ABD’nin çiçeği burnunda Dışişleri Bakanı John Kerry yurt dışı gezisinde ilk olarak İngiltere’nin başkenti Londra’ya uğradı ve burada yaptığı basın toplantısının gündeminde Suriye vardı. Kerry, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın iktidarı bırakması gerektiğini söyledi. ABD’nin en üst düzey yetkilileri “Esad yönetimi bırakmalı” diyor.
İsrail “Esad bırakmalı” diyor.
İngiltere’si, Almanya’sı, Fransa’sı “Esad bırakmalı” diyor.
Bizim taşeron siyasilerimiz de, “Esad gitmeli” diyor.
AKP’ye, ne yaptığına bakmadan sırf oynadığı one minute tiyatrolarına, özde farklı olmasına rağmen görüntüde giydikleri muhafazakar elbisesine kanarak oy veren seçmenin bazısı da “Esad bırakmalı” diyor.
Bu Haçlı ve Yahudi güruhunun neden “Esad bırakmalı” dediğini ve bunda neden ısrar ettiğini gayet iyi anlıyoruz da bu hacı abilere ne oluyor anlamıyoruz.
Esad’ın ne zararını görmüşler?
Ağızlarda dolaşıyor -ya da bilinçli olarak toplum mühendisleri tarafından dolaştırılıyor- “zalim Esed” diye...
Sayın Erdoğan’a ve onun ağzıyla konuşanlara
soruyoruz, “Dün kanka Esad’dan farklı nasıl bir şey yaptı ki, Esad oldu zalim Esed?”
Eğer “halkını katlediyor”, “fırınları, okulları bombalıyor” gibi iddialarla suçluyorsanız, bu katliamları Esad’ın yapmadığı batı basını tarafından da ispatlandı.
Hatta birçok isyancı terörist eylem hazırlığı içindeyken ya da eylemi gerçekleştirdikten sonra suç üstü yakalandı.
Hem bugün Suriye’nin her vilayetinde Esad
yönetimine büyük bir halk desteği var.
Hiç akıl karı mı, bir halk kendine zulmeden bir iktidara destek versin.
Diyeceksiniz ki, Türkiye’ye gelen bu mülteciler ne?
Siz de biliyorsunuz ki onlar para ve vaatlerle kandırılarak buralara getirildi.
Bir çoğu bir senaryonun parçası, ama bir kısmı da kandırıldığının farkında ve geri dönmek için can atıyor.
Neden can atmasınlar ki? Bedava elektriği, bedava suyu, bedava eğitim ve sağlık hizmetlerini terk edip dünyanın en pahalı elektriğine, suyuna, sağlığına ve eğitimine geldiler.
Taşıma suyuyla değirmen bir noktaya kadar döner. Değirmenin suyu tükenince bu mülteciler ya pişman olup dönecekler ya da Türkiye’nin bölünmesi projesine bir nefer olacaklar.
Neden mi? Çünkü Türkiye kendi öz vatandaşlarına iş ve aş imkanı sunamıyor, kalkıp mültecilere mi sunacak?
“Bunlar yapmaz” diyemezsiniz çünkü bunlar kendi ülkelerine, kendi idarecilerine sırt döndüler, ona ihanet ettiler, size mi bunu yapmayacaklar?
Bir ABD projesiyle kalkıp kendi vatanlarını terk
edenler, yarın bir gün yine bir başka ABD projesi gereği Türkiye’ye sırt çevirebilirler.
Zaten şu anda Türkiye için uygun zemin de hazırlanıyor. İmralı’nın yol haritasıyla bir bölünme anayasası hazırlanıyor.
ABD nasıl dünyanın değişik ülkelerinde seyyar teröristler oluşturuyorsa, benzer bir şekilde kendi
emellerine hizmet edecek bir seyyar halk oluşturuyor.
Bu tabloya baktığımızda Esad’ın gitmesini değil kalmasını istemek lazım.
Ondan sonra da İmralı ile oturup pazarlık yapacağımıza, ya da Pkk’yı yıllardır besleyen Barzani’yi onur konuğu yapacağımıza, Esad’la oturup Türk siyasilerden kaynaklanan hataların özrünü dilememiz lazım. Sonra da hem bizi hem de Suriye’yi vuran teröre karşı ortak bir mücadele yürütmek.
