Fransa'da 1,5 milyon insanın katılımıyla gerçekleşen teröre karşı yürüyüşten önce devlet liderleri arasındaki tablo perde arkasındaki birçok gerçeği gözler önüne seren nitelikteydi.Fransa, Paris'te gerçekleşen ve 12 kişinin ölümüne neden olan terör saldırısının arkasında, birçok batı basınında da yer aldığı şekliyle ABD'nin oluşturup BOP amaçlı kullandığı terör örgütlerinin olduğunu biliyor.Yarası olan gocunur misali, teröre karşı yürüyüşte Obama da dahil olmak üzere ABD'li yetkililerden hiçbirisinin bulunmaması bu manada dikkat çekti.Fransa, Ortadoğu'da İslam ülkelerinin rejimlerini hedef alan terörün Büyük İsrail Devleti amaçlı olduğunu da gayet iyi biliyor ve bu sebeple İsrail'den kimseyi davet etmedi. Davetsiz olarak gelen İsrail Başbakanı'na ise soğuk davrandı.Ve Fransa Cumhurbaşkanı Hollande'ın tepkisini en çok yansıttığı lider ise Türkiye'nin Başbakanı Davutoğlu oldu. Bütün liderlerin hem elini sıkan hem de sarılan Hollande, Davutoğlu'nun sadece elini mesafeli bir şekilde, tavrını açıkça belli ederek sıktı.Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünkü yazısında da altını çizdiği gibi, "Hollande'ın tavrı bir manada, 'Sizin desteklediğiniz örgütler bu eylemi yaptı, şimdi siz niye buradasınız' hatırlatmasıdır."AKP hükümeti, batıya yaranma adına BOP eşbaşkanlığını üstlenerek tüm dost ve komşu İslam ülkelerini kendisine düşman hale getirirken, içine düştüğü bataklık sebebiyle batının düşmanlığının da pekişmesini sağlamaktadır.AKP'nin politikaları dostu düşman, düşmanı da daha da düşman hale getirmektedir. Üstelik Sayın Davutoğlu'nun yaptığı açıklamalar siyasilerimizin Türkiye'nin mevcut rotası konusundaki vahameti hala anlayamadıklarının açık bir göstergesidir.Davutoğlu'nun teröre karşı yürüyüşten sonra geçtiği Almanya'da yaptığı açıklamalar sanki Paris'teki terör eylemini Müslümanlar yapmış tarzındaki açıklamalar? Davutoğlu şunları söyledi:"İnşallah bir gün Türkiye AB üyesi olduğunda kültürler ve dinler arasında çatışma oluşturmaya çalışanlara en güzel cevap verilecek.""Türklerin AB'ye üye olması din ve kültür çatışması çıkarmak isteyenlerin alanını daraltacak.""AB'nin bir gün Türkiye'yi de içine alması halinde her Müslüman kendisini Avrupa'nın bir parçası olarak görecek"Türkiye'nin AB üyeliği durumunda bu çatışmaların kalkacağını söylemek ne anlama geliyor? Halbuki, daha önce de belirttiğimiz gibi Fransa Cumhurbaşkanı Hollande yaptığı açıklamada bu terörün İslam'la ya da Müslüman'la alakası olmadığını, mücadelelerinin İslam'la değil terörle olduğunu vurgulamıştı.Terörün hedefi olan, canı yanan Hollande diyor ki bunun İslam'la alakası yok, bizimkiler ise bunu Müslümanlar yapmış gibi açıklamalar yapıyor. Siyasilerimiz ABD ve İsrail'in perde arkası siyasetlerine taşeronluk etmenin neticesinde Türkiye'yi terörle birlikte anılan hatta batı basınında yer aldığı şekliyle teröre destek veren ülke konumuna itmiştir. Uğruna birçok tavizler verdiğimiz AB'nin lokomotif ülkeleri ise bugün Türkiye'ye bu gözle bakmaktadır.Davutoğlu'nun bir diğer dikkat çekici açıklaması ise "Paris'te bulunduğumuzda Avrupalı olarak konuşuruz, Berlin'de, Brüksel'de Avrupalı olarak konuşuruz, Semerkand ve Buhara'da Hoca Ahmed Yesevi'nin torunları olarak konuşuruz. Şam, Bağdat, Mekke'de evladı Resul olarak konuşuruz. Saraybosna'da, Üsküp'te evladı Fatihan olarak konuşuruz" ifadeleriydi. Halbuki bir Müslüman Türk gittiği her yerde kendi medeniyetini, kültürünü, değerlerini, kimliğini ortaya koyan şahsiyettir; aynen Prof. Dr. Haydar Baş gibi? Ve bu sebeple O'nu gören Ruslar bile "Ne mutlu Türküm diyene" demektedir.Sayın Davutoğlu'nun bu anlayışı ise gittiği yerin kimliğine bürünen karaktersiz bir kişiliği ortaya koymaktadır. Zaten 15 Türk devletinin yıkılmasının nedeni gittiği yerin rengine boyanan siyaset anlayışıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Politika faizi %46: Enflasyon %35 olabilir mi? / 04.07.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025
- Tel Aviv’de Abraham Anlaşmaları’na ilişkin bir garip pano / 28.06.2025
- 30 Haziran yaklaştıkça ‘mutlak butlan’ tartışması alevleniyor / 27.06.2025
- İsrail-İran savaşında UAEA’nın rolü! / 26.06.2025
- ABD, İsrail ve İran arasında ‘ilginç’ bir ateşkes / 25.06.2025
- ABD, İran’la müzakere mi istiyor, mütareke mi? / 24.06.2025
- İran, Hürmüz Boğazı kartını kullanır mı? / 21.06.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025
- Tel Aviv’de Abraham Anlaşmaları’na ilişkin bir garip pano / 28.06.2025
- 30 Haziran yaklaştıkça ‘mutlak butlan’ tartışması alevleniyor / 27.06.2025
- İsrail-İran savaşında UAEA’nın rolü! / 26.06.2025
- ABD, İsrail ve İran arasında ‘ilginç’ bir ateşkes / 25.06.2025
- ABD, İran’la müzakere mi istiyor, mütareke mi? / 24.06.2025
- İran, Hürmüz Boğazı kartını kullanır mı? / 21.06.2025