Zekeriya Öz, Celal Kara, Fikret Seçen, Mustafa Bilgili, Halil İbrahim Kütük, Süleyman Savut gibi daha yüzlerce hakim ve savcılar henüz firar etmedikleri gibi görevdeydiler. Bekir Bozdağ'da aynen bugünkü gibi Adalet Bakanı idi.
Zamanın başbakanı Erdoğan 28 Mayıs 2013 günü TBMM'deki AKP Grup Toplantısı'nda; 'İki tane ayyaşın yaptığı yasa, sizin için muteber oluyor da, inancın emrettiği bir gerçek, bir vaka, niçin sizler için reddedilmesi gereken bir olay haline geliyor' cümlelerini kuruyordu.
FETÖ'nün savcı ve hakimleri bu sözlerde hiçbir kasıt, ima, hakaret içeriği görmediği gibi diğer hakim ve savcılarda görmedi. Bekir Bozdağ ise zaten o işleri hiç bakmıyordu.
Devran birilerinin istediği şekilde döndürüldü. Zekeriyalar, Celaller, Mustafalar bir gece ansızın ülkeden firar ettiler. Adil Öksüz ise gün ışığında gitti.
Başta Erdoğan olmak üzere Bekir Bozdağ ve diğer rütbeliler rakamlar vererek, 'yargıdan FETÖ'yü temizledik' dediler. Yerlerine kimi aldınız, sorusuna ise cevap vermediler!
Zaman akmaya AKP'nin adalet ve özgürlük vurguları da sıklaşmaya devam ediyordu.
31 Mart 2019 yerel seçimleri yapıldı ve AKP başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerde hezimet yaşadı. Ama İstanbul'un hezimeti kabul edilemezdi.
Cumhurbaşkanlığı sistemi için % 50 artı 1 kişi oyu yeter, diyenler İBB koltuğu için artı 15 bin oyu kabul etmedi.
Nedenini de, 'hiçbir şey olmamışsa bile illaki bir şey olmuştur' mantığıyla açıkladılar.
Haliyle görev YSK'ya düştü. YSK inceledi, saydı, saydı ve başkanın oyu ile oy çokluğu ile seçimlerin tekrarına karar verdi.
Seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu bu karar için '31 Martı iptal ettirenler ahmaktır' demişti.
Tekrarlanan seçimde artı 800 bin kişi Ekrem İmamoğlu 'ahmak, demekle haklıdır' demişti.
'Ağzından salyalar akıyor, bunlar çürük, bunlar sürtük, mankafa, şerefsiz, ölü sevici, çakal, adiler, cibilliyetsiz, zürriyetsiz, be hey densiz, be hey kanun tanımaz, ahlak bilmez, haysiyet fukarası, sefil, zavallı, gafil, namert, kifayetsiz, yüzsüz, kucaktan kucağa gezen ana muhalefet başkanı, edepsiz, çirkef, sahtekar, düzenbaz, yalancı, şerefsiz, alçak, uzay yaratığına benziyor' gibi nice cümle ve hitaplar suç unsuru bulamayan savcılarımız 'AHMAK' tabirinde büyük bir suç unsuruna rastladılar.
Hemen bir savcımız sırf vicdanının sesini dinleyerek, 'ahmak' tabiriyle eski YSK Başkanı Sadi Güven'in de aralarında olduğu 11 kişinin mağdur olduğunu gerekçe göstererek İmamoğlu hakkında 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası istedi.
Dosyayı inceleyen hakim heyeti, 'kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme şekilde hakaret' suçu işlendiğine hükmederek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdı.
Bu kararın siyasi, sosyal, ekonomik sonuçları yanında ülkemiz itibarı açısından da sonuçları olacaktır.
Ama nasıl ki deniz, kendinden alınanı daha fazlasıyla geri aldığı gibi adalette, kendini kullananları daha farklı şekilde tartacaktır. Kazanan ise Ekrem İmamoğlu'dur.
Hangi cumhurbaşkanı kaç dava açtı?
Aşağıdaki rakamlar bile toplumsal olarak nasıl kindarlaştırıldığımıza ve de yasakları kaldıracağız, diyenlerin nasıl yasakçı olduklarına delil olarak yeter.
Kenan Evren'den Abdullah Gül'e toplam 1,816 'cumhurbaşkanına hakaret' davası açılmış. Detaylar:
Süleyman Demirel - 158 dava
Ahmet Necdet Sezer - 163 dava
Turgut Özal - 207 dava
Kenan Evren - 340 dava
Abdullah Gül - 848 dava
Recep Tayyip Erdoğan: Soruşturma sayısı 194 bin 142, dava sayısı 44 bin 675. Son sekiz yılda verilen mahkûmiyet kararı 16 bin 993. Bunların 4 bin 864'ünü hapis cezası.
Slogan neydi? Yaparsa AKP yapar.
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025