logo
19 MART 2024

Doğu Akdeniz NATO’yla çözülür mü?

06.09.2020 00:00:00

Doğu Akdeniz'de yaşanan gerilime NATO da müdahil oldu.

Türkiye'nin, NATO nezdinde Yunanistan ile "önkoşulsuz" olarak kabul ettiği görüşmeye, Yunanistan önce "olur" dedi, sonra da bunu yalanladı.

Önce Kathimerini gazetesine konuşan Yunan diplomatik kaynaklar, gerginliğin bitmesinin ancak tüm Türk gemilerinin Yunan kıta sahanlığından derhal kaldırılmasıyla mümkün olabileceğini belirtti.

Sonra da Yunan başbakanı Kiryakos Miçotakis tepki çekecek bir çıkışta bulunarak, "Türkiye herhangi bir diyaloğa başlamadan önce tehdit politikasından vazgeçmeli" dedi.

Bu gelişmeler üzerine NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, "Görüşmelerde bir anlaşma sağlanamadı" açıklamasında bulundu.

Burada dikkatimi çeken husus; Doğu Akdeniz ve burada bulunan kaynaklar konusunda tamamen haklı olan ve yapılan uluslar arası anlaşmalara göre 18 adası ve 1 kayalığı Yunan tarafından önce işgal, ardından da ilhak edilen Türkiye'nin "önkoşulsuz" görüşme talep etmesi… Üstelik Yunanistan; bize ait olan bu 18 adanın bir kısmına ve burnumuzun dibinde bulunan Meis Adası gibi adalara Lozan'ı çiğneyerek ve uluslararası hukuka ters düşecek şekilde asker yığmasına rağmen…

Türkiye; Yunanistan ile görüşmeyi, Yunanistan'ın bütün bu işgalleri ve ihlalleri bırakması önkoşuluyla kabul etmeli ve en ufak bir taviz vermeden masadan kalkmalı.

Aynen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Lozan'da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bağımsızlık tapusunu alarak büyük bir zaferle masadan kalktığı gibi…

Atatürk'ün zaferi olan Lozan'ı eleştirirler, kendileri bunun zerresini ortaya koyamazlar. Ve her başları sıkıştığında da bir can simidi olarak bu beğenmedikleri Lozan'a sığınırlar.

Peki, Doğu Akdeniz'deki bu gerilim, Yunanistan ve Güney Rum Kesimi ile yaşadığımız kriz, NATO nezdinde çözülebilir mi? NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, bir arabulucuk rolüne bürünmüş olabilir, ama unutmamak gerekir ki bizler Türkiye olarak, NATO üyesi olan devletlerin tamamı tarafından bu gerilimde yalnız bırakıldık.

Başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere NATO ülkelerinin tamamının Yunan'ın yanında saf tuttuğu bir atmosferde, söyler misiniz NATO Genel Sekreteri tek başına ne yapabilir?

ABD; Lozan'a göre asker bulundurulmaması gereken sınırımızın dibine, Dedeağaç'a, Yunan'ın isteğiyle askeri üs kurdu. Tavrını net olarak belirledi. Rum Kesimi'ne 33 yıl sonra silah ambargosunu kaldırarak tavrını bir kez daha netleştirdi.

Ve unutmayalım ki, Doğu Akdeniz'de Rumların verdiği ruhsatlarla petrol ve doğalgaz sondajı yapan şirketlerden ikisi, Exxon Mobile ve Noble Enerji, Amerikan şirketleridir.

ABD, Yunan'ın ve Rum'un yanında olduğunu göstermek için daha ne yapsın? Arabuluculuğuna "önkoşulsuz" olarak sığındığımız NATO'da söz sahibi olan da işte bu ABD…

Yine NATO'da sözde ortak olduğumuz AB ülkeleri ise işin başından beri Yunan'ın safında… AB geçtiğimiz hafta, görevlerinin Yunanistan'ın yanında olmak olduğunu vurgulamıştı. Dün AB'den yeni bir açıklama daha geldi.

