Birkaç gündür Türkiye'nin yaşadığı sıkıntılı sürecin tarihi kökenine dair bilgiler verip, tarihin tekerrür ettiğini ifade ediyoruz. Bu uyarılarımızı teyit etmesi ve somut bir zemine oturtması bakımından, Türkiye'nin yetiştirdiği önemli uluslar arası tarihçilerden Prof. Dr. Halil İnalcık'ın yaptığı şu önemli tespit ve uyarıları sizlerle paylaşmak istiyorum: "Ermeni meselesinde daha anlayışlı davranmak, Patriğe istediği ekümenlik sıfatını tanımak, Heybeliada Ruhban Okulu'nu açmak sadece kayıplara zemin hazırlamaktır. Ne Yunanistan'ı ne Avrupa'yı tatmin edebilir, ne de AB'ye girişi garanti edebiliriz. Tamamen hayal. Taviz vermekle problemler çözülmez. Bizim zayıf noktamız, zaafımız şu : 'AB'ye girmek için sanki her şeyi kabul eder durumdayız.' Uluslararası bir müzakerede eğer elinizde koz yoksa, tam manasıyla diz çökmüşseniz hiçbir şey elde edemezsiniz, daima kaybedersiniz. Sözde Ermeni soykırımını tanı, Kıbrıs'ı bırak. Hayır efendim bırakmayız diyoruz, ama bir taraftan da AB'ye girme sevdasından vazgeçmiyoruz....Hiçbir devlet, antlaşmalarla perçinleşmiş haklarından vazgeçemez. Vazgeçerse kendi varlığı tehlikeye düşer, parçalanır. Sevr'e gideriz! ?Lozan'la Patriğin statüsü tayin edilmiştir. Lozan'a bir delik açıyorsunuz. Ruhban okulu da patrikliğin bu davaları için bir basamaktır. Tanzimat bir iflas ifade eder. 1876'da o kadar taviz verdik ki... Bugün Türkiye için en büyük tehlike ekonomik krizdir. Borçlarımızı ödeyemeyecek duruma gelirsek AB'nin, ABD'nin her dediğini kabul etme noktasına geliriz."Bu uyarılar öyle sıradan uyarılar değil. Tarihin aydınlık- karanlık her yüzüne vakıf, tarihte yaşanan sıkıntılarla bugün yaşanan sıkıntı ve sürecin ortak noktalarını tahlil ve tespit etmiş bir tarihçinin tam da iş işten geçme makamında yaptığı uyarılardır bunlar. Türkiye bugün tam manasıyla "diz çökmüş", Prof. Dr. Haydar Baş'ın sıkça ifade ettiği üzere "AB ve ABD'ye ram olmuş" vaziyettedir. Türkiye'nin bugünkü fotoğrafı; diz çökmüş ve başı öne eğik bir halde elleri arkadan bağlanmış ve sırtından devamlı kırbaçlanmak suretiyle işkence gören bir mahkumdan farksızdır.Devamlı verme üzerine kurulu AB ve ABD ilişkileri çerçevesinde bu vaziyetten kurtulması da mümkün değildir. İnalcık'ın dediği gibi vere vere ne AB'yi, ne Rum'u, ne Yunanistan'ı, ne de ABD'yi doyuramayız. Nasıl biz devamlı vermeye ayarlanmışsak, onlar da Türkiye sözkonusu olunca devamlı almaya ayarlanmışlar.Devamlı vermeye programlanmadan bahsetmişken, Kıbrıs'tan ve tabii ki Mehmet Ali Talat'tan bahsetmemek büyük haksızlık olur. Mehmet Ali Talat, "eski KKTC muz Cumhuriyeti'ydi" diyor ve kendisine 'Denktaşlaştınız mı' diye soranlara şöyle cevap veriyor: "Ben federasyon diyorum ama Denktaş ne diyordu, siz biliyorsunuz diyorum. Denktaş'ı taklit eden Papadopoulos'tur. 'Üzerinde anlaşılmamış bir metni halk oyuna sunmam' diyen Denktaş'tı, şimdi Papadopulos bunu söylüyor. 'Hakemlik istemem' diyen Denktaş'tı, şimdi Papadopulos bunu söylüyor şimdi. Papadopoulos Denktaşlaştı, ben değil..."Önce Denktaş'ın ne dediğini hatırlatalım: Bağımsız KKTC! İşte bu yüzden bağımsızlığın ne demek olduğunu bilmeyen Talat'ın Denktaşlaşması mümkün değil. Ayrıca eski KKTC'nin muz cumhuriyeti olduğunu öne süren Talat'ın ve AKP'nin yeni KKTC'si muz değil ama Rum Cumhuriyeti olma yolunda hızla ilerliyor. Ve son olarak Papadopulos Denktaşlaştığı için, bugün Rum tarafı yarım asırda elde edemediği imkanlara kavuşmuş durumda.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012