"Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
Tarih'i tekerrür, diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?" diyordu milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy.
Tarihten ders alma konusunda bütün milletler ve devletler hemfikirdir. Hele devlet yönetiminde bulunanların tarihi çok iyi bilme ve analiz etme vasfına sahip olmaları da şarttır.
Ama ülkemiz siyasetçileri tarih bilgisinde de, tarihi anlama, o günün şartlarında yoğurma ve ders çıkarma noktasında da çok geride kalmışlardır. Bundan olsa gerek ki, tarih ha bire tekerrür ediyor.
İktidar partisinin geçmişten beri bir 'Osmanlıcılık' damarı olduğu malum. Siyaset meydanlarında sanki tarih Osmanlı ile başlamış gibi bir tablo çizdiler.
İktidar da oldular. Ama tarihi öğrenmek, tarihten ders almak yerine birilerinin anlattığı veya kendilerinin tasavvur ettikleri tarihi ve tarihi kişilikleri anlatmaya, öne çıkarmaya ve onlar üzerinden kendilerine bir pay çıkarmaya devam ediyorlar.
Sayın Erdoğan, Osmanlıyı, özellikle 2. Abdülhamit'i dilinden düşürmüyor. O dönem dünyanın üç büyük donanmasından birine sahip Osmanlı donanmasını, sırf Sarayı korumak için Haliç'e demirleten ve çürüten 2. Abdülhamit'in adını Sayın Erdoğan sondaj gemisine verdi.
Sorun mu? Asla. Sorun tarihten ders çıkarmamak ve güncel siyasete tarihi alet etmek.
Bilgi çağındayız. Arama motorlarına isim yazıyorsun ta genetiğine kadar bütün bilgileri önüne seriyor.
Örneğin padişahların gayri müslim kadınlara olan ilgisini bilmiyorduk, öğrendik.
Padişahların, babalarını nasıl devirdiklerini bilmiyorduk, öğrendik.
Hele sırf koltuk için kundaktaki bebeklerden, amca, yeğenlere kadar olan kardeş katliamlarını bilmiyorduk, öğrendik.
Üçüncü Mehmed'in tahta çıkar çıkmaz idam ettirdiği 19 kardeşinin mezarının Ayasofya'da olduğunu bilmiyorduk, öğrendik.
Saraydaki o şaşalı yaşamı, içki, şarap listelerini vs. Osmanlı arşivlerindeki belgeleriyle gördük, öğrendik.
Bir karış toprak vermedi, denilen 2. Abdülhamit döneminde iki Türkiye büyüklüğünde toprak kaybedildiğini öğrendik.
2. Mahmut ile başlayan ve 2. Abdülhamit döneminde zirveye çıkan 'yabancı okulları' ve bu okullardaki misyonerlik faaliyetlerini bilmiyorduk, öğrendik.
Abdülhamit'e gelirsek! Kitaplarda, 'dağılma aşamasındaki Osmanlıyı 33 yıl ayakta tutmayı başardı' diye yazılıyor.
Siyasette ise Allah dostu, İslam halifesi, cennet mekan, olarak tanımlanıp, eleştirenler üzerinden siyasi rant sağlayan malum cümleler kuruluyor.
2. Abdülhamit devleti nasıl yönetti, diye arama motoruna yazdım. Karşıma çok ilginç bilgiler çıktı. Emin olun 20'den fazla siteye girdim. Bilgiler doğru.
2. Abdülhamit devleti gayri müslim bir hükümet ile yönetmiş. Bir kaçını not almıştım!
"II. Abdülhamid döneminde devletin merkez dairelerinde çalışan Ermeni memurların sayısı 2633'tür. Bunların 40'ı Maliye Nezareti'nde, 202 ise Hazine-i Hassa Nezareti'nde görev yapmıştır.
1877 öncesinde Hariciye Nezâreti'nde görev alan 128 Gayrimüslim arasında 69 Ermeni, 29 Rum, 10 Avrupalı ve 8 Arap Hıristiyan'a karşılık yalnız beş Yahudi kökenli memur bulunmaktaydı. İşte örnekler:
2. Abdülhamit'in özel doktoru Rum Spiridion Mavroyeni. Diş hekimi Yahudi Sami Günzberg.
Ermeni Nişan Efendi basın danışmanı, Rum Teodor Kasap Saray Kitapçıbaşısı, Ermeni Sarkis Balyan Mimarbaşısı.
Ermeni Artvin Dadyan Paşa, Dışişleri Bakanı
Rum Agop Paşa şahsi emlakçısı daha sonra Maliye Bakanı
Rum Aleksandros Karatodori Paşa Bayındırlık Bakanı
Ermeni Ohannes Efendi Ticaret Bakanı
Ermeni Ohannes Sakızyan Maliye Bakanı
Ermeni Miamili Portakalyan Maliye Bakanı
Osmanlıyı yurt dışında kimler temsil ediyordu? Yani Osmanlının büyükelçileri kimlerdir?
Y. Fotiades Bey ve Gobdan Efendi Atina, Azaryan Efendi Belgrad, E. Karatodori Efendi'nin Brüksel, Blak Bey Bükreş, Yanko Karaca, Misak Efendi ve Aritraki Efendi Lahey, K. Musurus Paşa, Alfred Rüstem Paşa ve Antopulo Paşa Londra…
Naum Paşa Paris, S. Musurus Bey ve Y. Fotiades Bey Roma, Nikola Gobdan Efendi Sofya, A. Vogorides Paşa Viyana, L. Aristarki Bey ve A. Mavroyeni Bey' Washington'da Osmanlı devletini temsil ediyor.
Ya Osmanlı valileri
Şarkî Rumeli Valileri Sava Paşa, Aleko Vogorides Paşa, Gavril Paşa Hristoiç, Alexandre de Battenberg, Ferdinand de Saxe-Cobourg et Gotha.
Sisam Beyleri; Mişel Gregoriyadis Bey, Aleksander Mavroyeni Bey, Yanko Vitinos Bey, Kostaki Karateodori Paşa, Yorgi Yorgiadis Efendi, Andrea Kopasis Efendi,
Cebelilübnan Sancağı Mutasarrıfları Vasa Paşa, Naum Paşa, Yusuf Franko Paşa.
Konsolos ve kâtipliklerde çalışanların çoğu Ermeni ve bilhassa Rum memurlar oluşmakta idi. Ordunun komuta kademesinin çoğu da gayri Müslimlerden oluşuyordu. ( Geniş bilgi için bknz. Son Dönem Osmanlı Erkân ve Ricali)
2. Abdülhamit'e özel hayranlığınız olabilir, yaptıklarına hak verebilirsiniz, o'na benzemekte isteyebilirsiniz. Bu sizin sorununuz.
Ama NAS açık, yapılanlar ortadayken İslam Halifesi, Allah dostu diyerek Osmanlıyı yüceltip, cumhuriyeti kötülemeye kalkarsanız emin olun NAS çarpar.
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025
- Sözde ‘Terörsüz Türkiye’ye’ feda edilen değerlerimiz / 28.06.2025
- NATO toplantısı öncesi ve sonrası / 27.06.2025
- İsrail, ABD-İran savaşından 15 ders / 26.06.2025
- Türkiye, BOP’un neresinde? / 24.06.2025
- TBMM’deki rezalet BOP’un parçasıdır / 23.06.2025
- Çay, buğday derken sıra zeytinde / 22.06.2025
- 10 kez fullemek için önce bir araba lazım / 21.06.2025
- Allah'ın dininde renkten renge girip kaypaklık etmeyin / 20.06.2025