Malumunuz üzere “ihanet” kavramının sıklıkla kullanıldığı günleri yaşıyoruz. Bu kavrama en çok muhatap olan kişi Başbakan Erdoğan. İlginçtir Başbakan bile bu kavramla önce kendini hedef aldı, sonra hedeften çıktı. Hatırlıyorsunuz! Erdoğan hükümeti satışta sınır tanımıyor. Durmak yok. Satmaya devam, mantığında. Sıra köprü ve otoyolların satışına gelmişti. İhaleyi 5.7 milyar dolara Koç, Ülker ve Malezyalı UEM Group ortaklığı kazanmış ancak rakam Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) tarafından düşük bulununca iptal edilmişti. Erdoğan’ın bu iptalle ilgili şu açılımını dikkatle okuyun. Çünkü Erdoğan’ın mantığına göre bir başka ihanetle tanışacaksınız. Erdoğan, ihalede rakamın kendisini tatmin etmediğini belirterek, ‘Bu ihalenin olması gereken en üst rakam ne olabilir’ sorusuyla bir çalışma yaptırdığını belirtti. Bu çalışma sonunda 5.7 milyar doların iki katı bir rakam çıktı karşıma. Birisi 11-12, diğeri ise 8-9 milyar dolar civarında. Peki, en düşüğü ne olmalı? En düşüğü de 7 milyar dolar civarında çıktı.Arkadaşlar, böyle çıktıktan sonra ben bunu verirsem vatana ihanet ederim, halkıma ihanet ederim…” Başbakan köprü ve otoyolların satışına böyle bakıyor. Tabi ülkemizin gündemi kabarık. Bombalar, terör, Öcalan, Obama, Erdoğan, akiller vs. derken bir baktık ki, Galataport satılmış. Gerçi Galataport’un bu ilk satışı değil. 2005 yılında da hükümet satışa çıkarmıştı. 3.5 milyar dolara, 2040 yılına kadar Yahudi Ofer ailesi ve küçük yerli ortağı almıştı. Kim bu Ofer ailesi? İsrail’i ayakta tutan, dünya üzerinde birçok devlette iyi yapılanmış, o devletlerin ana kaynaklarını ellerine geçirmiş artı İsrail’in silahlarını sağlayan, elektriğini veren bir kaç aileden biri. Artı Erdoğan’ın Tüpraş’ın yüzde 17’sini ihalesiz verdiği, Kuşadası Limanının yeni sahibi bir aile. Kısaca ‘one minute’ ailesi. Bu satış kamuoyundan gelen tepkiler üzere gerçekleşmedi. Aradan sekiz yıl geçti. Kafaya konulmuş bir kere; Satılacak, o kadar! Ve satıldı. Kaça? Doğuş Grubuna 702 milyon dolara. Tabi aradaki müthiş farkı görüyorsunuz. Başbakan ise bu farkın doğal olduğunu savundu. Neden? İşte Erdoğan’ın kıyası… “Eski ihale 49 yıllıktı, bu defaki 30 yıllık… Eskisine 2 emsal inşaat izni verilmişti bu defa 1,5 emsal verildi”, diyor…Şimdi biraz matematik çalışalım; 3.5 milyar dolarlık ihale 49 yıllıktı. O zaman 3.5 milyar doları 49’a bölüp, 30 ile çarpalım. Kaç çıktı? 2.1 milyar dolar. Efendim! Önceki ihalede toplam inşaat alanı da 202 bin metrekareydi. Şimdiki ihalede 129 bin metrekareye düşürüldü. O zaman yine matematiğe müracaat et. Karşınıza en az 1.5 milyar dolar gibi bir rakam çıkacak. Ya şu şart, bu şart değişti. İyi, güzelde! İstanbul’da 2005’teki emlak fiyatlarıyla, 2013’teki fiyatları da en az yüzde yüz değişti. Şimdi İstanbul’un en gözde mekânlarından olan bu yeri 702 milyon dolara satmak vatana ihanet midir, değil midir?3. havalimanıİstanbul’a yapılacak 3. havalimanı ihalesi rekor fiyatla 22 milyar 152 milyon Euro'ya Limak / Kolin / Mapa / Kalyon ortaklığına verildi. Benim aklıma gelen soru işaretleri?* Yıllık 90 milyon yolcu kapasiteli Atatürk havalimanı kapatılmak mı isteniyor? Çünkü yapılacak birkaç milyar dolar yatırımla bu kapasite en az iki katına çıkarılabilir. Bu bölgede uygun alanda var.* İnsanımız Atatürk havalimanından, İstanbul’un değişik bölgelerine hem trafik hem de maddi anlamda büyük külfetler yaşarken, İstanbul’un tamamen dışında olan bu alandan şehre nasıl, kaç saate ve kaç paraya gelecek?* Bu yeni alan planı ne zaman yapılmıştı? O bölgede bu plandan önce ve sonra emlak fiyatları ne kadar arttı? Yine o bölgede bu plandan önce kimler arazi satın aldı? * Çiftçiye, hayvancıya alım ve satım garantisi vermeyen iktidar nasıl oluyor da, holding sahiplerine yolcu garantisi veriyor ve zarara uğrarsanız ben karşılarım, diyor? Çevresel Etki Değerlendirme Raporundaki soru işaretleri… ÇED raporuna göre 658 bin ağacın kesilmesi gerekiyor. 1 milyon 855 bin 391 ağaç ise taşınabilecek durumda. Ormanların yok olacağı, su kaynaklarının kurutulacağı belirtilirken, bölgenin heyelan alanı olduğu da kaydedildi…Proje alanı sınırları içerisinde ve alanın güney batısında yer alan hafriyat döküm alanı ve çevresinde toprak kayması ve heyelan hareketleri görülmektedir…Ayrıca alanda madencilik faaliyetleri sonucu bozulmuş arazilerde zeminde kaymalar söz konusudur…İstanbul'un önemli su ihtiyacını karşılayan su havzaları arasında yer alan Terkos Gölü'ne 2,5 kilometre uzaklıkta bulunan havalimanının yapımı için Terkos Barajı ve Alibeyköy Barajı havzasını besleyen çok sayıda derenin kurutulması planlanıyor. Proje alanında yer alan 70 adet göl ve göletin doldurulması İstanbul’u nasıl etkileyecektir?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Asıl kurban: Nefsin kurbanıdır / 05.06.2025
- İktidarın faizsiz ekonomi özlemi! / 04.06.2025
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- İktidarın faizsiz ekonomi özlemi! / 04.06.2025
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025