"Kendisi himmete muhtaç dede nerde kaldı gayrıya yardım ede" misali, Enerji Bakanlığının kendisi elektriksiz kaldı! Üç gün önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 21 elektrik dağıtım bölgesinin üst düzey yöneticileriyle bakanlıkta toplantı yaptı. Ne var ki, toplantı salonunun elektriği kesildi… Skandalın böylesi. İlâhi adalet mi? Hikmetinden sual olunmaz! Sen misin halkını karanlıkta bırakan… Sen de, üstelik elektrik konusundaki zirve toplantısında karanlıkta kaldın! Ders gibi… Allah (c.c) ders almayı nasip etsin bu arkadaşlara.
Sanayiin doğalgazı kesildi, ülkenin uğradığı zararın haddi hesabı yok. Elektrik mi, bir ilimizin dört gün karanlıkta kalışı ve insanlarımızın çektiği çile… Enerjide dışa bağımlılığın sonuçları bunlar.
Başlıktaki "sahne" den kastımız tiyatrolar. Zirvedeki tiyatro bir yana, gerçek sanatın önemli alanı tiyatrolarımız zor durumda. Sadece gişe gelirleriyle ayakta durmaya çalışan tiyatrolar geçen ay gelen elektrik faturalarının bu ay neredeyse üç katı tutarında gelen bedelleri ödeyememektedir.
Faturalar dünyamızı karartırken, bize her daim ışık tutan, yol gösteren Mustafa Kemal Atatürk'ü hatırlayalım. O, Kurtuluş Savaşı'nı sürdürürken İzmir İktisat Kongresi'ni toplamıştır. Zira daha genç bir subayken silahın değil, sabanın gücünü görmüştü.
Bugünümüzü de aydınlatan özdeyişlerine bakalım:
*Milli irade kendi istikametinde bir nehir gibi coşup taşacaktır. Mücadeleyi her noktasından düşünerek uyanış ve coşkunluk hasıl olmuştur. Sadece dayanıklı olmak ve vazifede kusur etmemek temel şarttır. (1919)
*Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferlerle desteklenmezse payidar olamaz, az zamanda söner. (1922)
*Türkiye'nin gerçek efendisi, hakiki üretici olan köylüdür. O halde herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstehak (en çok lâyık) olan köylüdür. Binaenaleyh, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti iktisadi, siyasi asli gayeyi gözetir. (1922)
*Yeni Türkiyemizi lâyık olduğu yüceliğe ulaştırabilmek için mutlaka iktisadiyatımıza birinci derecede ve en çok ehemmiyet vermek mecburiyetindeyiz. Zamanımız tamamen bir iktisat devrinden başka bir şey değildir. (1923)
*Ferdi mesai ve faaliyeti esas tutmakla beraber mümkün olduğu kadar az bir zaman içinde milleti refaha ve memleketi mamuriyete eriştirmek için milletin umumi ve yüksek menfaatlerinin icap ettirdiği işlerde, bilhassa iktisadi sahada devleti fiilen alâkadar etmek mühim esaslarımızdandır. (1923)
*Bir milletin doğrudan doğruya hayatiyle, yükselmesiyle, düşkünlüğüyle ilgili olan en önemli faktör, milletin iktisadiyatıdır. (1930)
Yukarıdaki özlü sözler, Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği ekonomik bağımsızlık savaşının kodlarıdır. Tam bağımsızlığın mütemmim cüzü, olmazsa olmaz, zorunlu ve gerekli koşulu ekonomik bağımsızlıktır.
"Kaynakların kıtlığına karşın isteklerin sınırsızlığı" ilkesini tersine çeviren lider Prof. Dr. Haydar Baş'ın arzın temeline inşa ettiği ekonomik tasarımı Milli Ekonomi Modeli (MEM), aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesidir. Ve tam da, Atatürk'ün ekonomik bağımsızlık savaşının en muhkem cephesidir.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023