İngiltere'den Amerika'ya giden on altı bin tonluk Arabik yolcu gemisi Alman denizaltıları tarafından batırılır. İkisi Amerikalı olmak üzere kırk dört kişi boğulur.7 Mayıs 1915 günü İngilizlerin Lusitania yolcu gemisinin batırılması üzerine Amerika Birleşik Devletleri ile Almanya arasında siyasi bir gerilim başlamış, Başkan Wilson'un isteklerine gereken karşılık verilememişti. Böyle bir siyasi gerginliğin devam ettiği bir dönemde ARABİK İngiliz yolcu gemisinin batırılması ve boğulanlar arasında iki Amerikan vatandaşının bulunması bu gerginliği daha da arttırır. Halk gurupları ateşli gösteriler ve toplantılar yaparak Almanya ile siyasi ilişkilerin kesilmesini veya savaş açılmasını ister.Bakan Wilson'un özel temsilcisi olan Albay Havz dahi ona, Almanya ile siyasi ilişkilerin kesilmesini önerir. Fakat Başkan Wilson, hemen karar vermek istemez. Hislerden uzak,akla dayanan bir karar alabilmek için olayı gözlem ve incelemeye alır.Lusitania gemisinin batırılması ile Almanya'da, gerek askeri ve gerekse üst kademe siyasi yöneticiler arsında başlayan sert tartışmalar, Arabik yolcu gemisinin batırılması ile daha büyük tartışmalar haline gelir. Başbakan Betman-Holveg, Genel Kurmay Başkanı ve Başkomutan Falkenhayn ile Deniz bakanı Tirğiç ve Deniz Kurmay Başkanı Bahman arasında sert ve kırıcı tartışmalar yapılır.Bu tartışmalarda her iki gurupta kendi istedikleri yönde Almanya'nın başarıya ulaşacağına inanıyorlardı.Başbakan Betman-Holveg yolcu gemilerinin batırılması olayında hakeme gidilmesini ister. Deniz Bakanı Tirgiç ve amiraller de Denizaltı savaşının devamından yanaydı. Kayser de amiralleri tutuyordu. Kesin bir karar asla alınamıyordu.Başbakan Betman-Holveg 26 Ağustosta yetkilerini kullanarak Washingtondaki Alman Büyük elçisi BERNSTROFF'a "Tecim Gemilerinin habersiz batırılamayacağını" bildirir.Büyük Elçi Bernstroff 29 Ağustos'ta Albay Havz'a bir mektup yazarak "Almanya'nın Denizaltı savaşlarında büyük yolcu gemilerinin bundan böyle batırılamayacağını" bildirir.1 Eylülde de Amerikan Dışişleri Bakanı LANSİNG'e şu bilgileri gönderir: "Bu sabahki görüşmemizle ilgili olarak sizin Lusitania işine ait son notanıza verilecek karşılığımız hakkında aldığım yönergede şu parça da vardır: Translantiklerin kaçmak veya karşı koymak denemesinde bulunmamaları kesin şartı ile denizaltılarımız bundan böyle onları önceden haber vermeden ve taşıdıkları sivillerin hayatını korumadan batırmayacaklardır."Başbakan Betman-Holveg, bu emirleri göndermekle deniz savaşları ile ilgili uluslar arası anlaşmalara kısmen uymaya çalışmıştır.Yalnız 19 Eylül 1915de Başkan Wilson, bu siyasi girişimleri yeterli görmeyerek "Arabik gemisinin batırılmasının Alman Hükümetince beğenilmeyen bir davranış olduğunun açıklanmasını" ister. Fakat alman Hükümeti bu açıklamayı hiçbir zaman yapmaz. Denizaltı savaşı da 18 Eylülden sonra bir daha uygulanmaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011