Ayet ve hadislerle sabittir ki, Ehl-i Beyt, Rasulullah (s.a.v), Hz. Ali (a.s.), Hz. Fatıma (a.s.), Hz. Hasan (a.s.) ve Hz. Hüseyin (a.s.)'dir.
Ehl-i Beyt'in tertemiz olduğunu beyan eden Tathir ayetinin bu saydığımız beş kişi hakkında olduğuna dair Hz. Peygamberin bizzat hanımlarının rivayeti vardır.
Peygamberimizin hanımlarından Hz. Ümmü Seleme'nin rivayetini daha önce birçok kez aktarmıştık, dilerseniz bugün yine Peygamberimizin hanımlarından Hz. Aişe'nin rivayetini aktaralım.
Sünni İbn-i Kesir (cilt 12, sayfa 6524) , Hz. Aişe ile ilgili şu rivayeti aktararır:
İbn Hatim der ki:
"Bana babam Avam ibn Havşeb'den nakletti ki, onun amcası şöyle dedi: Babamla beraber Hz. Aişe'nin yanına gittik. Ben ona Hz. Ali'den sual ettiğimde Hz. Aişe dedi ki:
"Sen bana insanların arasında Rasulullah'ın en çok sevdiği birinden sual ediyorsun. O'nun nikâhı altında Peygamberin kızı vardı ve O Peygamber insanların en sevgilisi idi. Ben Hz. Peygamberin Ali'yi, Fatıma'yı, Hasan ve Hüseyin'i çağırıp üzerlerine elbisesini attığını, sonra 'Allah'ım, Benim Ehl-i Beyt'im işte bunlardır, onların eksikliğini gider ve onları tertemiz kıl' diye dua ettiğini gördüm."
Hz. Aişe der ki: Ben Hz. Peygambere yaklaşıp, "Ey Allah'ın Resulü! Ben Senin Ehl-i Beyt'inden değil miyim?" dedim. Hz. Peygamber, "Sen bir kenara çekil, çünkü Sen Benim için seçilmişsin" dedi.
Yani Ümmü Seleme Annemiz gibi Hz. Aişe de Sünni kaynaklarda geçen bu hadisle, "Ben de Ehl-i Beyt'ten değilim" diyor.
Hz. Aişe'nin rivayet ettiği, 40 Sünni kaynakta geçen ve "Kesa Hadisi" olarak da bilinen benzer bir hadis de vardır.
Burada bizzat sınırları çizilen Ehl-i Beyt, Hz. Peygamber'le sadece akrabalık bağı olanlar olmayıp, insanlığın kurtuluşunun anahtarı olan ve Hz. Peygamberin getirdiği dini kıyamete kadar taşıyacak olan kadronun adıdır.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifadesiyle, "Ehl-i Beyt, Kur'anın canlı numuneleridir."
Ve onların isimlerini bizzat Cenab-ı Hak belirlemiştir ve Hz. Peygamber de bunu birçok kez, değişik ortamlarda ilan etmiştir.
Sünni İbn Mağazali (Menakib-ü Ali bin Ebi Talib, sayfa 339), Ebu Said el Hudri'den şöyle rivayet etmektedir:
"Şanı yüce olan Allah'ın buyurmuş olduğu 'İki denizi birbirine kavuşmak üzere bırakıverdi. Fakat, ikisi arasında hadlerini tecavüz ve hususiyetlerini ifna etmeye mani bir berzah vardır… Bu denizden inci ve mercan çıkar' (Rahman, 19-22) ayetindeki 'iki deniz'den maksat Ali ve Fatıma'dır. İkisi arasında duran berzah ise Rasulullah (s.a.v)'dir. İki denizden çıkan inci ve mercan ise Hasan ve Hüseyin'dir."
Kaynaklarda da ifade edildiği gibi, Cenab-ı Hak, birçok ayetinde Ehl-i Beyt'i farklı şekillerde, farklı örneklerle hep övmüştür, onların üstünlüğünü belirtmiştir.
Hz. Peygamber (s.a.v), "Ehl-i Beyt'im Nuh'un gemisi gibidir, ona binen kurtulur, binmeyen helak olur gider" buyurmaktadır.
Kaynaklar, Ehl-i Beyt'in bu özelliğinin, Hz. Âdem'den kıyamete kadar olduğunu göstermektedir.
Sünni kaynaklar, Hz. Âdem'in Cenab-ı Hak tarafından affedilmesinin sebebini, "Ehl-i Beyt'in isimlerini tek tek sayarak Allah'tan af dilemesi" olarak aktarır.
Sünni Abdurrahman bin El-Kemal Celaleddin el-Suyuti, Durrü'l-Mensur kitabında (cilt 1, sayfa 147) şunları yazmaktadır:
Ayet-i kerimede, "Âdem, Rabbinden bir takım kelimeler telakki etti ve alıp hıfzetti. Bu kelimelerle tevbe edip yalvardı" buyurulur (Bakara, 37).
Abdullah ibni Abbas, Rasulullah (s.a.v)'e sordu:
"Âdem, Allah'a hangi kelimelerle yalvardı da, O'nu bağışladı?"
Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
"Âdem Allah'a şöyle yalvarmıştı: 'Ey Rabbim! Muhammed (s.a.v), Ali (a.s.), Fatıma (a.s.), Hasan (a.s.), Hüseyin (a.s.) hakkı için Beni bağışla.'
Allah da bu yalvarışından dolayı O'nun tövbesini kabul etti."
Allah sevdiği, seçtiği ve sevilmesini farz kıldığı bu güzide insanların şefaatlerinden bizleri mahrum eylemesin.
Tarihte eşi olmayan Ehl-i Beyt Külliyatı'yla, dünya insanlığının kurtuluş reçetesi olan "Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt" teziyle bizleri bu gerçeklerle buluşturan Prof. Dr. Haydar Baş'a sonsuz teşekkürler.
Hz. Peygamberin, unutulan bir hadisin yeniden yaşatılmasına yönelik övgülerini dikkate aldığımızda; seçilmişliği ayetlerle ve hadislerle sabit, İslam'ın özü olan Ehl-i Beyt ruhunun yeniden canlandırılması, elbette ki tarihin dönüm noktasıdır.
Daha detaylı bilgi için mutlaka Prof. Dr. Baş'ın Ehl-i Beyt Külliyatı'nı ve Hz. Fatıma eserini temin edip okuyunuz.
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024