Meclis bütçe görüşmelerinde yoğun tartışmalara neden olan anamuhalefet lideri Deniz Baykal ile Başbakan Erdoğan arasındaki tartışmaları, gazetelerin aktardıklarından değil de, devletin televizyonundan (TRT-3) canlı olarak izleyenler, Türkiye'de oynanan iktidar-muhalefet tiyatrosunu daha iyi kavramışlardır sanırım.Açlık sınırının altında yaşayanların sayısının 623 bin, yoksulluk sınırının altındaki nüfusun ise 14 milyon 681 bin kişi olarak devletin resmi raporunda tescillendiği bir ortamda, sözde anamuhalefet lideri Meclis'te yaptığı kritik konuşmada hükümetin ekonomi politikalarından övgüyle bahsedebiliyor. Konuşmaya kritik diyorum, çünkü seçim sath-ı mailine girdiğimiz şu ortamda, Meclis Bütçe görüşmeleri, muhalefetin iktidarı en çok köşeye sıkıştıracağı ve milletin önüne sereceği önemli bir Meclis oturumu. Türk siyasi hayatı, bu bütçe oturumlarında birçok hükümetin düşürüldüğünün, birçok iktidarın halk nazarında yerin dibine sokulduğunun ve birçok erken seçim kararının alındığının örnekleriyle dolu.Fakat Deniz Baykal'ın Bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşma, AKP hükümetiyle uzaktan yakından ilgisi olmayacak bir konuya kilitlenmiş: Başörtüsü!!!AKP'nin, veridiği onca söze rağmen başörtüsü diye bir gündemi hiçbir zaman olmamasına karşın, anamuhalefetin sığ sularda yaptığı bu muhalefet milletin gerçek derdini ve gündemini saptırmaya yönelik kurulmuş tezgahın bir parçası olmanın ötesine gidemiyor.Türkiye'de onmilyonlar IMF'nin dayattığı, AKP hükümetinin de virgülüne dahi dokunmadan yerine getirdiği ekonomik programla inim inim inlerken, CHP lideri Deniz Baykal bu programdan övgüyle bahsediyor ve IMF'ye olan sadakatini ifade ediyor.Baykal bu konuşmasında hükümetin açıkladığı bütün sanal büyüme ve enflasyon rakamlarına can-ı gönülden katılıyor, IMF'nin verdiği talimatları, milleti inim inim inletmesine ve Türkiye'yi sömürmesine rağmen yerinde buluyor. Baykal'ın başkaca da yapacağı bir şey yok, çünkü kendisine ve partisine ait bir ekonomi modeli ve işbaşına geldiklerinde uygulayacakları bir sistemleri yok. Onlar da işbaşına geldikleri zaman IMF ile yola devam edecekler. Bugün AKP'nin yaptıklarını, yarın onlar yapacak!Ama bu millet Meclis'teki iktidar-muhalefet tiyatrosunun çok ama çok iyi farkında. Açlığın ve yoksulluğun kucağına itildiklerinin ve milli servetin her geçen gün altlarından kaydığının bilincindeler.Hem Baykal'ın, hem Erdoğan'ın, hem de onlar gibi IMF ve AB'den başka çözümleri olmayan partilerin aynı tavanın balıkları olduklarını çok iyi biliyorlar.Ve bu bağlamda Meclis'te yaşanan tartışmaların, karşılıklı olarak birbirini aklama tiyatrosu olduğunu net bir şekilde görüyorlar. Baykal'ın, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili olarak sarfettiği "Bu senaryoda dekor olmayız" cümlesi, Meclis'teki iktidar-muhalefet ilişkilerinin şifresi olduğu gibi, ayrı ayrı iktidar ve muhalefeti tanımlayan öz bir ifade.CHP, AKP'nin Meclis'teki "muhalefet dekoru", AKP de birilerinin "iktidar dekoru." Bütün mesele bundan ibaret...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012