Ülkemizde gelenek haline gelmiştir. Özellikle seçim dönemlerinde televizyonlara çıkan bazı yazarlar, akademisyenler, milletimizin cahilliğinden ve bu cahilliğini kullanan siyasi ve sosyal yapılardan bahsederler, şikâyetçi olurlar.
Evet, milletimiz cahil değil cahil bırakılmış bir millettir. Bu doğru.
Ama hiç kimse bunlara, 'siz bu millet için ne yaptınız' sorusunu sormaz. Hiç varoşlara gittiniz mi? Oradaki insanların yaşam seviyesini incelediniz mi? Çöplerden plastik toplayan 10, 11 yaşındaki çocuklarla sohbet ettiniz mi?
Veya hangi köye gittiniz? Köylülerin nasıl bir ruh haline sahip olduklarını gözlemlediniz mi? Veya asgari ücretle hayatta kalma mücadelesi verdiniz mi?
Sözü uzatmayayım. Kim bunlar sorusunun cevabını rahmetli Mahzuni Şerif'in dizelerinden aktarayım;
"Bir yığın kitabı yığmış önüne
Sinek konsa korkar tatlı canına
Hipi yosmasını almış yanına
Pehlivanlık yapar gör hele hele
Köylüden yanadır toprak görmemiş
Viskiden gayriye dudak sürmemiş
Ömür boyu serçe bile vurmamış
Ordu yıkacakmış ker hele hele
Yiğittir ölüsü dağlarda kalan
Yiğittir yiğidin öcünü alan
Soytarıdan yiğit olur mu ulan
Sen bizim dağlara gir hele hele?"
Ülkemiz ekranları ve medya köşelerini kapmış bu profilde yüzlerce isim var. İşçi hakkından, emekten, alın terinden bahseder ama alnı hiç terlememiştir.
Hukuktan, haksızlıktan, özgürlükten, demokrasiden bahseder ama kendisini hakkın ve hukukun üzerinde görür.
Dinden, imandan bahseder ama yalandan sakınmaz, haramdan sakınmaz, iftiradan sakınmaz. Azıcık dünya menfaati için en büyük yalan ve iftiralara sarılır.
Atatürkçülükten, ulusalcılıktan bahseder ama ABD konsolosluklarından çıkmaz, batıyı öve öve bitiremez.
Hani bir vali hikâyemiz var ya! "Oğlum, sen adam olamazsın" sözüne alınan evlat, okuyor ve vali oluyor. Emir verip, babasını makamına çağırıyor. "Bak baba, adam olamazsın demiştin ama vali oldum" diye kendince bir ispata kalkıyor.
Babası, "oğlum ben, sana vali olamazsın demedim, adam olamazsın dedim" diye cevap veriyor.
Prof. Dr. Haydar Baş ile ilgili devam eden mali bir davanın konusu planlı bir şekilde birileri tarafından basına sızdırıldı.
Ve maalesef gazeteci, yazar vs. olan ama adam olamayan bazı tetikçiler olayı çok farklı mecralara çekerek, kendilerince bir şeyler ispat etmeye daha doğrusu bazı odaklara yaranmaya çalışıyorlar.
Dedim ya! Bunlar çok okumuş, onlarca kitap yığılı duruyor önlerinde. Ama ne hukuktan, ne özgürlükten, ne kişilerin milli ve manevi şahsiyetlerine saygıdan haberleri var!
Cahilliğin çaresi var. Ama okumuş olduğu halde hem de ülkemiz üzerinde hedefleri olanlara kendini satmış, kişi ve zihniyetlerin çaresi yok, tedavisi yoktur.
Nasıl tanınır bunlar?
Eğer bir kişinin veya yapının, bu milletin milli ve manevi değerleriyle sorunu varsa bilin ki o vesikasız satılmışlardandır.
Bu millet ve devletin bütünlüğünü her daim savunmuş, her türlü ırkçı ve mezhepçiliğe karşı ilmi çalışmalarla karşı çıkmış, ömrü ülkemizdeki misyoner yapıları ve FETÖ'nün gerçek misyonunu anlatarak ve mücadele ile geçirmiş, emperyalizmin karşısına dünyanın kabul ettiği 'Milli Ekonomi Modelini' koymuş bir insanı (ki, ülkemizde bu manada hedefe konulan çok değerli isimler de vardır) farklı profillerde sizlere tanıtmak isteyenleri görürseniz hemen bedellerini ödeyin. Çünkü satılmış oldukları aşikardır...
