bir tiyatrodan ibaret olduğunu söyleyen BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, "İthal mamullerinde artış varsa Türkiye tam batıyor demektir. Bu çöküşün ifadesidir" dedi.
l Büyümeden bahsedilemez
Bir taraftan büyümeden bahsedilirken diğer taraftan işsizliğin alabildiğine arttığına dikkat çeken BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, işsizliğin artıyor olduğu bir ortamda ekonomide büyümeden bahsetmenin hiç bir mantığın kabul etmeyeceği bir olgu olduğunu söyledi.
l İşçide, memurda para yok
"Tiyatro oynuyorlar. Türkiye'de büyüme filan yok" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle konuştu: "Bunlar ticareti bilmiyorlar. Üretim yapıyorsun, Pazar bulamıyorsun. Bu, Tüccarın iflasıdır. Ben ikaz etmiştim. 'Kesinlikle kredi almayın. Çünkü ödeyemeyeceksiniz' demiştim. Çünkü Türkiye'de en mühim problem pazar problemidir. Çünkü pazara giden insanın cebinde para yok. İşçide, memurda, orman köylüsünde, tarım kesiminde para yok."
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, son günlerde sıkça gündeme getirilen ekonomide büyüme konusu üzerinde bir değerlendirmede bulundu.
Büyüme değil
çöküş yaşanıyor
Bir taraftan büyümeden bahsedilirken diğer taraftan işsizliğin alabildiğine arttığına dikkat çeken BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, işsizliğin artıyor olduğu bir ortamda ekonomide büyümeden bahsetmenin hiç bir mantığın kabul etmeyeceği bir olgu olduğunu söyledi. "Tiyatro oynuyorlar. Türkiye'de büyüme filan yok" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle konuştu:
"Bunlar ticareti bilmiyorlar. Üretim yapıyorsun, Pazar bulamıyorsun. Bu, Tüccarın iflasıdır. Ben ikaz etmiştim. 'Kesinlikle kredi almayın. Çünkü ödeyemeyeceksiniz' demiştim. Çünkü Türkiye'de en mühim problem pazar problemidir. Çünkü pazara giden insanın cebinde para yok. İşçide, memurda, orman köylüsünde, tarım kesiminde para yok. Hayvan üreticisi zaten aradan çıktı. Esnafta para yok. Pazardan kim ne alacak? Böyle bir ülkede üretimmiş, büyüme imiş; bütün bunlar tiyatrodur. 'İthalatta artış var' deniliyor. O zaman bunun adı batıştır. İthal mamullerinde artış varsa Türkiye tam batıyor demektir. Elindeki döviz çıkıyor. Yerine gelmesi mümkün değil. Bu, büyük bir ekonomik felaketi, mali bunalımı getiriyor, demektir. O zaman bunun adına büyüme değil çökme denir. Yabancıların mamulünü alıyorsun. Kendi mamulünü değil. Yani Türkiye'yi yabancılara pazar yapıyorsun. O gelen mamulleri de bizim tüketici kesim dediğimiz kesim, işçi, memur, fakir, fukara almıyor. Eskiden burjuvazi denilen sınıfın insanları alıyor. Asıl tüketici sınıfta olan ise parmağını yalıyor. Yüzde beş insanın kullandığı mamuller satışında artış var ama yüzde 95'inkinde eksilme var. Bu, ekonominin çöküşüdür. Türkiye hiç iyi yerlere gitmiyor."
Tüketici güçlendirilmeden büyüme olmaz
Türkiye'de ekonominin büyümesi, üretimin artması, sıkıntıların son bulması için tüketim sınıfının ayağa kaldırılması gerektiğini söyleyen BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi:
"İki yıl evvel biz bunu ilk defa gündem ettiğimiz zaman gazetecisinden, ilim adamına kadar hepsi kulağını tıkıyordu. Şimdi baktılar ki tüketim olmadan üretim de olmuyor. Elhamdülillah yazarlar bunu demeye başladılar. Peki niye beni zamanında dinleyip de bunu millete mal etmediniz? Üretimin olması tüketime bağlıdır. Bir şeye ihtiyaç olacak ki o şey rahatlıkla üretilebilsin. Piyasada 10 bin insan var, sen 100 bin kalem üretiyorsun. O zaman bu 10 bin insana bu 100 bin kalemi tükettirmen lazım. Tüketici tüketecek, üreten de ondan sonra 'benim malım pazar buldu' diye tekrar tekrar üretmeye başlayacak. Yani tüketim olursa üretim olur. Tüketim olmazsa üretim olmaz. Olur, ama depoda olur. Üretirsin depoya koyarsın. Bunun adına da büyüme dersin. Tiyatro oynarsın, kendini kandırırsın. Kredi aldı isen de vadesi geldiği zaman pişman olursun. Son pişmanlık da fayda etmez."
Türkiye'nin
ihtiyacı çözüm
Tüketimin olması için de mutlaka pazarın ayağa kaldırılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, pazarın ayağa kalkmasının da patenti kendilerine ait olan sosyal devletin hayata geçirilmesinden geçtiğini belirtti. Prof. Dr. Haydar Baş şöyle dedi: "Pazarın ayağa kalkması için sosyal devletin faaliyet göstermesi, vazifesini tam yapmamsı lazımdır. Bu ne demektir? Memurun, işçinin cebine yüzde yüz daha fazla paranın girmesi, ev hanımlarının cebine hiç yokken maaş adı altında paranın girmesi, yetiştirdiği yavruların cebine paranın konması, ailenin ayağa kaldırılması, yaşlısının elinden devletin tutması, onu da maaşa bağlaması, hülasa orman köylüsüne, tarımcısına, hayvancısına, sanayicisine, esnafına faizsiz krediler verilmesi, önlerinin açılması lazımdır. O zaman herkesin cebinde para olduğu için tüketim bire on, bire yirmi artar. Bire yirmi tüketim arttığı zaman üretim de o nispette artar. Türkiye'nin bu anlayışa ihtiyacı vardır. Bu çok yeni, çok bambaşka bir anlayıştır. Kurtuluş bu anlayışın Türk ekonomisine hakim olmasından geçer. Aksi takdirde hepimiz açlığa talim ederiz."