1. Dünya savaşı sonrası İngiliz mandası olan Irak 1958'de bağımsızlık ilan etti. Aynen Anadolu'da Milli mücadele yılları ve genç cumhuriyete karşı başlatılan Kürt ayaklanmaları gibi Irak'ta da bir çok ayaklanma gerçekleştirildi.
Irak'taki ayaklanmaların Şeyh Said'i tescilli MOSSAD ajanı Mesut Barzani'nin babası Mustafa Barzani idi.
Mustafa Barzani 1969 ABD ziyaretinde bizzat, '51'ci eyaletiniz olmaya hazırız' sözü vermişti.
Irak'taki darbeler, BAAS rejiminin iktidar olması bu hayallerini ötelemişti. Taki 90'lı yıllara kadar.
Saddam Hüseyin 2 Ağustos 1990'da Kuveyt'e girdi ve birkaç saat içerisinde Kuveyt'in tamamını ele geçirdi.
ABD'nin emriyle harekete geçen BM, bir dizi yaptırım kararları aldı ve ABD öncülüğünde gerçekleşen Körfez Savaşı ile Irak, Kuveyt'ten çekildi.
Bitti mi? Yok. Asıl plan yeni başlıyordu.
Artık Arz-ı Mevut'un basamaklarında Irak Kürdistan'ını kurma vaktiydi. ABD hemen harekete geçti. Maksat Irak'ın kuzeyindeki Kürtleri, Saddam'a karşı güvence altına almakta.
Bunun için resmi adı 'Huzuru Temin Harekâtı' bildik adıyla 'Çekiç Güç' kuruldu. ABD ve İngiltere öncülüğündeki bu gücün merkezi Adana, İncirlik oldu.
Hemen paralele çizildi ve 36'cı paralelin kuzeyi uçuşa yasak bölge ilan edildi. Çekiç Güç'ün görev süresi, TBMM'de 1991-1996 arasında 10 kez uzatıldı.
1996'da Çekiç Güç isim değişikliğine gitti ve Kuzeyden Keşif Harekâtı ismi ile amacına devam etti.
Büyük Ortadoğu Presi kapsamında Irak yakılınca ilk amacına ulaşmış oldu.
Ülkemize etkileri
En basit örnek ile bugün Suriye başlığında ne yaşadıysak dün Irak başlığında da aynı şeyleri yaşadık.
Bugün Suriye başlığında iktidar nasıl bir duruş gösterdiyse o günkü iktidarda, Irak başlığında aynı duruşu gösterdi.
Bugün Suriye savaşında ülkemize yönelen tehditlerin aynısı o gün de Irak'tan, ülkemize yönelmeye başlamıştı.
Dün Irak'a karşı izlenen dış politika ülkemizi terör başta olmak üzere siyasi ve ekonomik çıkmazlara soktu.
Bugün Suriye'de izlenen dış politika aynı başlıklarda daha büyük tehditlerle ülkemizi karşı karşıya getirdi.
Dün Özal'a, 'Kürtlerin yönetimini size vereceğiz, Musul-Kerkük petrollerinden pay vereceğiz' sözleriyle hayaller kurduranlar bugün Erdoğan'a aynı hayalleri 'Yeniden Osmanlı' başlığıyla kurdurdu.
Dün Özal, 'bir koyup üç alacağız' sözleriyle insanımızı ikna ederken bugün Erdoğan'dan 'Emevî'ye camiinde namaz kılacağız' sözleriyle insanımızı ikna etti.
Neticede Irak parçalandı ve kuzeyinde Irak Kürdistan'ı kuruldu. Şimdi Suriye parçalandı ve Fırat'ın doğusunda Suriye Kürdistan'ı kuruldu.
Vahim olan ise bu süreçte ülkemizdeki iktidarların aktif rol almasıydı.
Çekiç Güç eşittir PKK eşittir YPG/SGD
ABD, Çekiç Güç ile sözde Saddam'a karşı Kürtleri koruyacaktı. Evet, Barzanileri korudu. Birde PKK'yı.
Irak'ın kuzeyindeki kamplarda CIA-MOSSAD ajanları, terörist yetiştirirken bizzat İncirlik'ten kalkan ABD uçak ve helikopterleri bu teröristlere başta silah olmak üzere her türlü ihtiyaçlarını götürüyordu.
PKK inlerindeki ABD komutanlarının pozları medyada yayınlanmıştı. Yine PKK inlerinde bulunan cesetlerin ABD, İsrail ve Ermenilere ait olduğu raporlarda belirtiliyordu.
Bu organizasyona karşı çıkan ve müdahalelerde bulunan Orgeneral Eşref Bitlis hala tartışılan o kazada hayatını kaybetti.
Aynı şekilde Çekiç Güç'ün PKK-MOSSAD-Barzani ilişkilerini deşifre eden Uğur Mumcu 1993'te suikast ile susturuldu.
