9 ay aradan sonra Merkez Bankası (TCMB) beklenmedik bir şekilde yeniden politika faizini 100 baz puan düşürerek yüzde 14'ten yüzde 13'e indirdi.
Hükümetin bu hamlesi, doğal olarak dolar kurundaki artışı da beraberinde getirdi. MB'nin faiz kararından hemen sonra dolar kritik seviye olan 18 lirayı aştı 18.12 liraya ulaştı. Görünen o ki yükselmeye de devam edecek.
MB, daha önce Eylül 2021'de faiz indirimlerine başlamış, politika faizi 4 ayda 500 puan düşürülerek yüzde 19'dan yüzde 14'e çekilmişti. Bunun neticesinde de dolar kuru ivmeli bir şekilde artış göstermiş ve 18.40 liraya kadar yükselmişti.
Hükümet dolar kurundaki bu artışı durdurabilmek için Kur Korumalı TL Mevduat (KKM) sistemini devreye sokarak 20 Aralık'ta yüklü meblağda para soktu ve bir gün sonra dolar 12 lira seviyesine kadar düştü.
Bozdurulan meblağ ile ilgili Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, birilerine ait en az 40 milyar dolarlık bir meblağı ifade etmişti. Ve bunun karşılığı MB'ye endekslenmişti.
Bize KKM olarak bugüne kadar açıklanan rakamlar, sadece vatandaşlara ve şirketlere ait olan, karşılığı Hazine'ye endekslenmiş olan meblağlar. Bu sisteme dahil olan sermaye sahiplerine bugüne kadar, Hazine'nin bütçe verilerine göre, 60.6 milyar lira ödendi. Ama bu MB'ye endekslenenle mukayese edildiğinde elbette ki buzdağının görünen kısmı…
KKM'nin faturası ise vergiler yoluyla vatandaşa kesiliyor.
Vergilerin de çoğunluğunun "dolaylı vergiler" olması, yani kazancına bakılmadan zengin-fakir herkesten alınan, bu sebeple de "adaletsiz vergiler" olarak adlandırılan vergiler olması, KKM sisteminin fakirden zengine bir sermaye aktarımı olduğunu söyleyebiliriz.
Hükümetin isteğiyle MB politika faizini indiriyor ama bu, dolar kurunun fırlamasına neden oluyor. Dolar kurunun artması ülkemizde her yönüyle maliyet artışı demektir. Ülkemizde tek maliyet unsuru faiz değildir. Dolar da en önemli maliyet unsurudur. Çünkü finansımız dolara endeksli, dış ticaret açığı ve cari açık veren bir ülke olarak da ithalata tamamen bağımlıyız, bu açıdan da dolara bağımlıyız.
Finans sistemimiz dışarıdan alınan borçlarla dönüyor; hammaddede, enerjide dışa bağımlıyız ve maalesef buğday, arpa, mısır, Ayçiçek yağı gibi rahatlıkla üretebileceğimiz ürünlerde bile ithalata bağımlı hale getirildik.
Dolar kurundaki artış; maliyet artışı demek, maliyet enflasyonu demek, pahalılık demek, vatandaşların gelirlerinin erimesi demek…
Doların artışını dizginlemek için Hükümetin oluşturduğu KKM de vatandaşın sırtına ekstra vergi ve ceza yükü demek…
Hükümet uyguladığı yanlış politikaların çuvaldızını da vatandaşa batırıyor, iğnesini de… Kendisi zeytinyağı gibi her konuda üste çıkıyor.
Gelelim şu "naslar" konusuna…
Hükümet, her faiz indirimi gündeme geldiğinde olayı "naslar"a bağlayarak, yaptıkları yanlış icraatlara dini bir kılıf bulmaya çalışıyor.
Öncelikle şunu belirtelim ki, MB'nin politika faizi indiriminin "naslar" ile hiçbir alakası yok, kimse sizi kandırmasın!
Çünkü İslam'ın faizi haram kılmasının nedeni, haksız kazançla toplum sömürüldüğü içindir. Sermaye sahipleri, hiçbir üretim yapmadan, hiçbir katma değer üretmeden sadece faizle para satarak kazançlarına kazanç katmaktadırlar.
Peki, politika faizinde durum nasıl? Politika faizi, MB'nin bankalara sattığı paranın faizi… Bu vatandaşları, şirketleri hatta devletin Hazine'sini bile hiç ilgilendirmiyor.
Bankalar önceden yüzde 14 faizle MB'den para satın alırken, şimdi yüzde 13'le alacak. Politika faizinin düşmesiyle bankaların masrafları düşmüş oluyor.
Ama yüzde 13'le aldıkları bu parayı vatandaşlara, şirketlere satarken yüzde 40'lar, 50'lar seviyesinde bir faizle satıyorlar.
Yani Hükümetin "naslar" diyerek politika faizini düşürmesi bankaların, Hükümetin deyimiyle "faiz lobilerinin" kârlarına kâr katıyor.
Masalsı bir hikaye ile yazımızı bitirelim.
Karganın biri haçın üzerine konmuş ve haçın üstüne –affedersiniz- pislemiş. Ariflerden biri oradan geçerken kargaya şu soruyu sormuş: "Ey karga! Eğer Müslümansan haçın üstünde ne işin var, şayet Hıristiyansan haça niye pisledin?"
Teşbihte hata olmaz; Hükümetimiz her yanlış adımı atarken "naslar" diyecekse, faiz sistemi olan serbest piyasa ekonomisini (kapitalizmi) ısrarla ve inatla uygulamaya neden devam ediyor? Şayet sermayenin faiz yoluyla fakirden zengine akması anlamına gelen kapitalizmi uygulamaya devam edecekseniz, lütfen bundan sonra bir daha "naslar" diyerek milleti kandırmayın!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ortadoğu yeni bir savaşa mı hazırlanıyor? / 13.06.2025
- Ekonomik sıkıntılar nüfus krizini tetikliyor / 12.06.2025
- Atatürk’ün Müslümanlığı hepinize nal toplatır / 11.06.2025
- Suçlar, 10. Yargı Paketi ile önlenebilir mi? / 05.06.2025
- Mücadele enflasyonla mı, vatandaşla mı? / 04.06.2025
- “Cezasızlık algısı” iktidara yakın olanlarda var! / 03.06.2025
- Yüksek faizle üretim ekonomisi olmaz, işsizlik azalmaz! / 31.05.2025
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025
- Ekonomik sıkıntılar nüfus krizini tetikliyor / 12.06.2025
- Atatürk’ün Müslümanlığı hepinize nal toplatır / 11.06.2025
- Suçlar, 10. Yargı Paketi ile önlenebilir mi? / 05.06.2025
- Mücadele enflasyonla mı, vatandaşla mı? / 04.06.2025
- “Cezasızlık algısı” iktidara yakın olanlarda var! / 03.06.2025
- Yüksek faizle üretim ekonomisi olmaz, işsizlik azalmaz! / 31.05.2025
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025