Allah Resulü (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurdular:
"Çocuklarınızı üç şey üzere yetiştiriniz: Benim ve Ehl-i Beyt'imin sevgisi ve Kur'an-ı Kerim okumaları üzerine yetiştiriniz." (Suyuti, Camiu's-Sağir, s.14)
Devletlerin ve milletlerin bekası için gençliğin eğitimi hayati önemdedir. Gençliğini başıboş bırakan, sahip çıkmayan bir milletin yarını asla olamaz.
Gençler, yetişkinliğe doğru adım atarlarken fıtratları gereği kendilerine bir rol model ararlar. Bu doğal bir süreçtir. İşte sağlıklı bir eğitimin önemi bu dönüm noktasında ortaya çıkmaktadır. Eğer sizler gençlerinize bu aşamada doğru bir rol model gösteremezsiniz, o gençlerinizi kaybettiniz demektir.
Bizleri yaratan Cenab-ı Hak ve Allah Resulü, bizlere rol model olarak Ehl-i Beyt'i göstermiştir.
Yani İmam Ali, Hz. Fatıma, İmam Hasan ve İmam Hüseyin efendilerimiz ve de onların soyundan gelen sevilmiş ve seçilmiş Ehl-i Beyt imamları…
Bu rol modeller gerek Sünni kaynaklarda, gerekse Şii kaynaklarda isim isim sayılmışlardır.
Tarihte bir ilk olan 14 ciltlik Ehl-i Beyt Külliyatı ile Ehl-i Beyt'in bu güzide insanlarını bizlerle buluşturan Prof. Dr. Haydar Baş, gazetemizin 3 Mayıs 2016 tarihli "Güzel ahlak numunesi Ehl-i Beyt" başlıklı makalesinde Ehl-i Beyt'in önemini şöyle ifade etmektedir:
"Ehl-i Beyt'in İslam'ın yaşanmasında tek örnek olduğunu ısrarla vurguluyoruz.
İslam dini Kur'an-ı Kerim'in iki kapağı arasında yazılı emirler ve yasaklardan oluşsa da bunların uygulama şekli, Hz. Peygamberin ve sonrasında da Ehl-i Beyt'in hayatında şekil bulur.
Dinimiz sabır der, şükür der, kanaatten, tefekkürden, tevekkülden, cömertlikten, Allah için sevmekten ve Allah için vermekten bahseder.
Bir Müslüman'ın bunları yapabilmesi ise Ehl-i Beyt'in tavrı ile müşahhas örneklere dönüşür…"
Külliyat'taki İmam Ali, Hz. Fatıma ve diğer imamların kitaplarını okuduğunuzda Ehl-i Beyt'in hem manevi hayatımızı ölçülerle şekillendirdiğini, hem de maddi hayatımıza yön verdiğini görüyorsunuz.
Tarihi incelediğinizde dünyaya İslam'ı, medeniyeti, insanlığı Ehl-i Beyt'in ve yetiştirdikleri mümtaz şahsiyetlerin taşıdığını görürsünüz. Dünyada güzellik adına ne varsa, arkasında Ehl-i Beyt'in nefesi vardır.
Ehl-i Beyt'in olmadığı yerde fenalık vardır, çirkinlik vardır, huzursuzluk ve kaos hakimdir.
Sabır nedir sorusunun cevabını İmam Ali'nin hayatının her aşamasında buluyorsunuz.
İbadet nedir, nasıl yapılır sorusunun cevabını günde bin rekat namaz kılan, namaz kılarken ayağındaki ok çıkartıldığı halde duymayan İmam Ali'nin hayatında buluyorsunuz.
Allah için sevmek nedir sorusunun cevabını, Mekkeli müşrikler Hz. Peygamber'i öldürmeye geldiklerinde O'nun ölüm yatağına yatan İmam Ali'nin hayatında buluyorsunuz.
Savaşı Allah için yapmak nedir sorusunun cevabını, savaş meydanında yüzüne tüküren düşmanı, nefsi karıştığı için öldürmekten vazgeçen İmam Ali'nin hayatında görüyorsunuz.
Adalet nedir sorusunun cevabını, "Devletin dini adalettir" muazzam tespitiyle veren, dünya tarihinde ilk olarak yargıtayı, danıştayı, mezalim mahkemelerini kuran, adaletten bir milim sapmayan İmam Ali'nin hayatında buluyorsunuz.
İmam Ali'yi, Hz. Fatıma'yı, İmam Hasan ve İmam Hüseyin'i okuduğunuzda, bir genç nasıl olmalıdır, bir anne, bir baba nasıl olmalıdır, anne baba nasıl sevilmelidir, evlat nasıl yetiştirilmelidir, insanlara nasıl muamele edilmelidir, Allah'ın sevdiği bir kul nasıl olunmalıdır, güzel ahlak nasıl elde edilmelidir, yaşanmalıdır ve daha nice güzelliklerin en mükemmel örneklerini görebilirsiniz.
Prof. Dr. Haydar Baş'a soruyorlar, "Hocam, neden Ehl-i Beyt'i bu kadar sık anlatıyorsunuz" diye, Sayın Baş şu çarpıcı cevabı veriyor: "Onları Allah anlatıyor, Hz. Peygamber anlatıyor, ben niye anlatmayayım?"
İşte bütün bu gerçeklerden dolayı gençlerimize rol model olarak Ehl-i Beyt gösterilmelidir.
Aileler, çocuklarına Ehl-i Beyt'i anlatmalıdır, camilerde Ehl-i Beyt konuşulmalıdır, TV programlarında Ehl-i Beyt gündem edilmelidir.
Her şeyden önemlisi Prof. Dr. Baş'ın müdellel bir şekilde önümüze koyduğu 14 ciltlik Ehl-i Beyt Külliyatı okullarımızda ders kitabı olmalıdır.
Hatta Sayın Baş'ın ifade ettiği gibi, bir Ehl-i Beyt Üniversitesi kurulmalıdır.
İlim şehrine açılan kapı, Hz. Peygamber'in ifadesiyle, İmam Ali kapısı olduğuna göre, bu üniversite emin olun ki bizleri ve tüm insanlığı çok büyük bir ilmi hazineyle buluşturacaktır.
Yazımıza Hz. Peygamberin sözleriyle başladık yine O'nun sözleriyle bitirelim:
Hz. Peygamber (s.a.v.) bir gün Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in ellerinden tuttu ve şöyle buyurdu:
"Bir kimse Beni severse ve şu ikisini (Hasan ve Hüseyin) bir de bunların anasını (Hz. Fatıma) ve babasını (İmam Ali) severse, kıyamet gününde dereceleri Benimle beraber olur." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hüseyin, s.119; Tirmizi, Sünen, Menakıb, 31; İbn Sa'd, Tabakat, c.3, s.19,20)
Allah bizlere Ehl-i Beyt'i sevmeyi nasip eylesin, şefaatlerinden mahrum etmesin.
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024