Dostu düşman, düşmanı dost kabul etmek

AKP'nin sıfır sorun politikasına bakın…

Ülkemiz üzerinde kirli hesapları olan, güneydoğu sınırlarımızı hala kabul etmeyen, askerimizin başına çuval geçiren, Türkiye'yi İslam ülkelerine karşı sürekli kışkırtan, savaşın içine sokmaya çalışan ABD dost ve müttefik…

Teröre her türlü silah, mühimmat ve para desteği aleni olarak bilinen, Türkiye'deki bölünme sürecinin mimarı olan, sadece 2 parçaya değil, 36 parçaya bölmeyi planlayan, dayattığı talimatlarla Türkiye'nin yapısını bozmayı, Türk milletinin ise bütün değerlerini ortadan kaldırmayı hedefleyen, önümüze Sevr'den de öte maddeler koyan, Türkiye'yi savunmasız bırakmak için elinden geleni yapan AB dost ve müttefik…

Filistinli kardeşlerimizi yıllardan beri kan kusturan, yerlerinden yurtlarından eden, yardım amaçlı giden 9 vatandaşımızı uluslar arası sularda bütün dünyanın gözleri önünde katleden ve özür dahi dilemeyen, bölgede Türkiye aleyhinde gelişen her olayın arkasında bulunan, Türkiye coğrafyası üzerinde hesabı olduğunu da asla gizlemeyen İsrail dost ve müttefik…

Hatta öyle müttefik ki, füze kalkanıyla İsrail'in güvenliğini sağlamak için bütün Türkiye'yi ve Türk milletini feda ediyoruz.  

PKK'yı ve liderlerini içinde barındıran, Türkiye'nin terör tehdidi aldığı bir coğrafyanın yönetiminde bulunan Barzani dost ve kardeş… Doğu sınırımızı kabul etmeyen, Doğu Anadolu bölgemizdeki birçok ilin kendilerine ait olduğunu her fırsatta dile getiren, Türkiye'ye, Türk milletinin değerlerine sürekli hakaret etmekten geri durmayan, Türk milletine katillikle, soykırım yapmakla suçlayan Ermenistan dost ve müttefik;

Türkiye'nin de hakkı olan sularda ABD şirketlerine petrol ihalesi verecek kadar pervasız olan, Türk askerini Kıbrıs'ta işgalci olarak ilan eden, Türk milletine her fırsatta sataşan, KKTC'yi lağvederek Kıbrıs Türk halkının kaderini yeniden 1974 öncesine çevirmek isteyen, Ada'dan Türk hakimiyetini tamamen kaldırmak isteyen Kıbrıs Rum Kesimi dost ve müttefik…

Hatta o kadar dost ve müttefik ki, AKP'nin Kıbrıs'tan da sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay "Federal Kıbrıs için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz" demeci veriyor. 

Ada'da barışın teminatı olan Türk askerinin Ada'da olmadığı, Kıbrıs parlamentosunda Rum çoğunluğun 4'te 3'e çıktığı, paranın, ticaretin, siyasetin, güvenliğin tamamen Rumların eline geçtiği bir federal Kıbrıs'tan bahsediliyor.

Evet, düşmanlıklarını bugüne kadar asla gizlemeyen ve gerçekte bizimle hiçbir zaman dost ve müttefik olmayacak olan bütün bu ülkeler dost ve müttefik kabul ediliyor. Peki, AKP'nin sıfır sorun politikasıyla dostlarımız bunlarsa düşmanlarımız kimler?

1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı'nda Türkiye'ye yardım eden tek ülke olan Libya ve öldürülen lideri Kaddafi… Kaddafi kendisini yok edenlerin safında bulunan Türk Başbakan'ına dostluk ödülü vermişti. Türkiye'den 25 bin işsize ülkesinde iş imkanı sağlamıştı.

Başka? Türkiye'yi bir abi olarak kabul eden, bize güvenen, güvendiği için sırf bizimkilerin hatırına İsrail'e su vermeyi kabul eden, Türkiye aleyhinde en ufak bir icraatı olmayan Suriye… Bundan birkaç ay öncesine kadar Esad ile Erdoğan kanka idi. Esad'da bir değişiklik olmadı ama Sayın Erdoğan akıllara durgunluk verecek şekilde bir anda Suriye'ye tavır aldı.

Sıfır sorun politikasıyla yeni bir düşman daha oluşturuluyor: İran… İsrail'i İran'a karşı koruyacak olan radar sisteminin Türkiye'ye yerleştirilmesi kabul edildi.

Halbuki İran'dan Türkiye'ye son dört yüz yıldır en ufak bir tehdit yok. Türk milletini hep baş tacı etmişler. Türk siyasiler özellikle AKP döneminde hep kendilerine ABD'nin ve İsrail'in mesajlarını getirmesine rağmen, onlar hep bizimkilere dostluk ellerini uzatmışlar.

Velhasıl AKP'nin sıfır sorun politikası, düşmanlarımız düşman olarak kalmasına rağmen onları dost kabul etmek, dostlarımız dost olarak kalmasına rağmen onları düşman bilmek olarak zuhur etti.