ABD ve Batılı ülkeler Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında bölmek, parçalamak istedikleri Suriye için 2011 yılında düğmeye bastılar, maalesef Türkiye'yi de kullanarak Suriye'de kan ve göz yaşına neden oldular.
Ama hiç beklemedikleri bir direnişle karşılaştılar. Suriye yönetimi, Suriye halkıyla bir ve beraber olarak, Rusya'nın desteğini de alarak, Suriye'de terör örgütleri üzerinden yürütülen vekalet savaşını kazandı ve büyük bir ölçüde topraklarını temizledi.
Savaşın devam ettiği dönemde, BOP kapsamında işgal edilme sırasını bekleyen Arap ülkelerinin oluşturduğu Arap Birliği bile Suriye'ye sırt dönmüştü. Bugün yeniden Esad yönetimiyle el sıkışmanın adımlarını atıyorlar.
2011'den bu yana Kuzey Afrika ülkelerinin çoğu, Umman, Irak ve Mısır gibi bazı ülkeler Suriye savaşında tarafsız durmayı ve yönetimle iletişim kapısını açık bırakmayı tercih etti.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn, 2018 yılı sonunda Şam'daki büyükelçiliklerini maslahatgüzar seviyesinde yeniden açtı.
Ekim 2020'de ise Umman, Şam Büyükelçisi'ni yeniden yollayarak, diplomatik temsilini büyükelçi düzeyine çıkaran ilk Körfez ülkesi oldu.
Suudi Arabistan, Ağustos 2011'de Şam Büyükelçisi'ni geri çağırmış ve Mart 2012'de Suriye Büyükelçiliğinin kapatıldığını ve diplomat ve çalışanların ülkeye çağrıldığını duyurmuştu. Medyada yer alan raporlara göre son dönemde Suudi Arabistan da Suriye ile iletişim kanallarını açtı. Birkaç gün önce Suriye Savunma Bakanı Ali Abdullah Eyyüb, Ürdün'ü ziyaret etti. Suriye'de savaşın başladığı 2011'den bu yana ilk defa yaşanan ziyarette Suriyeli Bakan, Ürdün Genelkurmay Başkanı Yusuf el-Huneyti ile bir araya gelerek iki ülke sınır güvenliğini görüştü.
Esad yönetimini tanımayan sadece Katar ve Türkiye kaldı.
Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Eymen Susan'ın, 76. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu oturumunun ardından yaptığı değerlendirme oldukça önemliydi. Susan, değerlendirmesinde ABD-Batı projesinin başarısız olduğunu vurguladı.
Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı'nın açıklamasından notlar şöyle:
"Suriye'ye yönelik uluslararası tavırdaki değişim, ABD-Batı projesinin Suriyelilerin direnişi ve fedakarlıkları ile müttefiklerin, tek kutuplu sisteme ağır bir darbe vuran ve Rusya'nın uluslararası arenadaki rolünü pekiştiren desteği sayesinde başarısızlığa uğramasından kaynaklandı."
"Birçok ülke Suriye ile iletişim kanallarını açmaya başladı. Birçok ülkenin de bu adımı atma arzusu ve iradesi var ancak bunu kendi gerekçeleriyle kamuoyuna açıklamıyorlar. Bu anlayışlar olgunlaşır ve somutluk kazanırsa, istikrarın sağlamlaştırılması ve uluslararası barış ve güvenliğin güçlendirilmesinin lehine olacak ilerlemelere ön ayak olacaktır."
"Terörle mücadelede yapılan fedakarlıklar ve alınan başarılardan sonra hiç kimse Suriye'ye, ulusal çıkarlarımızı gözetmeyen şeyler dayatamaz."