Evet, milletimiz cahil değil cahil bırakılmış bir millettir. Bu doğru.
Ama hiç kimse bunlara, 'siz bu millet için ne yaptınız' sorusunu sormaz. Hiç varoşlara gittiniz mi? Oradaki insanların yaşam seviyesini incelediniz mi? Çöplerden plastik toplayan 10, 11 yaşındaki çocuklarla sohbet ettiniz mi?
Veya hangi köye gittiniz? Köylülerin nasıl bir ruh haline sahip olduklarını gözlemlediniz mi? Veya asgari ücretle hayatta kalma mücadelesi verdiniz mi?
Sözü uzatmayayım. Kim bunlar sorusunun cevabını rahmetli Mahzuni Şerif'in dizelerinden aktarayım;
"Bir yığın kitabı yığmış önüne
Sinek konsa korkar tatlı canına
Hipi yosmasını almış yanına
Pehlivanlık yapar gör hele hele
Köylüden yanadır toprak görmemiş
Viskiden gayriye dudak sürmemiş
Ömür boyu serçe bile vurmamış
Ordu yıkacakmış ker hele hele
Yiğittir ölüsü dağlarda kalan
Yiğittir yiğidin öcünü alan
Soytarıdan yiğit olur mu ulan
Sen bizim dağlara gir hele hele?"
Ülkemiz ekranları ve medya köşelerini kapmış bu profilde yüzlerce isim var. İşçi hakkından, emekten, alın terinden bahseder ama alnı hiç terlememiştir.
Hukuktan, haksızlıktan, özgürlükten, demokrasiden bahseder ama kendisini hakkın ve hukukun üzerinde görür.
Dinden, imandan bahseder ama yalandan sakınmaz, haramdan sakınmaz, iftiradan sakınmaz. Azıcık dünya menfaati için en büyük yalan ve iftiralara sarılır.
Atatürkçülükten, ulusalcılıktan bahseder ama ABD konsolosluklarından çıkmaz, batıyı öve öve bitiremez.
Hani bir vali hikâyemiz var ya! "Oğlum, sen adam olamazsın" sözüne alınan evlat, okuyor ve vali oluyor. Emir verip, babasını makamına çağırıyor. "Bak baba, adam olamazsın demiştin ama vali oldum" diye kendince bir ispata kalkıyor.
Babası, "oğlum ben, sana vali olamazsın demedim, adam olamazsın dedim" diye cevap veriyor.
Prof. Dr. Haydar Baş ile ilgili devam eden mali bir davanın konusu planlı bir şekilde birileri tarafından basına sızdırıldı.
Ve maalesef gazeteci, yazar vs. olan ama adam olamayan bazı tetikçiler olayı çok farklı mecralara çekerek, kendilerince bir şeyler ispat etmeye daha doğrusu bazı odaklara yaranmaya çalışıyorlar.
Dedim ya! Bunlar çok okumuş, onlarca kitap yığılı duruyor önlerinde. Ama ne hukuktan, ne özgürlükten, ne kişilerin milli ve manevi şahsiyetlerine saygıdan haberleri var!
Cahilliğin çaresi var. Ama okumuş olduğu halde hem de ülkemiz üzerinde hedefleri olanlara kendini satmış, kişi ve zihniyetlerin çaresi yok, tedavisi yoktur.
Nasıl tanınır bunlar?
Eğer bir kişinin veya yapının, bu milletin milli ve manevi değerleriyle sorunu varsa bilin ki o vesikasız satılmışlardandır.
Bu millet ve devletin bütünlüğünü her daim savunmuş, her türlü ırkçı ve mezhepçiliğe karşı ilmi çalışmalarla karşı çıkmış, ömrü ülkemizdeki misyoner yapıları ve FETÖ'nün gerçek misyonunu anlatarak ve mücadele ile geçirmiş, emperyalizmin karşısına dünyanın kabul ettiği 'Milli Ekonomi Modelini' koymuş bir insanı (ki, ülkemizde bu manada hedefe konulan çok değerli isimler de vardır) farklı profillerde sizlere tanıtmak isteyenleri görürseniz hemen bedellerini ödeyin. Çünkü satılmış oldukları aşikardır...
Akın Aydın / diğer yazıları
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024