Kendimize ve etrafımıza şöyle bir bakalım; hep bir özenti ve hayal dünyası içerisinde yaşadığımızı görürüz.
Bu özenti ve hayallerimizi anlatırken cennet tabirini çokça kullanırız. Yaşadığımız hayatı, zorlukları ise cehenneme benzetiriz.
Örneğin kaç gündür haberlerde Eminönü'ndeki uzun kuyrukları izliyorum. Millet bu soğukta bilet alabilmek için saatlerce kuyruk bekliyor. Neden?
Bir umuda bağlamış kendini. On milyonda bir ihtimale, 'ya çıkarsa' diye sarılmış.
Ama aynı insanoğlu (Müslümanlar) "ya imanı muhafaza edemeden can verirsem", "ya cennete gidemezsem", "ya cehenneme gidersem" ihtimalini aklına bile getirmiyor.
Oysa başta da dediğim gibi bu dünyanın nimet veya sıkıntılarını cennet veya cehennem benzetmeleriyle anlatırız, özenti ve çekince belirtiriz ama gerçek Cennet ve Cehennem için hiçbir özenti, korku içinde olmayız.
Neden acaba?
Prof. Dr. Haydar Baş'ın şu değerlendirmesi bu sorunun cevabı olsa gerek. Sayın Baş şöyle diyor:
"Hayat bir dünyadır. Ahiret de bir dünyadır. İkisi arasındaki perde ölümdür. Ama nefis ahireti görmediği, bilmediği için o tarafa yokluk olarak bakar, ölümden de çok korkar, tir tir korkar.
Bilse ki ondan sonra muazzam, sonsuz bir hayat var; o zaman ölüme koşa koşa gider…
Bilse ki ondan sonra muazzam, sonsuz bir hayat var; o zaman ölüme koşa koşa gider…
İbadetin azalması, ahiret inancının zayıflamasını da beraberinde getirir. Çünkü alabildiğine bir başıboş koşuş neredeyse hepimizde var.
İnsan böyle bir boşluğa düştüğü zaman, dipsiz bir kuyuya düşmüş gibi olur. Ahireti de unutur, hesabı da…
İnansa bile bunlar, hayatta onu etkileyen şeyler olarak karşısına çıkmaz. Onun için eğer kullukta ısrarlı isek, insanın ibadet ve taatla iç içe olması lazım" (Hikmetin Sırları, s:227-228)
Bir başka algılamaktan kaçtığımız şey ise nasıl ki Cennet bir hayat ise Cehennem de bir hayattır.
Peki, Cehennem nasıl bir hayat yeridir? Ayet ve hadislerde cehennemin nasıl bir yer olduğu haber verilmiştir.
Şahsen bu ayetleri, hadisleri okuyunca her tarafımı korku sarıyor. "Ben ne yaptım, ne yapıyorum?" sorusunu soruyorum.
Üzülüyorum, pişmanlık duyuyorum. En haklı meselede bile, "keşke o kişiyle şu diyaloga girmeseydim, o tepkiyi vermeseydim" diye iç geçiriyorum.
Duaya sarılıyorum;
"Ya Rabbi! Senden başka ilah yoktur. Seni, tenzih ederim. Şüphesiz ki ben zalimlerden oldum", "Ya Rabbi! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni affet."
Ne yapmamız lazım?
Cevabı Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) veriyor, "Ölmeden önce ölünüz. Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz."
Eşrefoğlu Rumi Hazretleri bu hadisi şöyle anlatıyor; "Her Müslüman ecel gelmeden önce kendisindeki kötü duygu, huy ve hasletleri yok etmeli, öldürmelidir. Bunu yaptıktan sonrada güzel duygu, huy ve hasletlerle bezenmelidir.
İşte bu dünyada iken kendisindeki kötü duygu, huy ve hasletleri yok edip, yerine güzel huy, duygu ve hasletlerle bezenen bir Müslüman ölmeden önce ölmüştür. Yani nefsini öldürmüştür.
Yine bir Müslüman bu dünyada kendisini hesaba çekmeli, eksilerini yok ederek, artılarını çoğaltmalıdır. İşte bu kişinin kendini hesaba çekmesidir." (Müzekkin Nüfus, s:37-38)
"İçinizden oraya uğramayacak hiçbir kimse yoktur. Bu, rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür. Sonra biz, Allah'tan sakınanları kurtarırız. Zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız." (Meryem Suresi, 71-72)
Hz. Ali (k.v.) buyuruyor ki; "Kuşkusuz ki, Allah (c.c.) sırları bilir, gönüllerden haberdardır, her şeyi kuşatır. Her şeye galiptir. Her şeye kadirdir.
Sizden amel işleyen, ecelinin kendisini zorlamasından önce ve işinin vakti gelmeden evvel, boş iken, boğazından yakalamadan önce vakit var iken kendisine verilen mühlette yapacağını yapsın.
Kendisi ve gidişi için hazırlık yapsın ve ayrılık yurdundan, ikamet edeceği yer için azığını hazırlasın." (Nehcü'l Belağa, s:86)
Rabbim, bizleri affına ve şefaatçilerinin şefaatine mazhar eylesin. Cehennemden azat eylesin. (Âmin)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- FETÖ yoktur, ABD’nin derin devleti vardır -1- / 14.07.2025
- Diyanet’in 15 Temmuz hutbesi / 13.07.2025
- PKK, ‘ak’landı / 12.07.2025
- Küfrün karşısında bir tek İmam Hüseyin kalmıştı / 05.07.2025
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025
- Milletin sorunlarını artık kale bile almıyorlar / 02.07.2025
- Ortadoğu'da ikinci dizayn dönemi / 30.06.2025
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025
- Sözde ‘Terörsüz Türkiye’ye’ feda edilen değerlerimiz / 28.06.2025
- NATO toplantısı öncesi ve sonrası / 27.06.2025
- Diyanet’in 15 Temmuz hutbesi / 13.07.2025
- PKK, ‘ak’landı / 12.07.2025
- Küfrün karşısında bir tek İmam Hüseyin kalmıştı / 05.07.2025
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025
- Milletin sorunlarını artık kale bile almıyorlar / 02.07.2025
- Ortadoğu'da ikinci dizayn dönemi / 30.06.2025
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025
- Sözde ‘Terörsüz Türkiye’ye’ feda edilen değerlerimiz / 28.06.2025
- NATO toplantısı öncesi ve sonrası / 27.06.2025