Davutoğlu, Irak'a gitti. Maliki ile görüştü. Tarih boyu dostluğumuzu ve ikili ilişkileri daha da geliştirmemiz gerektiğini vurguladı. Irak'ın toprak bütünlüğünden yana olduğumuzu, terörü kınadığımızı ve terörle mücadelede, Irak'tan yana olduğumuzu belirtti. Maliki'yi, ülkemize davet etti. Daha hafta geçmemişti ki, Irak devletinin en büyük bölücü unsuru, Irak'ın kuzeyinde bağımsızlık ilan eden Barzani, Erdoğan'ın davetiyle ülkemize geldi. Dün, iki ülke tarafından da terörist ilan edilen bu kişi, devlet protokolüyle karşılandı. Methiyeler birbirini izledi. Şimdi Mesut Barzani'nin bir altı Neçirvan Barzani, ülkemize geldi. Bir dizi ekonomik anlaşmalar imzalandı. İlkeli dış politika ha!* * *Erdoğan, Rusya'ya gitti. Putin'e, Esad'ı şikâyet etti. Putin nasihat vari ve ilkeli bir cevap verdi; "nihai barıştan yanayız? Suriye'deki aşırı unsurları neden gündem etmiyorsunuz". Erdoğan, enerjide birinci ortağımız sizsiniz. AB, bizi 50 yıldır kapısında bekletiyor. Şangay İşbirliği Teşkilatı'na gelin Türkiye'yi de alın. Bizi bu sıkıntıdan kurtarın, yakarışıyla siyasi ve ekonomik olarak bir çıkış kapısı, bir umut arıyordu ki?Yine hafta geçmeden! Erdoğan'ın yardımcısı (B. Arınç) ABD'ye uçtu. Görüştüğü kişilerin Türkiye ile ilgili düşüncelerini öve öve bitiremedi. Türkiye ile ABD'nin ilişki boyutunu ise şöyle tarif etti; "Türkiye ile ABD arasında bir model ortaklık mevcut olduğunu, stratejik ittifakın buna dönüştüğünü ve bizim hem ikili ilişkilerde, hem de dünya barışı konusunda aynı çabayı sarf etmemiz gerektiğini ifade ediyorlar."Başbakan, Rusya'da bir çıkış arıyor, yardım istiyor. Yardımcısı, ABD'ye tam teslimiyetini sunuyor. İlkeli dış politika ha!* * * Suriye'de kimyasal bir saldırı gerçekleştirildi. Hükümet faili derhal açıkladı; Esad'tır, başkası olamaz. Esad, BM'nin araştırma komisyonuna "evet" dedi. Komisyon inceledi, saldırının faili Esad değil, dedi. Paris'teki dış işleri bakanları toplantısında, Davutoğlunun önüne, Suriye'de yaşanan kimyasal saldırı ve insan katliamlarının failleri, fotoğraflarla konuldu. Teröristler kullandıkları silahların Türkiye'den geldiğini itiraf etti. Başbakan dahil hükümet, Suriye'deki muhaliflere her türlü desteği verdiklerini açıkladı.Meclis'te, CHP Milletvekili Özgür Özel, Davutoğlu'nu, Esad'a benzeterek; "Sizin de Esad'dan farkınız yok" dedi. Daha Esad ile AKP hükümetinin farkını idrak edememiş muhalefete ise "ilkeli muhalefet" demek yakışır herhalde?* * *Erdoğan, Libya'yı Libyalılara teslim etmek için Haçlılarla yola çıktı. 60 bin çıvarı Müslüman öldürülerek teslimatta gerçekleşti. Kime, sorusunun cevabı ortaya çıkmaya başladı. Libya'da devlet bitmiş, aşiretlere bölünmüş bir yapı ortaya çıkmış. Herkes menfaat ve güç sahibi olma derdinde. Vatandaş açlığa, yokluğa terk edilmiş. Ölüm her an yanı başlarında. Fidye için kaçırılan bir başbakanın ülkesi olmuş Libya. Ve Libyalılar herhalde Kaddafi'li günleri aramak için sokaklara dökülmüş olacak ki, Libya'nın teslim edildiği güçler sıkıyönetim ilan etti. Libyalılar nerde Sayın Erdoğan! * * * Mısır uyardı, iç işlerime, karışma. Ben, karışırım. Çünkü dünya lideriyim. Mısır, Büyükelçisini çekti. Hükümette, bizim büyükelçiyi geri çağırdı. Bizim elçi, Mısır'a geri döndü ama Mısır'ın elçisi bize dönmedi. Şimdi Mısır, elçimizi sınır dışı etti. Bizimkiler de anında karşılık vermiş; Sizinkini de biz, sınır dışı ediyoruz. Adam zaten sınırdaşındaydı. Mısır, neden büyükelçimizi sınır dışı etti? Bu sorunun cevabını, Mısır gazetesi Al Youm Al Sabi, suç mahiyetindeki şu iddialarla cevapladı;"Türk elçisi, Ankara'nın kesin emriyle, Mısır'da yasaklanan Müslüman Kardeşler hareketine destek verdi.Üst düzey hükümet yetkililerinin verdiği bilgiye göre bazı Müslüman Kardeşler liderleri iki ay boyunca Türkiye Büyükelçiliği binasında saklandı. Türkiye, Müslüman Kardeşlerin finansmanının yanı sıra örgüt üyelerinin Gazze'deki Han Yunus kampında eğitilmesi ve Sinai bölgesinden silahlandırılmasını da koordine etti.""Komşu komşunun külüne muhtaçtır" der atalarımız. AKP, komşularımızın küllerini bile rüzgara verdi.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024