Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) Pazar günü Bostancı Gösteri Merkezi'nde gerçekleşen Cumhuriyet Şöleni tek kelimeyle muhteşemdi. Koskoca salon ayakta da tıklım tıklım doluydu, hatta birçok insan da doluluktan dolayı salona giremedi; gazetemizin dünkü manşetinde ifade edildiği gibi "Coşku salona sığmadı."
Anadolu'muzun değişik yörelerinin halk oyunlarının icra edildiği programda en coşkulu anlardan birisi, BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın zeybek oynamasıydı. Bir Egeli olarak inanın çok gurur duydum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün zeybek oynamasını her izlediğimde de çok duygulanırım. Muhteşem bir sahne…
Prof. Dr. Haydar Baş'ın tarihi sözlerinden derlenen sinevizyon gösterisinden sonra BTP lideri konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıktı. Başta Cumhuriyet ve Atatürk ile ilgili çok önemli tespitler yaptı. BTP liderinin gündeminde BTP'nin gençlere ve kadınlara yönelik ilk defa açıkladığı projeler, 6'lı Masa'ya katılım talebi ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile görüşmesi ve son zamanlarda kendisine yönelik başlatılan iftira kampanyası vardı.
Birkaç yazımda bu konuların detaylarını değerlendirmeye çalışacağım. Bugünkü yazımda ise özellikle Cumhuriyet ve Atatürk kısmını ele alacağım.
BTP lideri Baş konuşmasına, Atatürk'ün 28 Ekim'de "Efendiler! Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz" cümlesine atıfta bulunarak, "Efendiler dün Cumhuriyet ilan edildi, gözümüz aydın olsun" diyerek başladı. Neden 30 Ekim değil de 29 Ekim konusunda da Sayın Baş, çünkü 30 Ekim 1918'de işgale kapı açan Mondros Mütarekesi'nin imzalandığını, Atatürk'ün bu millet 5 yıl işgale tahammül edemez diyerek bir gün önce Cumhuriyeti ilan ettiğini belirtti. Gerçekten de Atatürk'ün her hamlesinde çok büyük anlamların yüklü olduğunu görüyoruz.
Cumhuriyeti çok zor koşullarda elde ettiğimizi, "29 Ekim 1923, Cumhuriyet dikenli yollardan geçilerek ilan edildi, şimdi biz rahat rahat yaşıyoruz ama bu Cumhuriyetin ilanı için çok bedeller ödendi" ifadeleriyle anlatan BTP lideri Cumhuriyetle elde ettiğimiz kazanımları şöyle özetledi:
"Cumhuriyet esasında bize hürriyetimizi getirdi, milletimizin egemenliğini getirdi, bizi, kula kulluk etmekten kurtarıp, Allah'a kulluk edebileceğimiz bir Türkiye'ye iletti. Bugün dahi, Cumhuriyetin kıymetini bilemeyen insanlara rastlıyoruz. Bakın kıymetli BTP'liler! Bizim birinci vazifemiz Türk istikbalini muhafaza etmektir, bunun ön şartı da Cumhuriyeti muhafaza etmektir."
Bildiğiniz gibi, Osmanlı padişahları halkına 'kullarım' diye hitap ediyordu. Padişahların astığı astık, kestiği kestik, doğruları doğru, yanlışları daha doğruydu(!)
Atatürk, Cumhuriyetle beraber Türk milletine gerçek özgürlüğü getirdi, milletimizi tek kişinin hakimiyetinden kurtarıp millet iradesini yönetimde hakim kıldı.
İnsanlara değil, Allah'a kul olun mesajını verdi.
Atatürk, millet iradesinin, TBMM'nin neden şart olduğunu şu sözlerle ifade etmiştir: "Bir devre yetiştik ki, onda her iş meşru olmalıdır. Millet işlerinde meşruiyet ancak millî kararlarla istinat etmekle milletin temayülat-ı umumiyesine tercüman olmakla hâsıldır. Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım o esareti ve zilleti kabul etmez."