İsrail “Esad bırakmalı” diyor.
İngiltere’si, Almanya’sı, Fransa’sı “Esad bırakmalı” diyor.
Bizim taşeron siyasilerimiz de, “Esad gitmeli” diyor.
AKP’ye, ne yaptığına bakmadan sırf oynadığı one minute tiyatrolarına, özde farklı olmasına rağmen görüntüde giydikleri muhafazakar elbisesine kanarak oy veren seçmenin bazısı da “Esad bırakmalı” diyor.
Bu Haçlı ve Yahudi güruhunun neden “Esad bırakmalı” dediğini ve bunda neden ısrar ettiğini gayet iyi anlıyoruz da bu hacı abilere ne oluyor anlamıyoruz.
Esad’ın ne zararını görmüşler?
Ağızlarda dolaşıyor -ya da bilinçli olarak toplum mühendisleri tarafından dolaştırılıyor- “zalim Esed” diye...
Sayın Erdoğan’a ve onun ağzıyla konuşanlara
soruyoruz, “Dün kanka Esad’dan farklı nasıl bir şey yaptı ki, Esad oldu zalim Esed?”
Eğer “halkını katlediyor”, “fırınları, okulları bombalıyor” gibi iddialarla suçluyorsanız, bu katliamları Esad’ın yapmadığı batı basını tarafından da ispatlandı.
Hatta birçok isyancı terörist eylem hazırlığı içindeyken ya da eylemi gerçekleştirdikten sonra suç üstü yakalandı.
Hem bugün Suriye’nin her vilayetinde Esad
yönetimine büyük bir halk desteği var.
Hiç akıl karı mı, bir halk kendine zulmeden bir iktidara destek versin.
Diyeceksiniz ki, Türkiye’ye gelen bu mülteciler ne?
Siz de biliyorsunuz ki onlar para ve vaatlerle kandırılarak buralara getirildi.
Bir çoğu bir senaryonun parçası, ama bir kısmı da kandırıldığının farkında ve geri dönmek için can atıyor.
Neden can atmasınlar ki? Bedava elektriği, bedava suyu, bedava eğitim ve sağlık hizmetlerini terk edip dünyanın en pahalı elektriğine, suyuna, sağlığına ve eğitimine geldiler.
Taşıma suyuyla değirmen bir noktaya kadar döner. Değirmenin suyu tükenince bu mülteciler ya pişman olup dönecekler ya da Türkiye’nin bölünmesi projesine bir nefer olacaklar.
Neden mi? Çünkü Türkiye kendi öz vatandaşlarına iş ve aş imkanı sunamıyor, kalkıp mültecilere mi sunacak?
“Bunlar yapmaz” diyemezsiniz çünkü bunlar kendi ülkelerine, kendi idarecilerine sırt döndüler, ona ihanet ettiler, size mi bunu yapmayacaklar?
Bir ABD projesiyle kalkıp kendi vatanlarını terk
edenler, yarın bir gün yine bir başka ABD projesi gereği Türkiye’ye sırt çevirebilirler.
Zaten şu anda Türkiye için uygun zemin de hazırlanıyor. İmralı’nın yol haritasıyla bir bölünme anayasası hazırlanıyor.
ABD nasıl dünyanın değişik ülkelerinde seyyar teröristler oluşturuyorsa, benzer bir şekilde kendi
emellerine hizmet edecek bir seyyar halk oluşturuyor.
Bu tabloya baktığımızda Esad’ın gitmesini değil kalmasını istemek lazım.
Ondan sonra da İmralı ile oturup pazarlık yapacağımıza, ya da Pkk’yı yıllardır besleyen Barzani’yi onur konuğu yapacağımıza, Esad’la oturup Türk siyasilerden kaynaklanan hataların özrünü dilememiz lazım. Sonra da hem bizi hem de Suriye’yi vuran teröre karşı ortak bir mücadele yürütmek.
Murat Çabas / diğer yazıları
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024