Rusya Dışişleri Bakanı Sazanof, 20 OCAK 1915'de İngiltere'ye cevap vermeden önce genel karargahta, Çanakkale seferi için Rusya'dan deniz ve kara kuvvetlerinin durumuna göre istenen yardımın yapılıp yapılamayacağının incelenmesini, istenen yardım yapılamayacaksa da, Çanakkale Seferi'nin ertelenmesi gerektiğinin İngiltere'ye bildirilmesini ister.Sazanof, Çanakkale Seferi'nin yapılmasına taraftar değildir. Çünkü tarihi emelleri İstanbul'un ve boğazların Rus ordusu tarafından işgalidir.Rus Başkomutanı Büyük dük Nikola, Çanakkale Seferi için alınan kararı, Dış İşleri Bakanı Sazonof'a bildirir. 25 OCAK 1915. Karar şöyledir; "Bağlaşıklarımıza ne deniz ne de kara kuvvetlerimizle mateessüf yardım edemeyiz. Çünkü Karadeniz donanmamız ancak bütün gemileri bir arada olursa Türk donanmasına denktir. Gemilerimiz ancak dört günlük kömür taşıyabilir. Kış fırtınaları dolayısıyla onlara açıkta kömür veremeyiz. Boğaziçi tabyalarındaki toplar gemilerimizdekinden güçlüdür. Boğaz'a asker de çıkaramayız, çünkü bunu yapmak için Alman cephesini iki kolordudan mahrum etmek gerekir. Kafkasya'da zafer, hatta Erzurum'un zaptı bile Türkiye'yi yere seremez. Mayıstan sonra Karadeniz Donanmamıza bir dridnot katılacağından o vakit bu denizde daha faal olabiliriz. Ancak, yalnızca askerlik bakımından Türkiye'ye yapılacak saldırı bizim için faydalıdır. Hem Kafkasya'da askeri hareketlerin lehimize geliştikleri bu sırada oradaki durumu ıslah eder, hem de Avrupa'da işimize yarar. Çünkü hiç şüphesiz Balkan'ları dilediğimiz yola sürükler."Sazanof yukarıdaki kararı 26 OCAK 1915 de Londra'ya gönderir. Sazanof'un Çanakkale seferi konusundaki olumsuz davranışının çeşitli sebepleri vardır, bunların en önemlisi Rus Çar'ı Büyük Petro'nun bıraktığı tarihi vasiyettir. Bu tarihi vasiyeti en iyi açıklayan Rus yazarı Dostoyevski'dir. Yazar, "Bir Yazarın Günlük Notları" adlı eserinde Petro'nun düşüncesini şöyle açıklamaktadır: "İstanbul bizim olmalıdır. Biz Rus'larca, Türklerden alınmalı ve ebediyete kadar bizim olmalıdır; çünkü Doğu sorunu nedir? Esasında doğu sorunu, Ortodoksluğun mukadderatı sorunudur. Ortodoksluğun mukadderatı ise Tanrı'nın takdiri ile Rusya'ya çizilmiş olan yoldan hiçbir surette ayrılamaz. Doğu sorunu ise ne Slavcılar, ne de kimse tarafından hiç de uydurulmuş değildir. O, kendi kendine doğmuştur, çoktan beri doğmuştur. Slavcılardan önce, sizlerden önce, hatta Büyük Petro'dan önce ve Rus İmparatorluğu'ndan önce doğmuştur. O, büyük Rus ulusunun bir Rus Devleti halinde, ilk toplanması üzerine, yani Moskova Çarlığı ile beraber doğmuştur. Büyük Petro onu kendine mal etti ve Petersburg'a giderken onu da birlikte götürdü."Sazanof, İngiltere ve Fransa'nın yaptıkları saldırı ile Boğazlar işgal edilecek olursa Rusya'nın haklarını korumak için diplomatik atağa geçer. İngiltere Dışişleri Bakanı Grey, Atina'da görevli İngiliz Elçisine (Eliot'a) 23 OCAK 1915 de bir telgraf çekerek istenen bilgileri