Bilmem hiç dağ başında mahsur kaldınız mı? Tipi ile tanışıp kar ile karşılaştınız mı ve boran ile boğuştunuz mu? Kara kışta, dağların yegane kralı, ferman üstüne ferman yayınlayan fırtınadan, karla karışık suratınıza suratınıza tokat yediniz mi?
Siz, bir rampayı tın tın tırmanırken, üstten aşağı başına buyruk tozu dumana katarak gelen ve kendini kayak pistinde zanneden bir tırın rüzgarından bariyerlere savruldunuz mu hiç?
Sürücülerin asla söz geçiremediği, özgürlüğüne kavuşan irili-ufaklı her çeşit arabanın keyiflerine göre yolun ortasına park ettiği, hatta kafalarını koçlar gibi birbirine tokuşturarak şakalaştığı bir trafik curcunasına rastladınız mı hiç?
Arabanızın silecekleri, üç-beş dakika içinde yüklendiği buz tabakası yüzünden sağa-sola hareket edemeyecek duruma geldi mi? Ya, arabanızın lastiklerine zincir takarken, fırtınanın gelip gelip ötelere fırlattığı oldu mu hiç?
Yolun yokuş, zeminin buz olduğunu, bu yüzden yürüyemediğini ileri sürerek tüm yolcularını indiren ve inen yolcuların iteklemesi ile hareket etip tepeye kadar bir daha durmayan otobüsün yolcularının kadın-erkek, çoluk-çocuk kardan adam vaziyetinde sağa-sola savrularak yokuşu tırmandıklarına rastladınız mı?
Yumurta gibi bembeyaz dağların eteklerinde yol alırken birden bire yolunuzun tam orta yerinde bir kar tepeceği oluştu mu? Yanı başınızdaki arkadaşınızın sesini duyamayacak kadar, rüzgarın ıslık sesini yüksellttiğine şahit oldunuz mu?
Bu günlerde, bizim gibi Doğuanadolu'da iller ve ilçeler arasında seyahat ediyorsanız yukarıdaki sahnelerden birini, belki bir kaçını bizzat yaşamanız ya da yaşandığına şahit olmanız muhtemeldir.
Bu bölgede yaşayan insanların kış aylarında neler çektiğini, zorunlu ulaşım ihtiyaçlarını hangi şartlarda nasıl giderebildiklerini televizyon ekranlarından seyrederek anlamanız mümkün değildir. Bizzat bu kervanın içinde olmanız, kara saplanıp kalan, ya da kendi burnunun doğrultusunda gitmekte direnen aracın ya direksiyonunda veya yolcularından biri olmanız gerekiyor.
Kemal Alkan'la birlikte, bölgeyi gezerken, özellikle 2250 rakımlı Sarıkamış'a uğradığımızda, tam da bugünlerde, kara kışın tam ortasında bu dağlara sürülen ve kurda-kuşa yem edilen 90 bin vatan evladını, şüheda ecdadımızı düşündüm. "Böyle bir karara imza atan Enver Paşa ve ekibinin, nasıl da Almanların gazına gelerek gencecik insanları karakışın ölümcül, dondurucu kucağına attıklarını düşündüm ve hatanın, basiretsizliğin, firasetsizliğin bu kadarına da yazıklar olsun dedim.
Bu cennet vatanın hangi bedel karşılığında vatan yapıldığını ve hangi şartlar altında bekçiliğinin devam ettiğini anlayabilmek için, özellikle içinde bulunduğumuz aylarda bölgenin gezilmesini herkese tavsiye ediyorum.
"Erzurum dağları kar ile boran
Aldı yüreğimi de derd ile verem
Sizde de bulunmaz mı bir kurşun kalem
Yazam arzuhalimi de yare gönderem" türküsünü, bir de karlı dağların sırtında dolaşırken dinleyin.
Siz, bir rampayı tın tın tırmanırken, üstten aşağı başına buyruk tozu dumana katarak gelen ve kendini kayak pistinde zanneden bir tırın rüzgarından bariyerlere savruldunuz mu hiç?
Sürücülerin asla söz geçiremediği, özgürlüğüne kavuşan irili-ufaklı her çeşit arabanın keyiflerine göre yolun ortasına park ettiği, hatta kafalarını koçlar gibi birbirine tokuşturarak şakalaştığı bir trafik curcunasına rastladınız mı hiç?
Arabanızın silecekleri, üç-beş dakika içinde yüklendiği buz tabakası yüzünden sağa-sola hareket edemeyecek duruma geldi mi? Ya, arabanızın lastiklerine zincir takarken, fırtınanın gelip gelip ötelere fırlattığı oldu mu hiç?
Yolun yokuş, zeminin buz olduğunu, bu yüzden yürüyemediğini ileri sürerek tüm yolcularını indiren ve inen yolcuların iteklemesi ile hareket etip tepeye kadar bir daha durmayan otobüsün yolcularının kadın-erkek, çoluk-çocuk kardan adam vaziyetinde sağa-sola savrularak yokuşu tırmandıklarına rastladınız mı?
Yumurta gibi bembeyaz dağların eteklerinde yol alırken birden bire yolunuzun tam orta yerinde bir kar tepeceği oluştu mu? Yanı başınızdaki arkadaşınızın sesini duyamayacak kadar, rüzgarın ıslık sesini yüksellttiğine şahit oldunuz mu?
Bu günlerde, bizim gibi Doğuanadolu'da iller ve ilçeler arasında seyahat ediyorsanız yukarıdaki sahnelerden birini, belki bir kaçını bizzat yaşamanız ya da yaşandığına şahit olmanız muhtemeldir.
Bu bölgede yaşayan insanların kış aylarında neler çektiğini, zorunlu ulaşım ihtiyaçlarını hangi şartlarda nasıl giderebildiklerini televizyon ekranlarından seyrederek anlamanız mümkün değildir. Bizzat bu kervanın içinde olmanız, kara saplanıp kalan, ya da kendi burnunun doğrultusunda gitmekte direnen aracın ya direksiyonunda veya yolcularından biri olmanız gerekiyor.
Kemal Alkan'la birlikte, bölgeyi gezerken, özellikle 2250 rakımlı Sarıkamış'a uğradığımızda, tam da bugünlerde, kara kışın tam ortasında bu dağlara sürülen ve kurda-kuşa yem edilen 90 bin vatan evladını, şüheda ecdadımızı düşündüm. "Böyle bir karara imza atan Enver Paşa ve ekibinin, nasıl da Almanların gazına gelerek gencecik insanları karakışın ölümcül, dondurucu kucağına attıklarını düşündüm ve hatanın, basiretsizliğin, firasetsizliğin bu kadarına da yazıklar olsun dedim.
Bu cennet vatanın hangi bedel karşılığında vatan yapıldığını ve hangi şartlar altında bekçiliğinin devam ettiğini anlayabilmek için, özellikle içinde bulunduğumuz aylarda bölgenin gezilmesini herkese tavsiye ediyorum.
"Erzurum dağları kar ile boran
Aldı yüreğimi de derd ile verem
Sizde de bulunmaz mı bir kurşun kalem
Yazam arzuhalimi de yare gönderem" türküsünü, bir de karlı dağların sırtında dolaşırken dinleyin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025