Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Temmuz ayına ilişkin ödemeler dengesi verilerini açıkladı. Buna göre, cari işlemler açığı Temmuz ayında geçen yılın aynı ayına göre, 3 milyar 700 milyon dolar artarak 4 milyar 10 milyon dolara yükseldi.
Artış miktarını görüyor musunuz? Temmuz 2021'de 310 milyon dolar olan cari açık, Temmuz 2022'de 4 milyar 10 milyon dolara yükselmiş. Dikkat ederseniz 13 kat bir artış var. Üstelik siyasilerimizin "ihracat modeli" dedikleri Türkiye Ekonomi Modeli'nin uygulandığı bir dönemde…
Hatırlarsanız, Cumhurbaşkanı Erdoğan 30 Kasım 2021 tarihinde katıldığı bir TV programında Türkiye Ekonomi Modeli'ni tanıtmış ve bu modelin uygulanmasıyla yatırımların, üretimin ve ihracatın artacağını, bunun neticesinde cari açığın azalacağını anlatmıştı. Bu açıklamadan birkaç gün sonra göreve gelen Bakan Nebati de benzer açıklamalar yapmış hatta gözlerimizi kapatmamızı, 6 ay sonra bambaşka bir Türkiye ile karşılaşacağımızı söylemişti.
6 ay değil 9 ay geçti ama maalesef cari açık konusunda hedef tutmadı.
Doğru, ihracatta rekorlar kırıldı ama ithalatta daha fazla rekorlar kırıldığı için dış ticaret açığı ve doğal olarak cari açık da arttı.
Ocak'tan Temmuz'a cari açık rakamlarını tekrar hatırlatalım:
* Ocak 2022: Ocak 2021'e göre 5.3 milyar lira artarak 7.1 milyar dolar oldu.
* Şubat 2022: Şubat 2021'e göre 2.7 milyar dolar artarak 5.15 milyar dolara çıktı.
* Mart 2022: 2.2 milyar dolar artarak 5.55 milyar dolara yükseldi.
* Nisan 2022: 1.2 milyar dolar artarak 2.7 milyar dolara yükseldi.
* Mayıs 2022: 3.15 milyar dolar artarak 6.5 milyar dolara çıktı.
* Haziran 2022: 2.3 milyar dolar artarak 3.5 milyar dolara çıktı.
* Temmuz 2022: 3.7 milyar dolar artarak 4 milyar dolara yükseldi.
Ve bütün yükselişler belirttiğimiz gibi "ihracat odaklı" Türkiye Ekonomi Modeli'nin uygulandığı dönemde gerçekleşti. Temmuz itibarıyla 12 aylık toplam cari açık ise 36 milyar 585 milyon dolara ulaştı. Cari açık, bildiğiniz gibi, döviz açığı demektir. İhracat, ithalat, turizm vs. bütün döviz girdisi çıktısı hesaplanır ve çıkan döviz açığına cari açık denir. Bu açığı kapatmanın tek yolu da borçlanmaktır.
Cari açık oluşunca başlarsınız kapı kapı dolaşıp borç aramaya… Tabii ki, en kırılgan 5 ülkeden biri olan ülkemizin borç bulma kapıları da sınırlı. Ayrıca borç almak demek, faiz batağına saplanmak demek, hatta taviz vermek demek.
Çin yıllardır "ihracat odaklı" bir ekonomi uyguladı ve Batılı ülkelerin fasoncusu ve ucuz işgücü oldu. Yıllar sonra baktı ki kazandığı ABD dolarının ABD'de bile karşılığı yok. ABD'de bir petrol şirketini almak istedi, ABD parlamentosu stratejik olduğu gerekçesiyle Çinli firmaya petrol şirketini satmadı.
Bunun üzerine Çin arayışa girdi ve karşısına Prof. Dr. Haydar Baş'ın "tüketim odaklı" Milli Ekonomi Modeli çıktı. 2005 yılında modeli duydu, 2008 yılında ilk tüketimi teşvik projelerini uygulamaya başladı ve 5 Mart 2013 tarihinde, Prof. Dr. Baş'ın 27 Şubat 2013'te Rusya Duma'sında gerçekleşen tarihi sunumundan bir hafta sonra Milli Ekonomi Modeli'ni ekonomi politikasının merkezine aldı.