Reuters'a konuşan AB Konseyi Başkanı Charles Michel, AB liderlerinin 24-25 Eylül'deki zirvede Türkiye'ye karşı "havuç ve sopa" yaklaşımını benimseyeceklerini belirtti.

AB'nin Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ın egemenliğine olan desteğinin yeniden altını çizeceğini söyleyen Michel, Türkiye'ye yönelik olarak, "Havuç ve sopa yaklaşımını içeren dış politikamızdaki araçları tespit edeceğiz; ilişkileri geliştirmek için hangi araçlara sahip olduğunu ve bize saygı gösterilmemesi halinde hangi araçlarla karşılık vermemiz gerektiği üzerinde değerlendirmeler yapacağız. Saygı görmek istiyoruz" diye konuştu.

Doğu Akdeniz gerilimi, daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, AB, ABD ve NATO ile ilgili olarak, bizler için çok iyi bir turnusol oldu. Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Ne AB, ne ABD, tek çözüm Bağımsız Türkiye" duruşunda ne kadar haklı olduğunu bir kez daha şahit olduk. Ama unutmayalım ki, Sayın Baş her konuda haklıydı.

"Peki, yakın planda çözüm ne olabilir?" diye sorarsanız; Prof. Dr. Baş'ın bir dış politika anlayışı olan "üzerimizde hesabı olmayan ülkelerle ilişkilerimizi geliştirmeliyiz" anlayışını baz alarak şunları söyleyebiliriz: ABD ve İsrail ikilisinin, Yunanistan ve Rum Kesimi'yle işbirliği yaparak Doğu Akdeniz'deki doğalgazı Avrupa'ya aktarmak istemesinin temel nedeni, Rus gazının önünü kesmektir. Ve Rusya bu durumdan oldukça rahatsızdır.

Türkiye bu fırsatı çok iyi değerlendirmelidir. Doğu Akdeniz'deki hakkımız olan münhasır alanlarımızda Ruslarla ve Çinlilerle ticari işbirliğine gidebiliriz. Rusya ve Çin asla hayır demeyeceklerdir. Böyle stratejik bir adım bizi bölgede yalnız olmaktan kurtaracaktır.

Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak, 26 Temmuz 2019 tarihinde yaptığı basın açıklamasında, Akdeniz'de Rus şirketlerin başarılı enerji projelerinde yer aldığını belirterek, "Bu tür girişimlerde işbirliğinde öncelik ekonomik çıkarlar tarafından şekillenir. Eğer ticari açıdan tüm tarafların yararına projeler olursa, Rus şirketleri Doğu Akdeniz'de Türkiye ile işbirliğine yönelik kararlar alabilir" demiştir. Yani Rusya böyle bir hamleye dünden hazırdır.

 
Murat Çabas / diğer yazıları
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
8 yılda ülkemizden çıkan yerli sermaye miktarı 600 milyar dolar
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
Ankara anketinden büyük fark çıktı
Mansur Yavaş kendiyle yarışıyor
"Gazze en büyük açık hava mezarlığına dönüştü"
AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
İsrail'e 35 bin ton silah ve mühimmat taşındı
Büyük çoğunluğu ABD'den
Doğrusu 11 bin dolar
Sığınmacıların geliri Türklere sayılmış!
"Koltukta vakit geçirmeye değil çalışmaya talibiz"
BTP Aksu Adayı Bilal Şahin
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
8 yılda ülkemizden çıkan yerli sermaye miktarı 600 milyar dolar
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
Ankara anketinden büyük fark çıktı
Mansur Yavaş kendiyle yarışıyor
"Gazze en büyük açık hava mezarlığına dönüştü"
AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
İsrail'e 35 bin ton silah ve mühimmat taşındı
Büyük çoğunluğu ABD'den
Doğrusu 11 bin dolar
Sığınmacıların geliri Türklere sayılmış!
"Koltukta vakit geçirmeye değil çalışmaya talibiz"
BTP Aksu Adayı Bilal Şahin
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.