"Suriye heyeti, BM Genel Kurulu'nda 25 ülkenin dışişleri bakanıyla görüştü, ilave olarak BM Genel Sekreteri ve uluslararası kuruluşların diğer yetkilileri ile beş ayrı toplantı gerçekleştirdi. Bu konu başlı başına çok önemli zira siyasi ve diplomatik baskılar çerçevesinde Suriye'ye dayatmaya çalıştıkları izolasyon duvarını yıktı."
"ABD'de, özellikle Kongre'de, (Suriye'deki) güçlerin çekilmesi çağrısında bulunan birçok ses duymaya başladık ve BM tüzüğü uyarınca Suriye, topraklarını mevcut olan tüm yollarla kurtarma hakkına sahiptir ve bu güçler Suriye'yi koşulsuz olarak terk etmelidir."
"Suriye, kendisine karşı hazırlanan komploya karşı nihai zafere ulaşmaya çok yakın. Teröre karşı elde edilen başarıların ardından siyasi ve diplomatik başarılar kazanma zamanı geldi."
Evet, Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı'nın açıklamaları böyle. Gördüğünüz gibi, Esad yönetimi başta BM olmak üzere hemen hemen bütün ülkelerin resmi olarak muahatap aldığı bir yönetim.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş da, bir TV programında olayın bu noktasına dikkat çekti ve "Suriye meselesinin tek çözümü Esad ile görüşmektir" dedi. BTP Lideri'nin konuşmasından tespitleri özetle aktaralım:
"Şimdi biz New York'ta bir BM toplantısı gördük. Toplantıda Suriye'yi temsilen kim konuştu? Beşar Esad'ın dışişleri bakanı veya sözcüsü konuştu. Dolayısıyla bütün devletler tarafından tanınan bir hükümetten bahsediyoruz."
"Biz ise Esad ile görüşemiyoruz. Niye? Zamanında gaza geldik, ağza alınmayacak laflar söyledik hükümet olarak ve dolayısıyla bugün görüşemiyoruz. Elbette Esad ile görüşeceğiz. Bu mesele başka türlü çözülmez."
"Görüşemiyorlar mı? Bana yetki versinler ben gidip görüşeyim. Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nden herhangi biri gitsin Esad'la görüşür."
"Suriye konusunu Rusya ile görüşüyoruz. Rusya'yı aracı yapıyoruz. Benim Suriye ile bir savaşım mı var ki aracıya ihtiyacım olsun. 'Taliban ile görüşebiliriz' diyen hükümetin Esad ile görüşmemesinin Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir karşılığı yoktur."
"Çözüm çok basit, hiç uzatmaya gerek yok. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti hangi kanallarla oradaki örgütlerle ilişkide ise bu örgütlere 'Silahları bırakın, Suriye hükümetine gidin ve anlaşın' diyerek bu konuyu kapatmalı."
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Sayın Baş'ın dediği gibi, 1998 yılında Suriye'nin başında bulunan Hafız Esad yönetimiyle Adana Seyhan'da masaya oturdu ve Adana Mutabakatı ile bütün sorunları bir anda çözdü. Yani yaşadığımız pratik bir örnek de var.
Diğer taraftan, Türkiye'ye her türlü tacizi yapan, ülkemizde menfur emelleri olan, sınırımıza ve adalarımıza her türlü askeri aracı bize karşı yerleştiren Yunanistan'la görüşme üstüne görüşme yapıyoruz. Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Yunanistan ile istikşafi (istişare) görüşmelerin 63'üncü turunun 6 Ekim'de Ankara'da yapılacağını belirtti.
Bize her türlü düşmanlığı yapan, her türlü tehdidi savuran, İstanbul'umuza hala Kostantinapolis diyen Yunanistan'la 63 kez görüşebiliyoruz ama bize mantar tabancası bile doğrultmamış Esad yönetimiyle bir kez masaya oturamıyoruz. Bu oldukça manidar.
BTP Lideri Hüseyin Baş'ın dediği gibi, dış politikamızı küresel birkaç ülkenin iç politikası olmaktan acilen kurtarmalıyız.
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024