Ve Atatürk'ün gençliğe hitabesinde ifade ettiği "Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir" vazifesinin muhatabı bir Türk Genci olarak BTP lideri Hüseyin Baş, "Bakın kıymetli BTP'liler! Bizim birinci vazifemiz Türk istiklalini muhafaza etmektir, bunun ön şartı da Cumhuriyeti muhafaza etmektir" dedi.
BTP liderinin gündeminde, tam da Cumhuriyet Bayramı haftasında Cumhuriyet ve Atatürk'e atılan iftiralar da vardı. BTP lideri şu dikkat çekici tespitlerde bulundu:
"Demokrasi ve Cumhuriyet Türk milletine düşünce özgürlüğünü getirmiştir. Biz özgür düşünceye sahip olduğumuz müddetçe demokrasimizi yaşayabiliriz, Cumhuriyetimizi muhafaza edebiliriz. Düşünmek aynı zamanda hatırlamaktır. Cumhuriyete laf eden Mahir Ünal'ı da, 'İki ayyaş yasa yaptı' diyenleri de hiçbir zaman unutmayacağız, her zaman hatırlayacağız. Cumhuriyetle kavgalı bu insanlar daha dün bir vizyon açıkladılar. Türkiye yüzyılı, içinde Cumhuriyet yok. Cumhuriyet demeye korkuyorlar. Niye biliyor musunuz? Bakın Osmanlının teşkilatçılığında bir sorun yoktur, ordusu güçlü bir ordudur ama Osmanlıyı yıkan şey sizlerin düşünce kabiliyetini ve özgürlüklerinizi baskılamak olmuştur. Neden bunu yaptılar? Eğer siz düşünürseniz, siz konuşursanız, siz yeni fikirler ortaya koyarsanız saltanat gider. Dolayısıyla bugün Cumhuriyetle kavganın tek sebebi birilerinin kendi saltanatlarını muhafaza çabasıdır."
Gerçekten tarihi tespitler. Dün ya da bugün saltanat peşinde olanlar asla düşünce özgürlüğünü istemezler. Saltanatlarının devamı için bu gereklidir.
Bu açıdan da bakıldığında gerçek özgürlüğümüz ve varlığımızın devamı için Cumhuriyeti korumak ve yaşatmak mecburiyetindeyiz. Bu gerçeklerle buluşturduğu için BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'a sonsuz teşekkürler…
Sizlere tavsiyem, Atatürkçü, Cumhuriyetçi, demokrasi ve özgürlük yanlısı, laik, hukukun üstünlüğünü savunan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ı, iftiracılardan, dedikoduculardan, birilerinin ajanlığını yapanlardan değil, bizzat kendisinden ve parti yetkililerinden tanıyın.
Unutmayın! Ulu önder Atatürk için de hem şahsına hem de ailesine yönelik türlü türlü iftiralar attılar. Çamur at izi kalsın misali bu iftiralardan yola çıkarsak doğru olana asla ulaşamayız, kaybeden doğrular değil, iftiralara kananlar olur.
- 30 Haziran yaklaştıkça ‘mutlak butlan’ tartışması alevleniyor / 27.06.2025
- İsrail-İran savaşında UAEA’nın rolü! / 26.06.2025
- ABD, İsrail ve İran arasında ‘ilginç’ bir ateşkes / 25.06.2025
- ABD, İran’la müzakere mi istiyor, mütareke mi? / 24.06.2025
- İran, Hürmüz Boğazı kartını kullanır mı? / 21.06.2025
- İsrailli sunucu: “Finalde Türkiye var” / 19.06.2025
- Geçmiş olsun Sayın Ümit Özdağ / 18.06.2025
- İsrail için sadece Tahran değil, Ankara yolu da açıldı! / 17.06.2025
- İsrail zulmünü genişletiyor: Türkiye de hedefte / 14.06.2025