedik, onlara ibadet de etmedik. Bu ayette Allah ne demek istemiş" dedim.
Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.v ); "Ey Adiyy! Çıkar o boynundaki putu" dedi. Ben de çıkardım.
"Ettiniz Adiyy, ettiniz" dedi. "O rahipleriniz, âlimleriniz, okumuş insanlarınız size, Allah'ın kitabına muhalif olarak helal ve haram (yasak serbest) koymadılar mı?" Ben de, "evet ya Resûlullah, onlar okumuş kimselerdi, böyle yaparlardı" dedim.
Bunun üzerine; "İşte onların bu yaptıkları (Allah'ın kitabına muhalif ) Rab'liktir. Sizin de, onların dediklerini benimsemeniz, uymanız onlara ibadetinizdir" dedi. (İbn Kesir Tefsiri, C.7, sayfa 3456 İmam Ahmed; Tirmizi, Cem'ul-Fevâid, IV, 68 ve İbn Cerir)
Bir de Allah Resûlü'nün şu hadis-i şerifini okuyarak konumuza girelim. Allah Resulü:
"Sizler karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yolunu izleyeceksiniz. Onların inançları ve yaşayışlarını ölçü edineceksiniz. İnsanın giremeyeceği küçük bir keler (kertenkele) deliğine girecek olsalar, siz de onları takip edeceksiniz." (Buhari, Enbiya 50; Müslim, İlm 6) Hadisin devamında o toplulukların Yahudi ve Hıristiyanlar olduğu açıklanıyor.
Günümüzde hem "Onlar, Allah'tan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler" (Tövbe 31) ayetinin, hem de "kertenkele deliğine girecek dahi olsalar onları takip edeceksiniz" hadisinin fiiliyatı yaşanıyor adeta. (Allah en iyisini bilendir)
Bakın! Kur'an ve Hadislerde, "fasıkların getirdiği haberleri araştırın, münafıklara itibar etmeyin, kâfirlerle dost olmayın, bir Müslüman'ı tekfir etmeyin, hüsnü zanda bulunun, ilmi tahsil, adaletten ayrılmayın, düşünün" gibi bablarda yüzlerce ayet, binlerce hadis-i şerif vardır.
Peki, günümüz Müslümanları ne yapıyor? Örneğin yıllardır bir Atatürk düşmanlığı yapılıyor ve günümüzde daha da yaygınlaştı.
O büyük insana, (haşa) kâfir diyorlar. Din düşmanı diyorlar. Mübarek annesinin namusuna laf atıyorlar. En adi suçlamalar yöneltiyorlar.
Kimler? İslam hakkında hiçbir bilgisi yok, tarih okumamış, işi gücü yok veya merdiven altında çalışan sıradan kişiler.
Bu kişilere; "Atatürk hakkında bu kanaate nasıl vardın" diye sorsan, 'filan cemaat içinde önemli bir yere sahip âlim (!) bir zat ve filan sarıklı, cübbeli hoca veya filan akademisyen, gazeteci' cevabı verirler.
Peki, hemen sorayım; bu kişiler, Allah ve Resulü'nün ölçüsünü bırakıp, birilerinin ölçüsü ile hareket etmiş olmuyorlar mı?
Başka bir örnek: Şiilerin katli vaciptir, Alevi'nin pişirdiği yenmez, evlenilmez" gibi fitneler dolaşıyor. Bu fitneleri kim yayıyor? Aynı odaklar. Kimler inanıyor. Aynı taifeler.
Ya da faiz, zina, hırsızlık, yolsuzluk gibi kavramlar. Aynı odaklar aklıyor. Aynı taifeler de inanıyor.
Peki, Allah (c.c) ne diyor? "Onlar, Allah'tan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler" (Tövbe 31)
Anlayan var mı?