Çekiç Güç'ün görev yaptığı yıllarda:
1990'da 161, 1991'de 244, 1992'de 629, 1993'de 715 ve 1994'de ise tam 1145 şehit verdik. 1995 yılında 772, 1996'da 608 şehit verdik.
Ama siyasilerimizin ABD'ye sadakati hiç bitmedi.
İkinci Çekiç Güç
Irak'ta 'kimyasal silah var' diyenler bu kez Suriye'de IŞID ve Esad halkını katlediyor' başlıklarını açtılar.
Erdoğan iktidarı yine ABD ile beraber hareket ediyordu.
2015 İncirlik Mutabakatı imzalandı.
Amaç bölgenin IŞİD, El Nusra gibi radikal dinci örgütlerin eline geçmesine izin vermemek ve Türkiye'ye olası göç akımını durdurmaktı.
Yine uçuşa yasak bölge ilan edildi. Yine ABD'ye İncirlik Üssü ile Türkiye Hava Sahası'nı kullanma hakkı verildi.
Satır aralarına ülkemizin güvenliği için cümleler yerleştirildi.
Neticede aynen Irak'ta olduğu gibi Suriye'de de bir Kürdistan daha kuruldu.
İlginç olan ise Irak Kürdistan'ı ile türlü işbirliği yapan AKP iktidarı Suriye Kürdistan'ını tehdit olarak görüyor olmasıdır.
Daha ilginç olan ise Irak'a ihanet edenler kendi yönetimlerini kurdular.
Suriye'ye ihanet edenler de kendi yönetimlerini kurdular.
Türkiye'ye ihanet edenler (Bebek katili-PKK ve siyasi ayağı) ise hükümet ve muhalefet ile pazarlık halindeler.
Sizce de ilginç değil mi?
Irak'taki ayaklanmaların Şeyh Said'i tescilli MOSSAD ajanı Mesut Barzani'nin babası Mustafa Barzani idi.
Mustafa Barzani 1969 ABD ziyaretinde bizzat, '51'ci eyaletiniz olmaya hazırız' sözü vermişti.
Irak'taki darbeler, BAAS rejiminin iktidar olması bu hayallerini ötelemişti. Taki 90'lı yıllara kadar.
Saddam Hüseyin 2 Ağustos 1990'da Kuveyt'e girdi ve birkaç saat içerisinde Kuveyt'in tamamını ele geçirdi.
ABD'nin emriyle harekete geçen BM, bir dizi yaptırım kararları aldı ve ABD öncülüğünde gerçekleşen Körfez Savaşı ile Irak, Kuveyt'ten çekildi.
Bitti mi? Yok. Asıl plan yeni başlıyordu.
Artık Arz-ı Mevut'un basamaklarında Irak Kürdistan'ını kurma vaktiydi. ABD hemen harekete geçti. Maksat Irak'ın kuzeyindeki Kürtleri, Saddam'a karşı güvence altına almakta.
Bunun için resmi adı 'Huzuru Temin Harekâtı' bildik adıyla 'Çekiç Güç' kuruldu. ABD ve İngiltere öncülüğündeki bu gücün merkezi Adana, İncirlik oldu.
Hemen paralele çizildi ve 36'cı paralelin kuzeyi uçuşa yasak bölge ilan edildi. Çekiç Güç'ün görev süresi, TBMM'de 1991-1996 arasında 10 kez uzatıldı.
1996'da Çekiç Güç isim değişikliğine gitti ve Kuzeyden Keşif Harekâtı ismi ile amacına devam etti.
Büyük Ortadoğu Presi kapsamında Irak yakılınca ilk amacına ulaşmış oldu.
Ülkemize etkileri
En basit örnek ile bugün Suriye başlığında ne yaşadıysak dün Irak başlığında da aynı şeyleri yaşadık.
Bugün Suriye başlığında iktidar nasıl bir duruş gösterdiyse o günkü iktidarda, Irak başlığında aynı duruşu gösterdi.
Bugün Suriye savaşında ülkemize yönelen tehditlerin aynısı o gün de Irak'tan, ülkemize yönelmeye başlamıştı.
Dün Irak'a karşı izlenen dış politika ülkemizi terör başta olmak üzere siyasi ve ekonomik çıkmazlara soktu.
Bugün Suriye'de izlenen dış politika aynı başlıklarda daha büyük tehditlerle ülkemizi karşı karşıya getirdi.
Dün Özal'a, 'Kürtlerin yönetimini size vereceğiz, Musul-Kerkük petrollerinden pay vereceğiz' sözleriyle hayaller kurduranlar bugün Erdoğan'a aynı hayalleri 'Yeniden Osmanlı' başlığıyla kurdurdu.
Dün Özal, 'bir koyup üç alacağız' sözleriyle insanımızı ikna ederken bugün Erdoğan'dan 'Emevî'ye camiinde namaz kılacağız' sözleriyle insanımızı ikna etti.