Sonuç; Çin dünyada hangi gelişme yalanırsa yaşansın, hangi yaptırım uygulanırsa uygulansın iç talebe bağlı olarak büyümeye devam ediyor.
Türkiye cari açık sorunundan kurtulmak mı istiyor, lütfen Çin'in yaptığı gibi Milli Ekonomi Modeli'ni ve bu modeli uygulayacak siyasi anlayışı tercih etsin.
* * *
Yayın ilkelerimiz gereği, ilgililerin kendileriyle ilgili yayınlar konusunda, düşüncelerini açıklama ve beyanları düzeltme olanağı sunmak adına gazetemize gelen düzeltme ve cevap metinlerini yayınlıyoruz
DÜZELTME VE CEVAP YAZISI:
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ürettiği tüm istatistiklerde olduğu gibi tüketici fiyat endekisini (TÜFE) uluslararası normlarda; mesleki bağımsızlık, şeffaflık, karşılaştırılabilirlik, tarafsızlık ve doğruluk ilkelerine bağlı olarak, Avrupa Birliği ve dünya genelinde geçerli olan, uluslararası kurumlar tarafından tavsiye edilen yöntem, tanım ve kavramları kullanarak hesaplamaktadır. Söz konusu kavram ve yöntemler ile uygulama sonuçları yerli ve yabancı kurum ve kuruluşlardaki uzmanların değerlendirmelerine açık olduğu gibi, en ayrıntılı düzeyde de kamuoyu ile paylaşılmaktadır.
2022 yılında TÜFE hesaplamalarında kapsamında 81 il merkezini tamamını da içeren toplam 225 ilçeden 409 madde, 904 madde çeşidi için 27.261 işyeri ve 4.274 konuttan her ay yaklaşık 560.000 fiyat derlenmiştir. Fiyat derleme işlemlerinin % 44'ü barkod verilerinden, % 5'i internet fiyatlarından ve % 51'i alan verilerinden oluşmaktadır. Bu kadar geniş çerçeveli bir çalışma, kapsamlı ve doğru tahmin vermek üzere oluşturulmuş olup, mevcut durumu yansıtmaktadır. İşyerleri tüketicilerin sıklıkla tercih ettikleri alışveriş noktalarından belirlenmektedir. TÜFE kapsamında fiyat derleme sıklığı piyasadaki fiyat gelişimini yansıtacak şekilde yapılmaktadır. Fiyat hareketliliği yüksek olan ürünlerde daha sık aralıklarla fiyat derlenmektedir. Buradaki amaç yükselen ya da düşen bütün fiyatları kaydetmektir. Taze meyve sebze ve seçilmiş gıda ürünlerinin fiyatları ayda dört kez derlenmekte böylece fiyat hareketliliği yansıtılmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumunun mesleki ve teknik bağımsızlığı, Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılında kabul edilen resmi istatistik temel ilkeleri ve Avrupa Komisyonu tarafından 2005 yılında kabul edilen Avrupa İstatistikleri Uygulama Esaslarını kapsayacak şekilde teminat altına alınmıştır.
Türkiye İstatistik Kurumu, TÜFE dahil bütün istatistiklerini uluslararası normlar çerçevesinde üretmek için gerekli kurumsallaşmayı gerçekleştirmiştir. Dolayısıyla TÜİK tarafından hesaplanan TÜFE kişilerden ve makamlardan bağımsız olarak hesaplanmaktadır ve hesaplanmaya devam edecektir.
(Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı, Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği)
- İsrail ateşkese uyacak mı, uysa bile Gazze Gazzelilere yar olacak mı? / 10.10.2025
- SDG ile Şara yönetiminin ‘entegrasyon’ tiyatrosu / 09.10.2025
- Gelir adaletsizliği zirvedeyken terörsüz Türkiye mümkün mü? / 08.10.2025
- Trump'ın planı: Gazze'de gölge İsrail kabinesi / 07.10.2025
- Enflasyonun sebebi ‘doğa’ değil, sizin politikalarınız / 04.10.2025
- Milleti aç bırakan "dezenflasyon" süreci / 02.10.2025
- Trump’ın planı barış planıysa, tehdit niye? / 01.10.2025
- Netanyahu yeni Trump planını gerçekten kabul etti mi? / 30.09.2025
- ABD, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını neden istiyor? / 27.09.2025