Ekonomide bulutları kaldıran lider

Bir iş adamıyla konuşuyorum, bana şunları dedi:"Ekonomi konusunda birçok uzman, akademisyen, işadamı konuşuyor, yorumlar yapıyor. Anlattıklarının çoğunu anlamakta zorluk çekiyorum. Ama Prof. Dr. Haydar Baş Bey programlarında, konuşmalarında neyi anlatıyorsa aklıma yatıyor, anlıyorum. Artık ekonomi bize eskisi gibi soğuk değil."Sayın Baş'ın ekonomi yorumlarıyla ilgili, işçiden, çiftçiden, memurdan, kısaca toplumun her kesiminden benzer sözleri duyabilirsiniz.Evet. Haydar Baş Bey'in ortaya koyduğu ekonomik anlayış, sadece dünya çapındaki bilim adamlarını hayran bırakmakla kalmamış, aynı zamanda ekonomi ilmini fildişi kulelerden indirerek herkesin istifade edebileceği ve katkı sağlayabileceği bir noktaya getirmiştir.Bunun önemi nedir?Özellikle Atatürk'ün vefatından sonra, Türkiye'de görev alan bütün siyasilerimiz Batı kaynaklı ekonomi modellerini çözüm olarak ele almış ve yabancı ekonomi uzmanlarının tavsiyelerine göre ekonomimizi şekillendirmeye çalışmışlardır.Bunun neticesinde ülkemiz üzerinde zaten asırlara varan hedefleri olan Batılılar da bu fırsatı değerlendirerek ekonomimizi bataklığa sürükleyen, çözümü zorlaştıran adımları bize attırmışlar ve bugün olduğu gibi ancak borçla dönebilen, kendi imkanlarını kullanamayan, potansiyelini her gün kaybeden ekonomik bağımlılığı had safhada olan bir ülke konumuna gelmişiz.Batılılar ve de onların yerli taşeronluğunu yapan siyasilerimiz ve aydın geçinenlerimiz, vatandaşın her türlü sorusuna karşılık çerez mahiyetinde bir takım yanlış mantıklar üretmişler ve vatandaşı oyalamışlardır.Nedir bunlar?Yok efendim, para basınca enflasyon olurmuş.Başka? Yabancı sermaye olmadan asla kalkınma olmazmış.Türkiye'nin kendi kaynaklarını, madenlerini işleyebilecek teknolojisi yokmuş.Türkiye AB olmadan, ABD olmadan hiçbir adım atamazmış.IMF'siz Türkiye ekonomik problemlerini çözemezmiş.Türkiye'de petrol, altın vb. yeterli değilmiş, hatta petrolün kalitesi düşükmüş. Petrol çok derindeymiş, biz çıkaramazmışız.Türkiye'de talep enflasyonu varmış, bu sebeple talebin kısılması, bunun için de piyasadan vatandaşın cebinden para çekilmesi lazımmış. Daha neler neler?Hatta kendi 80 milyon insanına hala iş bulamayan AB için "AB bize iş bulacak, aş bulacak" bile dediler. Garabetin böylesi?Utanmasalar, "Bu ülkede biz yaşamayalım, gelsin Batılılar yaşasın, biz de onlara uşaklık edelim" diyecekler, ama şu an için buna milletin hazır olmadığını biliyorlar. Fakat yavaş yavaş o noktaya geliyorlar.Yıllarca bu safsataları halka yutturmaya çalışan siyasilerimiz ve onların Batılı efendileri, Prof. Dr. Haydar Baş Bey ortaya çıkıp, "hayır, bunların hepsi yalan, bir kandırmaca" deyip gerçekleri bir bir ortaya koyunca, ekonomik gerçekleri Milli Ekonomi Modeli adı altında yepyeni bir proje olarak kitap haline getirince, üstelik bu kitap yüzlerce bilimadamı tarafından Nobel'e de aday gösterilince paçaları tutuştu. "Eyvah" dediler, "Tahtımız sarsılıyor".Sayın Baş siyasete girmeden önce bu dahiyane ve takdir edilen ekonomi çözümlerini aklınıza gelen birçok siyasi parti liderine götürdü ve uygulanması durumunda elinden gelen yardımı göstereceğini söyledi. Ama kendi çıkarlarını müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit eden taşeron siyasilerimiz, kendi çıkarlarını milletin çıkarlarından daha fazla önemsediğinden bu masumane teklife red cevabı verdiler.Halbuki çözüm sadece milli bir ekonomik modeldi ve Türkiye'nin bu modeli hayata geçirmesi için kaynakları, askeri, genç ve çalışkan bir milleti vardı. Bütün şartlar Türkiye'nin milli bir ekonomik hamleyle şaha kalkması ve kainat devleti olması için uygundu.Ama dedik ya, şahsi çıkarlar daha ağır basıyordu. Hem çalışmadan, "besleme" olarak cebe para koymak varken, neden çalışarak kazanma yolu gibi zor ve meşakkatli bir süreç tercih edilmeliydi? İşte siyasilerimizin mantığı buydu.Zaten bu sebeple Atatürk büyük adamdı. Çünkü o milletini, ülkesini, bağımsızlığı ve bu uğurda çalışmayı tercih etmişti. Yani birilerine zor geleni o başarmıştı. Esasen birilerine zor gelen, özünde bir sevda olduğundan dolayı Atatürk için oldukça kolaydı. Ferhat bir sevdası uğruna dağları delmemiş miydi?İşte Prof. Dr. Haydar Baş Bey'de de bu sevdayı görüyoruz. Yoksa her türlü zorluğa rağmen sırf milleti esareti yaşamasın diye bu kadar gayret etmesini başka nasıl izah edebilirsiniz?Ama şu bir gerçek ki, samimi niyetle yapılan hiçbir gayret, atılan hiçbir adım bu güne kadar asla boşa çıkmamıştır.