Neticede Irak parçalandı ve kuzeyinde Irak Kürdistan'ı kuruldu. Şimdi Suriye parçalandı ve Fırat'ın doğusunda Suriye Kürdistan'ı kuruldu.
Vahim olan ise bu süreçte ülkemizdeki iktidarların aktif rol almasıydı.
Çekiç Güç eşittir PKK eşittir YPG/SGD
ABD, Çekiç Güç ile sözde Saddam'a karşı Kürtleri koruyacaktı. Evet, Barzanileri korudu. Birde PKK'yı.
Irak'ın kuzeyindeki kamplarda CIA-MOSSAD ajanları, terörist yetiştirirken bizzat İncirlik'ten kalkan ABD uçak ve helikopterleri bu teröristlere başta silah olmak üzere her türlü ihtiyaçlarını götürüyordu.
PKK inlerindeki ABD komutanlarının pozları medyada yayınlanmıştı. Yine PKK inlerinde bulunan cesetlerin ABD, İsrail ve Ermenilere ait olduğu raporlarda belirtiliyordu.
Bu organizasyona karşı çıkan ve müdahalelerde bulunan Orgeneral Eşref Bitlis hala tartışılan o kazada hayatını kaybetti.
Aynı şekilde Çekiç Güç'ün PKK-MOSSAD-Barzani ilişkilerini deşifre eden Uğur Mumcu 1993'te suikast ile susturuldu.
Çekiç Güç'ün görev yaptığı yıllarda:
1990'da 161, 1991'de 244, 1992'de 629, 1993'de 715 ve 1994'de ise tam 1145 şehit verdik. 1995 yılında 772, 1996'da 608 şehit verdik.
Ama siyasilerimizin ABD'ye sadakati hiç bitmedi.
İkinci Çekiç Güç
Irak'ta 'kimyasal silah var' diyenler bu kez Suriye'de IŞID ve Esad halkını katlediyor' başlıklarını açtılar.
Erdoğan iktidarı yine ABD ile beraber hareket ediyordu.
2015 İncirlik Mutabakatı imzalandı.
Amaç bölgenin IŞİD, El Nusra gibi radikal dinci örgütlerin eline geçmesine izin vermemek ve Türkiye'ye olası göç akımını durdurmaktı.
Yine uçuşa yasak bölge ilan edildi. Yine ABD'ye İncirlik Üssü ile Türkiye Hava Sahası'nı kullanma hakkı verildi.
Satır aralarına ülkemizin güvenliği için cümleler yerleştirildi.
Neticede aynen Irak'ta olduğu gibi Suriye'de de bir Kürdistan daha kuruldu.
İlginç olan ise Irak Kürdistan'ı ile türlü işbirliği yapan AKP iktidarı Suriye Kürdistan'ını tehdit olarak görüyor olmasıdır.
Daha ilginç olan ise Irak'a ihanet edenler kendi yönetimlerini kurdular.
Suriye'ye ihanet edenler de kendi yönetimlerini kurdular.
Türkiye'ye ihanet edenler (Bebek katili-PKK ve siyasi ayağı) ise hükümet ve muhalefet ile pazarlık halindeler.
Sizce de ilginç değil mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Çekiç Güç’ten sonra iki Kürdistan kuruldu / 12.10.2025
- İsrail inancından mı vaz geçti? / 11.10.2025
- Hakan Fidan’ın itirafları / 10.10.2025
- Yolsuzluk, adaletsizlik, uyuşturucu, kumar neden gündemde? / 09.10.2025
- Devlet Bahçeli’nin Filistin ve Gazze tespitleri / 08.10.2025
- Milli güvenlik sorunlarımız / 06.10.2025
- Küresel itaatsizlik başladı / 05.10.2025
- Erdoğan’ın ‘kazan kazan’ modelini hatırlar mısın? / 04.10.2025
- Gülen’e nasip olmadı, Erdoğan’a mı nasip olacak? / 03.10.2025
- ABD’ye nasıl ve neden peşkeş çekildiğimizi yazıyorum / 02.10.2025
- İsrail inancından mı vaz geçti? / 11.10.2025
- Hakan Fidan’ın itirafları / 10.10.2025
- Yolsuzluk, adaletsizlik, uyuşturucu, kumar neden gündemde? / 09.10.2025
- Devlet Bahçeli’nin Filistin ve Gazze tespitleri / 08.10.2025
- Milli güvenlik sorunlarımız / 06.10.2025
- Küresel itaatsizlik başladı / 05.10.2025
- Erdoğan’ın ‘kazan kazan’ modelini hatırlar mısın? / 04.10.2025
- Gülen’e nasip olmadı, Erdoğan’a mı nasip olacak? / 03.10.2025
- ABD’ye nasıl ve neden peşkeş çekildiğimizi yazıyorum / 02.10.2025