Sayın Cumhurbaşkanımız, 30 Ağustos gibi çok değerli bir günde çok önemli cümleler kurdu.
Örneğin, "Biz, Akdeniz'de her türlü bedeli ödemeye hazırız. (Ey Yunan, Ey Fransa, Ey Almanya, Ey AB) Siz de hazır mısınız" dedi.
Sayın Erdoğan, "Dünya beşten büyüktür" cümlesini bir kez daha kurarak ABD'ye; "On binlerce kilometre öteden, Türkiye'nin demokrasisine, hukuk devletine, bölgesel çıkarlarına göz diken ülkelerin vatandaşları bu sürecin dönüp kendilerine verecekleri zararın farkında mı?" diye sordu.
Batının, bu topraklar üzerinde hedefleri olduğunu ve bu hedeflerine ulaşamadıkları için ülkemizi hedef aldıklarını, anlattı.
Bizlerin, 'Beka sorunumuz bu topraklara girdiğimiz gün başlamıştır' sözümüzü, nihayet Sayın Erdoğan da tasdik etti ve "Biz, binlerce yıllık devlet tarihimizin ve Anadolu'daki bin yıllık varlığımızın her gününü mücadele ile geçirmiş bir millet olarak tüm bu gerçeklerin idrakindeyiz" dedi.
Bir tarihi hakikati daha vurguladı Sayın Erdoğan;
"Kimi tarihçilerin dediği gibi 'biz ordusu olan bir toplum değil, bizatihi kendisi ordu olan milletiz…
Biz istiklalimiz ve istikbalimiz için 83 milyon hep birlikte kükremiş bir sel gibi önümüze çıkan bentleri çiğneyip geçmekten geri durmayız."
Aynen katılıyorum…
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın 40 yıldır anlattığı, dünkü yazımda da tekrar ettiğim emperyalist batının nihai hedefini, Sayın Cumhurbaşkanımız da nihayet dile getirdi ve şöyle dedi:
"Bugün de girdiğimiz yolda her türlü bedeli ödemeye kararlıyız. Aksi takdirde bizi bu topraklarda bir gün dahi barındırmayacaklarının farkındayız.
Ellerinden gelse bu millete bir nefes hava, bir yudum su, bir lokma ekmek vermeyeceklerin kuşatması altında olduğumuzun bilincindeyiz…
Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıktığımız müddetçe, Allah'ın yardımıyla Türkiye'nin aşamayacağı hiçbir engel olmadığına yürekten inanıyoruz."
Dediğim gibi Sayın Cumhurbaşkanımızın cümlelerine aynen katılıyorum.
Ama! Sayın Erdoğan, 30 Ağustos gibi bir günde bu çok değerli cümleleri, ülkemizdeki bütün siyasi parti liderleri arkasına alarak, 'birlik ve beraberliğimizin laf olmadığını, söz konusu vatan ise koltuğun, iktidarın, siyasi çatışmaların vs. teferruat olduğunu' cümle âleme açıklasaydı bu cümlelerin etkisi bire bir milyon değerinde olmaz mıydı?
Diğer taraftan dünü hatırlayanlar Sayın Erdoğan bu cümleleri 90'larda sıklıkla kurduğunu da hatırlarlar!
Cümlelere aynen katıldım ama sormak istiyorum; Sayın Cumhurbaşkanım! O heykel altında AB'ye attığınız imzayı geri çekecek misiniz?
Büyük Ortadoğu Projesi hakkında bugün ne düşünüyorsunuz?
Bugüne kadar bize tek bir hayrı olmayan NATO üyeliğini masaya yatıracak mısınız?
İsrail ile yapılan askeri ve ekonomik anlaşmaları iptal edecek misiniz?
ABD, Fransa ve diğerleri bölgedeki askeri varlıklarını arttırıyorlar. Yunanistan'ın S-300'leri var. Bizim S-400'leri bölgeye kuracak mısınız?
Tabi bu ve daha birçok atılması gereken adımlar çok radikal hatta devrim niteliğindeki adımlardır.
Mustafa Kemal Atatürk, emperyalistlere karşı bu adımları attığı için tarihin en büyük komutanları, en büyük devlet adamları listesinde en başlarda yer aldı.
Bugün bu adımlar yeniden atılabilir. Nasıl mı?
Alt yapısı tamamen Prof. Dr. Haydar Baş'a ait olan ve Milli Ekonomi Modeli projelerini hayata geçiren BRICS ülkeleri (ki, Sayın Erdoğan BRICS-T neden olmasın demişti) arasına girerek ekonomimizi, batı ve dolar tekelinde kurtarabiliriz.
Atatürk'ün kurduğu ve kâğıt üzerinde varlığı devam eden Sadabat Paktı'nı (Türkiye, İran, Irak ve Pakistan) yeniden canlandırarak askeri, siyasi ve ekonomik olarak güçlenebiliriz.
Hem devletimiz, hem milletimiz, hem de bekamız için Eset'e el uzatarak, ABD ve İsrail'in bölge ve ülkemiz üzerindeki planlarını yırtıp, atabiliriz.
Dün İsrail ile imzalanan askeri anlaşmalar bugün Rusya ve İran ile imzalanarak batıya karşı net bir duruş ortaya koyabiliriz.
Ve 300 milyonluk Türk dünyası ile her türlü ekonomik ve siyasi işbirliği yanında NATO varî bir askeri güç ortaya koyabiliriz.
Bunlar ve daha bir çok başlığı hayata geçirmeden emperyalistlere göstereceğiniz tepki sadece sözde kalır.
Bunları hayata geçirebilirler mi bilmem ama Merhum Baş Hocamız her daim; "Ne AB, ne ABD. Hedef tam bağımsız Türkiye" dedi.
BTP lideri Hüseyin Baş'ın, 30 Ağustos'ta sosyal medyada yaptığı paylaşım ise bu hedefin başka bir açılımıydı.
Sayın Baş şöyle diyordu; "Zamanı gelmiş bir fikrin önüne geçme gücüne hiçbir ordu sahip değildir. Bizim dönemimiz başladı. Kutlu olsun..."
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024