Cenab-ı Hak birçok ayetinde, Peygamber efendimiz (s.a.v.) de birçok hadisinde bizlere birlik ve beraberliği emretmektedir:
"Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin." (Hucurat suresi, 10)
"Kendisine apaçık deliller geldikten sonra, parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. Onlar için kıyamet günü büyük azap vardır." (Al-i İmran, 105)
"Siz gerçekten inanıyorsanız Allah'tan korkun, aranızı düzeltin, Allah'a ve Peygamberine itaat edin." (Enfal suresi, 1)
"Allah'a ve Resul'üne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin, sonra korku ve zaafa düşersiniz ve kuvvetiniz elden gider. Bir de sabırlı olun, çünkü Allah sabredenlerle beraberdir." (Enfal suresi, 46)
"Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır." (Müsned, Ahmet bin Hanbel, IV, 375)
"Ruhum kudret elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de hakkıyla iman etmiş olamazsınız." (Sahih-i Müslim)
"Size namaz, oruç ve sadakadan daha faziletlisini haber vereyim mi? Bu, insanların arasını uzlaştırmaktır." (Tirmizi, Sıfatü'l-Kıyame, 56)
Bugün Müslümanlar olarak bu emirlerin gereği bir ve beraber olmamız gerekirken bölük pörçük olmamız, elbette ki büyük bir yanlış içinde olduğumuzu göstermektedir.
Barışın ve insanlığın merkezi olması gereken İslam dünyası, bugün neden kavganın, kaosun, çatışmaların, akan kan ve gözyaşlarının merkezi durumunda? Sizce de burada önemli bir sorun yok mu?
Herkes, farklı bir merkez etrafında kümeleşip, doğru olanın da sadece kendileri olduğunu iddia edince, doğal olarak birlik ve beraberlik de mümkün olmuyor.
Bu ayrılıkları fırsat bilen küresel emperyalist güçler ise, İslam dünyasındaki ayrılık unsurlarını kaşıyarak sömürü hedeflerini bir bir hayata geçiriyorlar.
Birlik ve beraberliğin hangi merkez etrafında olacağı konusu tartışmaya açık bir konu değildir, ayet ve hadislerle belirlenmiştir.
Prof. Dr. Haydar Baş, dünya tarihinde bir ilk olan 14 ciltlik Ehl-i Beyt Külliyatı'nda, Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt eserinde, organize ettiği onlarca Ehl-i Beyt sempozyumu, binlerce Ehl-i Beyt paneli ve de yazdığı yüzlerce makalede delilleriyle beraber bu merkezin Ehl-i Beyt olduğunu vurgulamıştır.
Bu delillerin bazılarını aktaralım:
Tathir ayeti: "Ey Ehl-i Beyt! Yüce Allah sizden, her türlü günahı, haramı, fenalığı, çirkinliği, basitliği uzaklaştırmak ve sizi tertemiz yapmak istiyor." (Ahzab suresi, 33)
Etrafında kenetleşeceğimiz merkez, her türlü kötülükten uzak, güzel ahlaka sahip, tertemiz olması gerekiyor. İşte ayetle de sabittir ki Ehl-i Beyt böyledir.
Meveddet ayeti: "De ki (Muhammedim): Ben, peygamberliğimi tebliğime karşılık sizden, Ehl-i Beyt'imi sevmenizden başka hiçbir ücret istemiyorum." (Şura suresi, 23)
İmam Şafi bu ayet için şunu söylüyor: "Bu ayete göre Ehl-i Beyt'i sevmek farzdır." (Savaiku'l-Muhrika, İbn-i Hacer, s.148,175)
Allah ve Resulü, başka hiç kimse için bunu söylemiyor, sadece Ehl-i Beyt…
Hz. Peygamber Veda Hutbesi'nde şöyle buyurmuştur:
"Ben sizin aranızda iki değerli (ağır) emanet bırakıyorum; onlara sarıldığınız sürece Benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz. Onlar Allah'ın kitabı Kur'an ve Benim ıtretim Ehl-i Beyt'imdir. Bu ikisi, Kevser Havuzu'nun başında Bana tekrar dönünceye kadar asla birbirinden ayrılmazlar." (Sahih-i Müslim, Sahih-i Tirmizi, Nesai, Müsned-i İmam Ahmed ibn-i Hanbel, Tefsir-i İbn-i Kesir, Suyuti'nin Camiu's Sağir'i vs.)
"Benim Ehl-i Beyt'im Nuh'un Gemisi gibidir kim o gemiye binerse kurtulur ve kim o gemiye binmezse helak olur" (Hakim, el-Müstedrek, c.3, s.173, hadis: 4720)
Peki, bu Ehl-i Beyt kimlerden oluşmaktadır:
Hz. Peygamberin hanımlarından Ümmü Seleme'den rivayetle şöyle anlatılıyor:
Resulüllah abasını Hasan, Hüseyin, Ali ve Fatıma'nın üzerine örterek buyurdu ki, "Allah'ım, bunlar Ehl-i Beyt'im ve yakınlarımdır. Onlardan her türlü kötülüğü gider ve onları tertemiz kıl." (Bunun üzerine Ümmü Seleme diyor ki) "Ben de onlardan mıyım ya Resulüllah?" diye sordum. Resulüllah, "Sen hayır üzeresin" buyurdu. (Tirmizi, Sünen, c.5, s.351)
40'ın üstünde Sünni kaynakta geçen bu hadiste Ehl-i Beyt'in kimler olduğu bizzat Peygamber hanımlarının rivayetleriyle ortaya konulmaktadır.
Delillerde de görüldüğü gibi, Allah ve Resulü "Sizin tek ortak paydanız Ehl-i Beyt" diyor, "Onlara sarılın" diyor ama bizler Ehl-i Beyt konusunda İslam dünyası olarak hiçbir şey bilmiyoruz. Bilmediğimiz bir Ehl-i Beyt'i nasıl seveceğiz, bilmediğimiz bir Ehl-i Beyt gemisine nasıl bineceğiz, Kur'an'dan Kevser Havuzu'nun başına kadar asla ayrılamayan bilmediğimiz bir Ehl-i Beyt'e nasıl sımsıkı sarılacağız?
Sunduğu Ehl-i Beyt Külliyatı'yla, Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt teziyle bizim için bilinmez olanı bize tanıtan Prof. Dr. Haydar Baş'a sonsuz teşekkürler…
İslam âleminin birlik ve beraberliği için yapılmış en büyük hizmet; kıymetini bilenler için…
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024