Yunan Başbakanı Venizelos'a bildirmesini ister.Bu bilgiler şunlardır: Yunanistan'ın İtilaf Devletleri'nin yanında savaşa katılması istenir. Yunanistan, Avusturya ve Almanya'nın, Sırbistan'a saldırısı karşısında müttefik olarak savaşa katılırsa, işgal edilecek Anadolu topraklarından pay alabilecektir. Yunanistan, anlaşmak istiyorsa savaş için ileri süreceği önerilerini Fransa ve Rusya'ya en kısa zamanda bildirmelidir.Başbakan Venizelos, Grey'in, ittifak önerilerini 24 OCAK 1915 de Kral'a ve Yunan Genelkurmayı'na bildirir. Ayrıca bir rapor hazırlayarak, izlenimlerini Kral'a ve Genelkurmay'a sunar. İngiltere'nin önerileri doğrultusunda Venizelos'un raporunda ileri sürdüğü düşüceler şunlardır:"Tarafsız kaldığımız zaman Sırbistan'a galip gelen Avusturya'nın baskısına uğrayabiliriz. O zaman Avusturya'ya karşı ülkemizin haklarını korumakta zorlanabiliriz. Savaşa karar verirken Romanya ve Bulgaristan'la anlaşmalıyız. Bu nedenle Bulgarlara toprak tavizi vermemiz gerekebilir.Savaşı Avusturya kazanırsa, Osmanlı devleti Balkanlarda kaybettiği toprakları geri almak için saldırıya geçebilir.Bulgaristan ve Romanya, Sırbistan'ın korunmasına yanaşmaz. Neticede Avusturya'ya karşı bir Balkan ittifakı kurulamaz."Kral ve Genelkurmaylık savaşa "hayır" der. Başbakan Venizelos ikna edebilmek için yeni öneriler sunar. Bunlar şunlardır:"İtilaf devletleri savaşı kazanırsa, Anadolu topraklarını kendi aralarında paylaşırlar. Bu da Anadolu'da Helenizm ümidinin yok olmasını sağlar.Müttefikler savaşı kazanırsa yine aleyhimize olur. Anadolu'dan gelen iki yüz bin Rum'u Anadolu'ya gönderemeyiz."Bu iddialar karşısında da Kral yine kararsızdır. Bu nedenle Yunan Kral'ı ile Genelkurmayını ikna için Venizelos ile Grey arasında yazışmalar devam eder. İngiltere, Çanakkale Taarruzu'nda, donanmanın başarısızlığı durumunda İskenderun'un işgalini planlar. İşgalin amacı, Çanakkale Saldırısı'ndaki başarısızlığı örtmektir.Fransa, savaş sonunda Anadolu'nun taksimi sırasında Akdeniz kıyılarını, dolayısı ile İskenderun'u kendi payına almayı düşünüyordu. Bu nedenle Fransa Deniz Bakanı Augagneur, İngiltere'ye, İskenderun'un işgaline taraftar olmadığını bildirdi.İngiltere Deniz Bakanı Çorçil, 27 OCAK 1915'de, Fransa Deniz bakanı Augagneur'a İskenderun'un işgali konusu hakkında bilgi verir: "Sir Grey ve Lord Kiçner ile görüştüm. Türkiye'nin, Mısır üzerindeki baskısı dolayısıyla İskenderun'un ele geçirilmesi yönü pek yakın bir gelecekte girişilecek bir hareket değildir. Bu işin yapılması gerekirse onun yalnız askeri değil ayni zamanda siyasal yönleri üzerinde, şimdiye kadar kullanılan tabii yollardan gidilerek Fransa Hükümeti ile anlaşırız. Esas bakımından bizim orada iki devletçe hem deniz hem de karadan yapılacak müşterek bir harekatta hiçbir itirazımız olmaz."İskenderun'un işgali ile ilgili anlaşmazlık da, Çorçil'in gönderdiği tel ile çözümlenmiş olur.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012