Dün ajanslarda, medya-basın organlarının internet sitelerinde "bütçe 21,5 milyar TL fazla verdi" diye haberler servis edilince, ister istemez bir inceleme gereği duydum.
Öyle ya, 2019 yılında Merkez Bankası'ndan kar ve ihtiyat akçesi transferi yapılmasına rağmen 123,7 milyar TL'lik bir bütçe açığı verilmişti ve 2020 yılı bütçe açığı hedefi ise 138,9 milyar TL olarak açıklanmıştı.
Gerçekten de düşündüğüm gibi çıktı; Ocak 2020'de de aynen geçen yıl olduğu gibi Merkez Bankası'dan bütçeye transfer yapılmıştı; hem de 40,5 milyar TL…
35,2 milyar TL'si MB'nin karı, 5,3 milyar TL'si ise devletin kefen parası da denilen MB'nin ihtiyat akçesi…
Peki, bu tansfer olmasaydı ne kadar açık verecektik? Elbette ki 19 milyar TL.
Gerçekte 19 milyar TL açık verilmesine rağmen, 21,5 milyar TL fazla verildi denilerek övünülüyor.
Sadece bu açık üzerinden gitsek bile, 2020 yılının sonunda bütçe açığı hedefinin çok üstünde bir açıkla karşılaşacağımız kesin gibi…
Gerçi biz buna alıştık.
2019 yılı başında 80,6 milyar TL olarak hedeflenen bütçe açığı, her türlü kar ve ihtiyat akçesi transferine rağmen 123,7 milyar TL olarak gerçekleşti.
Dikkat ederseniz, her yıl hedeflerden oldukça sapıyoruz.
Eee, bütçe gelirleri vergilere, vergiler de vatandaşın sırtına yüklenince gelirlerin istenildiği şekilde artabilmesi mümkün mü?
Milyonlarca vatandaş işsiz, milyonlarcası açlık sınırında olan asgari ücrete talim ediyor, milyonlarca memur ise yoksulluk sınırının yarısı bir maaşla geçinmeye çalışıyor.
Toplumun yüzde 90'ından fazlasının durumu bu…
Kendini asanlar mı ararsınız, topluca intihar edenler mi, köprüden atlayanlar mı...
Ekonomik yokluk, kaybolan değerlerle buluşunca sonuç böyle vahim bir tablo çıkıyor.
2019 yılında işten çıkartılanların sayısını Türkiye İş Kurumu'nun (İŞKUR) rakamlarından öğrenmek mümkün…
İŞKUR'un verilerine göre, 2019 yılında işsizlik ödeneği için başvuranların sayısı 2018'e kıyasla yüzde 19,8 artarak 1 milyon 955 bin 41 kişiye ulaştı.
Buna karşın, işsizlik ödeneği almanın zorlu şartları nedeniyle bu kişilerin ancak 1 milyon 13 bin 56'sı bu ödeneği almaya hak kazandı.
Yani 2 milyona yakın vatandaş işten çıkartıldı ve işsizler ordusuna dâhil oldu.
Peki, çalışıp da işsiz kalan vatandaşlar bu durumu neden yaşadı?
Çünkü binlerce firma konkordato ilan etti, onbinlercesi de kepenk kapattı.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre, 2018'de 12 bin 564, 2019'da 13 bin 197 olmak üzere son iki yılda 25 bin 761 şirket kapandı.
Ticaret Sicili Gazetesi verilerine göre 2018'de bin 94, 2019'da 899 olmak üzere son iki yılda konkordato başvurusu yapan şirket sayısı bin 993 oldu.
Bu kondortado ve iflas sürecini yaşayan şirketler içinde dev şirketler de var.
Örneğin, Atlasglobal, Beta Ayakkabı, Yörsan, Tekin Acar kozmetik, İnci Deri, Hakan Çanta, Bora Jet, Ulusoy, Lunch Box, Feet Corp, Keskinoğlu, Kemal Tanca, Kafkas Gıda vs…
Ekonomide gerçek bir çözümle buluşmadığımız müddetçe bu iflas, işsizlik ve konkordato tablosu katlanarak artmaya devam edecek.
Peki, ya giderler? Ocak 2020'de faize ödediğimiz para, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 75,1 oranında artarak 12,7 milyar TL'ye sıçradı.
Bütçe üzerindeki en büyük yük, elbette ki faiz ödemeleri… 2019 yılında bütçeden faize yapılan ödeme 100 milyar TL…
Yanlış anlamayın, bu parayı ödedik de faiz borcu bitmiş mi oldu? Elbette ki hayır…
Bu, faiz borçlarının sadece cüz'i bir kısmı; borcun aslan payı yine faizli bir şekilde ana borca dâhil ediliyor.
2020 yılında bütçeden faiz ödemesi hedefi 138,9 milyar TL olarak açıklanmıştı.
Ocak ayında faiz ödemesine yüzde 75'lik artışa bakılırsa, bu hedeften de oldukça sapılacak.
Planlanan hedeften gelir de gider de saparsa, açılan bu makas sebebiyle elbette ki bütçe açığı da ciddi manada sapar.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı ve dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'nin (MEM) sahibi Prof. Dr. Haydar Baş, yıllardır "vergiler, cezalar ve zamlar dışında hiçbir gelir kalemi kalmadı" diye uyarmaktadır.
Borçla, vatandaşın sırtına yüklenen vergilerle buraya kadar…
Yepyeni gelir kalemleri ortaya koyan Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, Sahibinin öncülüğünde uygulanmadığı müddetçe yaşadığımız ekonomik kısırdöngüden kurtulmamız asla mümkün değil…
Bugün BRICS devletleri borç batağından kurtulup, ekonomik özgürlüklerine kavuştularsa, dünyanın yeni güç dengesi haline geldilerse, elbette ki kendilerinin de itiraf ettikleri gibi bu, Prof. Dr. Baş ve Milli Ekonomi Modeli sayesindedir.
Gerçekten bütçe fazlası vereceğimiz günler ancak MEM ile mümkün...
Ayıkmak dileğiyle…
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024