Pamuk üreticilerinin yaşadığı sıkıntılar önceki gün haberlere yansıdı. Manisa'nın Şehzadeler ilçesine bağlı Tilkisüleymaniye mahallesindeki pamuk üreticileri, daha yeni açıklanan 2018 yılı prim destekleme icmallerini duyunca büyük bir şok yaşadılar, kara kara düşünmeye başladılar.
2018 yılı gelmiş geçmiş, üretim yapılmış, destekleme primleri yeni belirleniyor, bu bir fiyasko; bu destek dekar başına 500 kilogramla sınırlandırılıyor bu daha büyük bir fiyasko… Fazla üretenin cezalandırıldığı bir ülke Türkiye…
Üreticiler üretim yaptıktan sonra neyle karşılaşacaklarını bilmiyorlar ve bu belirsizlik üreticiyi pamuk üretiminden kaçırıyor. Üstelik Şehzadeler ilçesindeki bu üreticiler, kazandırmadığı için 20 yıl ara verdikten sonra geçen yıl pamuk üretmeye karar vermişler ve şimdi pişmanlar…
Üreticiler, destekleme primlerinin üretime başlamadan önce belirlenmesini istiyorlar. Dekar başı kaç kilogram destek verilecekse ona göre üretim yapacaklar. Dekar başı 600-700 kilogram üretim yapan üreticiler var ve 200 kilogramın primini alamıyor, zarar ediyorlar.
Üreticiler, primlerin bu sene dekar başı 400 kilograma inmesinden de endişe ediyorlar.
Bir üretici sitemini şöyle ifade ediyor:
"Ben 57 yaşındayım. 2000 yılına kadar hep pamuk ektik. 2000 yılından sonra bazı sebeplerden dolayı pamuktan vazgeçtik, mısıra döndük ve bugünlere mısırla geldik. Geçen sene pamuk ektik bunu severek yapmak için ektik.
Geçen sene damlama sulama yaptık pamuklara, 600-650 kilogram pamuk aldık dekar başına. Şimdi primleri 500 kilograma düşürmüşler. 500 kilogramın üzeri yok. Biz neye göre hareket edeceğiz ve neye göre çalışacağız?
Benim geçen seneki çiftçi kayıt sistemine göre 103 dekar yer vardı yaptığım pamuk 67 ton. Benim 17 ton pamuk gitti. 17 ton pamuk demek benim için büyük bir kayıp. Ben niye çalışıyorum 3 kuruş para kazanmak için. Ben mısırı eker geçerim yoksa. Amaç ne amaç; mısırda topraklar yoruldu pamuğa döndük ama bu gidişle pamuk da olmaz.
Yarın bunu ekmezsek gidip ABD'den, Brezilya'dan, Mısır'dan getirirler. İhracatla gelen paralar da buralara geri gider getirirler pamukları…"
Üreticinin bu sitemi diğer tarım üreticilerinin neler yaşadıklarını da gözler önüne seriyor. Tarım köylüsü umutsuz vaziyette bir üründen başka bir ürüne geçip duruyor.
Bakıyor ki hepsi aynı, çünkü tarım politikası temelden yanlış, bu sefer üretimden tamamen vazgeçiyor, varını yoğunu satıp köyünü terk ediyor.
Ama bu tablonun asıl sorumlusu siyasiler değil, neyi ekersek onu biçiyoruz.
Bizler bu işi bilmeyen siyasileri tekrar tekrar iş başına getirdik, gerçek çözüm sahiplerini ise görmezden geldik.
İşte bugün bunun acı faturasını ödüyoruz.
Pamuk üretiminde yaşanan sıkıntıların bir bölümünü bizzat yaşayanların ifadeleriyle anlatmaya çalıştık.
Dilerseniz pamukla ilgili bazı verileri de paylaşalım.
* Pamuk ekim alanları azalıyor. 2002 yılında 721 bin hektar olan ekim alanı, 2018 yılında 580 bin hektara düştü.
