İktidarın, ekonomiyi elin parasıyla caka satmakla idare ettiğini söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Baş, "Ortada bize ait bir şey yok." dedi. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Haftanın Sohbeti"nin bugünkü bölümünde borçlanmak suretiyle kalkınmanın, sosyal projelerin gerçekleşip gerçekleşemeyeceği sorularına cevap verdi. Erdemir'in yabancılara peşkeş çekilme girişimindeki tezatlara dikkat çekti. Parti olarak yaptıkları muhalefetin nasıl bir muhalefet olup ne anlama geldiği hakkında bilgi verdi. Borç dağları aştıMuhterem Hocam, ekonomik kalkınma, sosyal projeler, başkalarının parasıyla, onlardan borç alarak hallolabilir mi? Prof. Dr. Haydar Baş- Zaten, böyle bir kalkınma dünyada olmamıştır. Olması da mümkün değildir. Bunların hepsi hayaldir. Bu iktidarın yanlışlarından bir tanesi de borç alarak ülkeyi güya kalkındırma seferberliği içerisine sokacağıdır. Ama iktidar olduğu günden bugüne ekonomide bir adım ileri atamadığı gibi devamlı geriye gitmiştir. Ben rakamlarla konuşayım. Sayın Başbakanın yaptığı konuşmada teknik ekibinin kendisine hilaf-ı hakikat üzere bilgi verdiklerini hemen burada millete ifade edeyim. Sayın Başbakanımız da inşaallah bizi takip eder. İktidar oldukları zaman, üç yıl evvel iç ve dış borç toplamı 200 milyar dolardı. O yılın sonunda aldıkları borca mukabil verdikleri faiz miktarı 40 katrilyondu. Topladıkları vergi miktarı da 60 katrilyondu. Yani borçlara verilen faizler çıktıktan sonra artı bir 20 katrilyon iktidarın elinde kalabiliyordu. İşte bunu işçiye, memura, orman köylüsüne, çiftçiye veriyordu. Şimdi ise bu borç 400 milyar dolara çıktı. Bir yılda verdikleri faiz miktarı da tam 120 katrilyona baliğ oldu. Bugün borçlara verilen faiz o günkünden tam üç misli. Vergilerden toplanan ise 90 katrilyon. O gün 20 katrilyon hükümetin elinde kalıyordu. Bugün eksi 30 katrilyon kalıyor. Sayın iktidar bununla ne memura, ne işçiye, ne orman köylüsüne bir şey verebilir. Dikkat edin geçen yıl da memura tahsis ettiği bütçe aynıdır, bu sene de aynıdır. "Ama kardeşim, % 5 verdi." Onu da veremez. Niye veremez? Ben sana diyorum ki, "Burada 4-5-6-10 kişi var. Bir bardak çay ile bunları doyuracaksın." Bu mantıklı bir şey mi? Yok ki versin. Bunlar ekonomiyi tamamen batırmıştır. "Biz borçları azalttık." Peki, bütçende, hazinende paran var da niye memura vermeyi kıskanıyorsun? Hepsi laf ü güzaf. Verdiğini de nereden telafi ediyor, biliyor musun? Şu anda siz memurken 1 milyar maaş alıyorsunuz. Seni emekli ediyor, maaşınız otomatikman 600 milyon liraya düşüyor. Oradan 400 milyon lira koparıyor. Bu orantıda kaç kişiye % 5 düşüyorsa o kadar işçiyi, memuru emekliye ayırıyor, "Ben size zam verdim" diye caka satıyor. Zam verdiği yok. Bütçeye bak. 30 katrilyon ise gene 30 katrilyon. 35 katrilyon değil. Nereden alıp verecek? Çalamaz ya. Amerika ona babasının hayrına para mı verecek? Hülasa böyle bir girdabın içerisine girmiştir, bu iktidar. Maliye olarak da bunun içinden çıkmaları hiç mümkün değildir. Ülke bu noktada iç karışıklıklar, maliyesi çökmüşlük içinde iken yabancı güçler de ülkeyi devamlı olarak kuşatıyorlar. İktidar da ayakta kalabilmek için onların istediği tavizleri verme noktasına gelmiştir. Vermezse bir günde ipini çekerler. Sermaye piyasasında şu anda 30 milyar dolar yabancı para var. Bunun 10 milyar dolarını çekseler piyasa ölmüştür. "Güm" diye dibe vurur. Sen şimdi elin parasıyla bana caka satıyorsun. Ortada bize ait bir şey yok. Bu iktidar döneminde olaylar buz üzerinde yazı yazmaya benziyor. Güneş vurdu mu her şey kaybolacaktır. Memura öyle % 30, %40, % 50 vermesi mümkün değildir. Göstermelik işte birşeyler verme noktasındadır. Ne işçimiz, ne memurumuz bir şey beklesin. Zaten biz bunu 3 Kasım seçiminde bütün milletimize anlatmıştık. Derler ki "Sakalın yok ki sözün tutula." O gün de sakalım vardı. Bundan sonra inşaallah milletimiz bizi takip eder, bizi dinler. Bizim dediklerimiz Allah'ın izniyle doğru rakamlardır, doğru kurallardır. Bu kurallar her zaman geçerli kurallardır. Biz bu kurallardan hareketle konuşmalarımızı yapıyoruz. Onun için doğruyu gerçek olarak konuşuyoruz. Konuşmaya da devam edeceğiz inşaallah!Erdemir yabancıya peşkeş çekilemezErdemir'in özelleştirilmesi gündemde. Hükümet işçinin grev hakkını milli güvenlik meselesi sebebiyle erteliyor. Erdemir milli güvenlik meselesi olabilecek bir kurumdur. Fakat aynı zamanda yabancılara peşkeş çekilmesi söz konusu. Ne diyorsunuz?Prof. Dr. Haydar Baş- Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu, diyorum. Bu çok tezat bir şey. Madem Erdemir, milli bir işletmedir. Bunsuz olmuyor. Bunu senin özelleştirme adı altında yabancı güçlere pazarlamaya kalkman çok ciddi yanlıştır. Böyle bir özelleştirme mutlaka yapacaksan milletin menfaatleri istikametinde hareket eden, milletin işadamlarına ve oradaki işçiler veresin ki bir hayırlı iş de yapmış olursun. Zaten dikkat ederseniz o kadar mümtaz işyerleri özelleştirildi, kamu kurumları özelleştirildi. Devletin kazancı da sıfır. Ortada hiç bir şey yok. Bari içerisinde çalışan insanlara verin de onların hayır duasını alın.Hocam, vatandaşımız diyor ki, "Haydar Baş bey Türkiye'de tek muhalefet yapan liderdir. Fakat muhalefetini haftada iki-üç gün yapıyor. Bütün hafta boyu niye yapmıyor?"Prof. Dr. Haydar Baş- Ben, vatandaşımızın muhalefet dediği şeyi anlıyorum. Biz, o tarz bir muhalefet yapacak olursak arkadaşlar kaçacak delik ararlar. O zaman iktidarın işlerini kim yapacak? Onları da düşünüyoruz. Bizim muhalefetimiz dikkat ederseniz aslında iktidara yol gösterme tarzındadır. Bizi dinleyip dediklerimizi icra-i faaliyet haline getirebilirlerse çok samimi konuşuyorum çok ciddi badireleri hiç içine düşmeden aşabileceklerdir. Bu da tabii bir nasip meselesidir.