* 2017 rakamlarına göre pamuğun yüzde 42'si Şanlıurfa'da, yüzde 13,5'i Aydın'da, yüzde 11'i Hatay'da, yüzde 9'u Diyarbakır'da, yüzde 7'si Adana'da yetiştiriliyor.
* 2016 yılı FAOstat verilerine göre dünyada en fazla pamuk üreten ülke Çin. 16 milyon tonla dünya pamuk üretiminin yüzde 25'ini gerçekleştiriyor. Çin'i 14,4 milyon tonla (yüzde 22) Hindistan, 10 milyon tonla (yüzde 15) ABD takip ediyor. Dünya üretiminde Türkiye'nin payı ise 2,1 milyon tonla sadece yüzde 3…
* 1961 yılında dünyada en fazla pamuk üreten ülke 8,5 milyon tonla ABD idi, o yıllarda Çin sadece 2,4 milyon ton üretiyordu. 2016 itibarıyla üretimini 7 kat artırmış.
* Türkiye'nin pamuk ihtiyacı sürekli arttı, bu ihtiyacın tamamı doğru bir pamuk politikasıyla üretimle karşılanabilecekken, her zaman olduğu gibi ithalat artışıyla karşılandı.
* TÜİK verilerine göre, 2002 yılında 493 milyon dolar ödeyerek 540 bin ton pamuk ithal ederken, 2017 yılında 1 milyar 677 milyon dolar ödeyerek 914 bin ton pamuk ithal ettik. Dikkat ederseniz hem ithalat miktarımız artmış, hem de o ithalata ödediğimiz birim fiyat…
* Türkiye'nin en fazla pamuk ithal ettiği ülkenin ABD olduğu sürpriz olmayacaktır herhalde… 2017 itibarıyla pamuk ithalatının yüzde 43'ünü ABD'den ithal etmişiz. Bu ABD'ye olan stratejik bağımlılığımızın bir sonucu… ABD, "sen ekme, ben sana satarım" dayatmasını yapıyor, ABD dolarına ülkeyi bağımlı hale getiren siyasilerimiz de bunun gereğini yerine getirerek pamuk üretimini sınırlı tutuyor, fazla üreteni cezalandırıyor.
Pamuk da durum böyle de diğer tarım ürünlerinde farklı mı? Hepsinde aynı…
Dünyanın en verimli tarım arazilerine sahibiz…
Bizim tırnağımız bile etmeyen ülkeler tarım ürünlerinde merkez haline gelirken, bizler üretimin önünü keserek bize nimet olarak verilen bu değerli arazileri atıl bir hale dönüştürüyoruz. Elbette ki bu böyle gitmez.
Bir milleti, bir devleti bulunduğu bölgede tutan topraktır.
Toprağının kıymetini bilmeyen bir millet, o toprakta yaşama hakkını kaybeder.
Tarihte ve günümüzde bunun örnekleri çoktur.
Tarımda çözüm, topraklarımız üzerinde vatan hesabı olan küresel iradelerden akıl almak değildir.
Onlar bu değerli toprakları kan dökmeden nasıl ele geçiririzin derdindeler.
Tarımda yeniden kendi kendine yeten tam bağımsız bir devlet mi olmak istiyoruz, bunun bugün tek yol haritası Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nde geniş yer verilen tarım projeleridir. Bu projeler hayata geçtiğinde, emin olun ki, pamukta bir numara olacağız, buğdayda, mısırda, zeytinde, pirinçte, her üründe bir numara olacağız.
O gün geldiğinde göreceksiniz ki, bugün yaptığımız toplam ihracatın kat kat fazlasını sadece tarım ürünleri ihracatıyla gerçekleştireceğiz. Sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın sağlıklı besin merkezi olacağız.
Milli Ekonomi Modeli'yle bunlar hayal değil…
Murat Çabas / diğer yazıları
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024